Soykırım anketi

23 Nisan 2015

Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi EDAM, geçen yılın sonunda Türkiye çapında 1508 kişinin katıldığı bir anket düzenledi. Sorulan soru şu:
“Önümüzdeki yıl 1915’te hayatlarını kaybeden Osmanlı Ermenilerinin anısına, dünyanın çeşitli yerlerinde anma törenleri düzenlenecek ve mesajlar yayımlanacak. Bu etkinlikler öncesinde Türkiye, Ermeni meselesi ile ilgili olarak okuyacaklarımdan sizce hangisini yapmalı?”
Gelen yanıtlar şöyle:
- Türkiye 1915 yılında olanların bir soykırım olduğunu kabul etmeli (Yüzde 9.1)
- 1915’te hayatını kaybedenler için sadece özür dilemeli (Yüzde 9.1)
- 1915’te hayatını kaybedenler için üzüntü bildirmeli ama özür dilememeli (Yüzde 12)
- 1915’te hayatını kaybedenleri yalnızca Ermeniler olmadığı görüşüyle o dönemde ölen tüm Osmanlı yurttaşları için üzüntülerini bildirmeli(Yüzde 23.5)

Yazının Devamı

Güncel tehcir!

22 Nisan 2015

New York’ta İkiz Kuleler 2001 yılında vuruldu. Amerika, kuleleri El Kaide vurdu diye Afganistan’a indi. Yüz binlerce insanı öldürdü. Oradan kitle imha silahları yalanıyla Irak’a geçti. Taş taş üstünde bırakmadı. Halkları diktatörlerden kurtarıyoruz diye Saddam’ın ardından Kaddafi, Mübarek, Esad’ın peşine düştü. İç savaşları kışkırttı. İslamcı teröristleri iç savaşlarda araç olarak kullandı. El Kaide ve uzantısı olan El Nusra, IŞİD ve Boko Haram gibi insanlık dışı organizmalar ABD’nin ve Avrupa’nın desteğiyle onun yarattığı bataklıkta üredi...
Bugün Ortadoğu ve Afrika bir yandan iç savaş, bir yandan El Kaide uzantısı örgütlerin vahşeti ile kasıp kavruluyor.
Ölüm ve açlık korkusuna kapılan halk akın akın kaçıyor... Kaçanlar salkım salkım Akdeniz’e dökülüp boğuluyor.
Avrupa ülkeleri kurtarma örgütlenmesine para vermiyor. Çünkü sefalete sürüklediği insanları başına bela almak istemiyor.
Onların boğularak ölmesini gizliden onaylıyor.
Ortadoğu ve Afrika’da iç savaşlar yüzünden 57 milyon insanın evlerinden göç ettiği bildiriliyor. Bu da resmen bir zorunlu sürgün yani tehcirdir.
Bu insanlık suçunun faili ABD ve Avrupa, bugün savaşa ve sürgüne mahkûm ettiği milyonları

Yazının Devamı

Soykırım vurgunu!

21 Nisan 2015

E-posta’dan dün şu davet çıktı:
“Sizi İstanbul’da 22 Nisan 2015 günü saat 11:00’de yapılacak Ermeni Soykırımı’nın Yüzüncü Yılını Anma Etkinlikleri’nin programının ve amaçlarının sunulacağı basın toplantısına davet etmekten memnuniyet duyarız.”
Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yıldönümünün hemen öncesinde Türkiyeli ve Ermeni asıllı Amerikalı sivil toplum örgütleri, Türkiye hükümetine, tarihi olayların hakikatını tanıması, dolambaçsız bir özür yayınlaması ve hesap verme ve tazmin ve telafi etme istikametinde ilerlemesi için bir çağrı yaptıklarını duyurdular.”
Mesajın altında AGBU, Egam, Durde gibi ABD’li ve Türk sivil toplum örgütlerinin adları geçiyor.
? ? ?
Geçmişte Türkiye’nin “Özürün arkası tazminat ve toprak talebidir” gibi itirazlarına karşı taraf “Acılara ortak olun, özür dileyin, başka bir şey istenmiyor” diyordu.
Artık daha açık konuşuyorlar...

Yazının Devamı

Beyler bi zahmet!

19 Nisan 2015

23 Nisan yaklaşırken... Eskişehirli dostumuz Tarık Erden yüksek koltuklarda oturan ve 23 Nisan’da yerlerini büyük fedakârlıkla beş dakikalığına çocuklara bırakacak olan zevata sesleniyor... Bakın ne diyor:
“23 Nisanlarda artık çocuklar büyüklerin yerine geçmesin.
Büyükler çocukların yerine geçsin.
Örneğin Cumhurbaşkanı, Çocuk Esirgeme Kurumu’nda bir süre kalsın.
Adalet Bakanı, bir çocuk hapishanesine uğrasın.
Aile Bakanı, bir çocuk gelinin evinde birkaç dakika geçirsin.
Sağlık Bakanı, tinerci çocukların semtine bir uğrasın.

Yazının Devamı

1965 hakkında...

18 Nisan 2015

İnternette geçen yıl ilginç bir kitap yayınlandı... Serdar Korucu ve Aris Nalcı’nın birlikte yazdığı “1965” adlı bu kitap, tehcirin 50. yılında Ermenilerin dünyanın dört bir yanında düzenledikleri anma etkinlikleri ve Türk basınında çıkan yazılardan oluşuyor.
İlginç olan... Dünyada o yıla yani 1965’e kadar kitlesel bir anma yapılmamış.
O yıl Lübnan’da bir hareketlenme var. Soykırımın tanınması için ilk çalışmalar orada yapılıyor.
Ama ilk ve büyük gösteri 24 Nisan’da Sovyetler Birliği’nde Ermenistan’ın başkenti Erivan’dadır. 100 bin kişilik bir kitle, Opera Meydanı’nda toplanarak yürüyüşe geçiyor ve Ermeni katliamını sembolize eden anıta karanfiller bırakıyor...
Türkiye tarafı ise, böyle bir protestoyla ilk kez karşılaşmanın verdiği şaşkınlık içindedir.
Gazeteler bu kampanyanın arkasında genellikle Yunanistan’ı görüyor.
Aziz Nesin ‘Parmak’ başlıklı yazısında “Ermenileri Amerikalılar kışkırttı” diyor.

Yazının Devamı

Entel beyanname

17 Nisan 2015

Başbakan Davutoğlu’nun önceki gün açıkladığı seçim beyannamesi için “entelektüel düzeyi yüksek” deniyor. İspatı mı? Örneğin şu cümlelere bakın:
“Ortak tarihdaşlık, ortak kadim geçmişimizi ve geleceğe dönük ortak kader bilincimizi yansıtmaktadır.İnsan onuru ilkesinin anayasal ve siyasal düzenimizdeki dayanakları aidiyet bilincimizi oluşturan ortak tarihdaşlık ve hak, hukuk ve adalete dayalı eşit vatandaşlıktır.”
? ? ?
Cümleler anlaşılır olmaktan çıktıkça entel düzeyi yükseliyor malum!
Gelelim entel düzeyi alçak olup kolay anlaşılır bir cümleye:
“Yeni anayasada herhangi bir etnik veya dini kimliğe referans olmayacak”
Ne demek bu? Anayasa’dan “Türk” ve “Türk milleti” sözcükleri çıkartılacak demek. Neden? Çünkü İmralı öyle istiyor. İmralı zabıtlarında Öcalan’ın Sırrı Süreyya’ya Anayasa’nın yeni 66. maddesini nasıl dikte ettirdiği yazıyor.

Yazının Devamı

Zozani sakatlandı!

16 Nisan 2015

Sabah gazetesinin dünkü manşeti şöyleydi:
“Baraj zora girdi, silaha sarıldılar”
İktidar HDP’nin barajı aşmak için silaha sarıldığını söylerken HDP tarafının iddiası da hemen hemen aynı:
“Tek başına iktidar olmaları zora girdi, silaha sarıldılar”
Ağrı’daki çatışmanın seçime dönük bir gösteri olduğunu anlamayan kalmadı.
Ve bir kez daha anlaşıldı ki... Çözüm, barış, insan hayatı vs. hikaye...
Oy gelecekse insan da feda edilir, çözüm süreci de...

Yazının Devamı

Papa gol attı!

15 Nisan 2015

Papa Francesco, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serkisyan’ın de katıldığı ayinde “20. yüzyılın ilk soykırım kurbanı Ermeni toplumudur” diyerek gündemi sarsıyor. Papa’nın bu çıkışından sonra ABD ve diğer birçok ülkenin bu konudaki söylemleri sertleştireceği tahmin ediliyor.
Emekli diplomat Onur Öymen:
- Bir soykırımdan söz edebilmek için ortada bir mahkeme kararı olması gerekir, diyor, Papalık bir mahkeme değil o yüzden Papa’nın bu konuda hüküm vermeye yetkisi yoktur...
Vatikan Büyükelçimiz Taha Carım 1977 yılında neredeyse Vatikan’ın bahçesinde öldürüldü.
Ermenistan bu cinayetleri işlyen ASALA teröristlerinin Erivan’da anıtını dikti.
Papa Francesco elbette bunlardan hiç söz etmiyor.
Ankara Papa’ya tepki gösteriyor. Acaba bu tepki yeterli mi? Onur Öymen:

Yazının Devamı