Amerikan yönetimi her yıl 11 Eylül’e doğru İkiz Kulelere yapılan saldırıyı hafızalarda canlandırır, Irak ve Afganistan işgalini meşrulaştırmak için korkuyu tazelerdi.
Bu yıl dikkatler 11 Eylül’ü Kuran yakarak anmaya çalışan manyak papaz Terry Jones üzerinde toplandı. Amerikan yönetimi Başkanı’yla, Savunma Bakanı’yla Papaz’ı durdurmak için seferber oldu...
Kuran yakma eyleminin müslüman ülkelerdeki ABD askerleri ve hıristiyanların hayatını tehlikeye atacağı uyarısıyla onu şimdilik durdurdular. Ama şimdilik...
Bu arada New York’ta sıfır noktasına cami inşaatı talebi üzerine ABD’de başlayan tartışmalar, Papaz’ın eylemiyle biraz daha kızıştı. Dinsel gerilim yükseldi.
Şu anketin sonucuna bakınız... ABD’de halkın yüzde 65’i papazın Kuran yakmasına karşı çıkıyor ama.. Yüzde 35’i de destekliyor... Yüzde 35... Dehşet bir oran...
* * *
11 Eylül saldırılarının 9. yılındayız... Bu süreçte yüz binlerce masum insan öldürüldü. “Kitle imha silahları var” yalanıyla Irak işgal, hatta yok edildi. Irak işgalinin ardından Türkiye’ye yönelik PKK saldırıları hortladı. Etnik sabotaj günümüzde de hızla sürüyor. 11 Eylül’ü gerçekten El Kaide mi düzenledi? İkiz Kule saldırılarının kimin çıkarına sonuçlar ürettiğine bakınca o saldırıyı ABD gizli örgütlerinin düzenlediği iddiası güç kazanıyor. O komplodan biz de nasibimizi acı şekilde alıyoruz. Ne diyelim? Tanrı dünyayı ABD’nin vahşetinden korusun...
Bir ülkeyi yönetenler halktan korkuyorsa orada “demokrasi” olurmuş. Halk kendisini yönetenlerden korkuyorsa, o sisteme “diktatörlük” denirmiş.
Cem Toker Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı
Seçmenlere uyarı:
Tercih mührünü oy pusulasında evet veya hayır hanesine bastıktan sonra pusulayı içe değil dışa doğru katlayınız. Mühür mürekkebi bulaşmasın...
Kitabiyat...Emektar gazeteci Mehmet Sağnak arkadaşımız koltuğunun altında yeni kitabıyla çıkageldi:
“Amca Size Gazeteci Diyebilir Miyim”
Şimdilerde Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Mehmet Sağnak bu kitabı yazmak için tam 700 film izlemiş... İçinde gazetecilerin yer aldığı 286 filmin senaryolarını incelemiş. Amacı Türk sinemasındaki gazeteci figürünü ortaya çıkartmak. Acaba Türk sineması kendince nasıl bir gazeteci imajı yaratmış? Kitap filmlerdeki ilginç diyaloglarla beyaz perdedeki gazeteciyi anlatıyor. Güzel bir belge kitap... TB Yayıncılık...
* * *
Önünde saygı ile eğileceğimiz bir kitap: “Anadolu Antik Tiyatroları”... Yaşar Yılmaz adlı mühendis arkadaş tam 41 bin kilometre yol katetmiş, 115 antik kentte 119 antik tiyatroyu yerinde incelemiş, ölçümlemiş, sırlarına ermeye çalışmış.. Antik tiyatroların yerleri nasıl seçilmiş, sesin en yükseğe erişimi için hangi teknikler kullanılmış, tiyatro neden Çin’de, Mısır’da Perslerde değil de Ege kültüründe ortaya çıkmış? Tiyatro neden bir demokrasi kurumudur. Kitabı okumalısınız. YEM Yayınları...
Referandum anısı
Yıl 1982... Anayasa referandumu 7 Kasım günü yapılacak. Evet oyu beyaz, hayır oyu mavi... Bir karikatürde adamın “Sevgilim gözlerin ne kadar mavi” demesi bile mesele oluyor. Mavi demeye yürek istiyor. İşte o günlerde, 24 Ekim 1982 günü, Cumhuriyet’te aşağıdaki haber yayımlanıyor:
“Mavi Kartlar Değiştirilecek
İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri’nden yapılan açıklamada, otobüslerde kullanılan mavi kartların değiştirileceği bildirildi. İETT Genel Müdürlüğü’nce yapılan açıklamada,kartların renginin yanlış anlamlara ve istismarlara neden olabileceği belirtildi.Kartların en kısa sürede toplatılarak yerine başka renkte yeni kartların dağıtılacağı kaydedildi.”
* * *
Yalakalığın bu kerteye gelmesi bendenizi adeta çıldırtıyor. Ertesi gün Güneş’te Arka Pencere’de yaradana sığınıp şunları yazıyorum:
“Mavi Kart
İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel (İETT) İşletmeleri küçük fakat önemli bir açıklama yaptı... Açıklamada, otobüslerde kullanılan mavi kartların değiştirileceği bildirildi.
Alınan bu kararın gerekçesi mi?
‘Kartların rengi yanlış anlamalara ve istismara neden olabilir’miş...
Doğrusu biz bu haberi duyunca üzüldük... Zira kararı alan kişiler ruh sağlığı yerinde birer yurttaş olarak İETT gibi bir kuruluşu yönetmekte.
Ve düşündük? Nedir otobüs abonman kartının mavi oluşunun sakıncası... İnsanlar verecekleri oyun rengini otobüs abonman kartına bakarak mı tayin ediyorlar? Böyle deli var mı piyasada? Yooo... E öyleyse binlerce, yüz binlerce liralık abonman kartını rengi mavi diye iptal etmenin anlamı nedir? Yukarılara şirin görünme manevrası mı? Kim bilir?
Ama hiç sanmıyoruz ki yukardan kendilerine: ‘Bravo biz bu kadarını düşünmemiştik’ denilsin...”
Ertesi sabah Cumhuriyet’ten telefon geliyor... Genel Yayın Müdürü Hasan Cemal:
- Ne yaptın sen yahu, diyor, o haberi arkadaşlar dalga geçmek için yazıp ortada bırakmışlar, gece nöbetçisinin de hoşuna gitmiş sayfaya koymuş. Haberi aslı astarı yok... Valla yandık...
Hem Cumhuriyet hem biz ertesi gün haberin aslı olmadığını yazıyoruz... Endişeli bir bekleyişe giriyoruz. Neyse ki arkası gelmiyor. Derin nefes alıyoruz...