Teröristlerin şehit ettiği Savcı Mehmet Kiraz odasında rehinken, polis, havalandırma kanallarından savcı Kiraz’ın odasına gaz sıkarak müdahale etmeyi düşünüyor. Bunun için Okmeydanı Eğitim Hastanesi’nden anestezi uzmanları adliyeye getirilip görüşleri alınıyor. Anestezi uzmanları odanın büyük olduğunu, gazın etkisiz kalacağını söylüyor. Plandan vazgeçiliyor.
Amerika’da yaşayan doktor Okan Öztürk soruyor:
- Terörle mücadele konusunda eğitimli özel tim o odaya verilecek gazın teknik olarak özelliklerini, miktarını bilmiyor mu? Kalabalıkların içine gaz bombası atarken anestezi uzmanlarına mı danışılıyor?
- Odaya mikrofiber kamera ile kapı altı veya duvardan sessiz matkapla girilerek içerideki hareketler izlenmemiş midir?
- Teröristlerin Yunanistan’la haberleştikleri açıklandı. Dışarıyla bağlantının kesilmesi için jammer araçları getirilemez miydi?
Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ dün otopsi raporu ve mermilerle ilgili balistik raporunun açıklanması gerektiğini söyledi. Raporlar bekleniyor.
Bu arada bir merak: Olay sonrası polislerin kutlanması acaba bu tür olaylarda rehinenin kurtarılması değil teröristlerin ölü ele geçirilmesine önem verildiğinin bir
Görevine bağlı bir savcı ile üç eylemcinin ölümüyle sonuçlanan iki günlük terör olayından önümüzdeki günlere neler taşınacak? Bu olay seçime doğru hangi algıyı yaratacak, ne tür propagandalara malzeme olacak.. Şimdiden anlaşılıyor ki... İstihbarat ve güvenlik zafiyeti arka planda kalacak, ön plana şu iddialar geçecektir.
? Gezi olaylarında öldürülen bir gence terör örgütü sahip çıkıyorsa Gezi’nin arkasında terör örgütü var demektir... O zaman Gezi olayları da terörist harekettir...
? Berkin Elvan, ona sahip çıkanlara bakılırsa, terörist bir gençtir.
? Terörün bu kadar pervasız ve azgın bir hal alması İç Güvenlik Paketinin ne kadar doğru zamanda çıkarıldığını göstermektedir. Paket çıkarılmasa seçim öncesi terör daha da tırmanacaktı.
? Terörün kökünü kurutmak için daha sıkı önlemler alınmalı, Başbakan’ın söylediği gibi toplumsal olaylara göz açtırmamalı, kimse gösteri için sokağa çıkmamalıdır.
? Teröristler pazarlık için CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nu çağırdı. Demek ki teröristler CHP’yi kendilerine yakın buluyor... CHP teröristlerle kol koladır.
? Avukatları ve basını bilvesile biraz daha zapturapt altına almak lazımdır.
Savcı Mehmet Selim Kiraz ve iki teröristin ölümüyle sonuçlanan Çağlayan Adliyesi’ndeki saldırı üzerinde tartışmalar sürüyor. Eski bir savcı olan CHP milletvekili Ömer Süha Aldan olayı şöyle yorumluyor:
- İlk söyleyeceğim şudur; operasyon için acele edilmeyip teröristlerin fizik ve moral direncinin minimum düzeye inmesi beklenmeliydi. Bunun yapılmaması büyük hata olmuştur. Odadan iki el silah sesi gelmesi operasyon başlatılmasını gerektirmez. Çünkü siz odayı görmediğiniz için o silahın kim tarafından ne amaçla ve nereye sıkıldığını bilmiyorsunuz. Teröristler belki polisi yanıltmak için havaya ateş etti. Varsayımla operasyon mu olur?
- Diyelim ki savcıya ateş edildiği varsayımı doğru...
- İlk iki kurşun teröristlerce merhum meslektaşımıza sıkıldıysa diğer üç kurşun nedir? Beyne ateş edilen iki kurşunla insan zaten ölür. Teröristlerin daha sonra polislerle girecekleri çatışmayı düşünerek kurşunları daha “tasarruflu” kullanmaları gerekmez mi?
- Bu soruların yanıtını öğrenmek mümkün mü peki?
- Sağlıklı bir otopsi yapılırsa, merhumun üzerindeki kurşunların hangi silahtan çıktığı, hangi açıyla hangi mesafeden atıldığı çok rahatlıkla tespit edilir. Ama bu yapılır mı derseniz,
Yurtta elektrik kesintileri sabah 10:36’da başladı. Bu satırların yazıldığı sırada kesintinin üzerinden 7 saat geçmişti. Kimi yerlere elektrik şöyle bir gelmiş gitmiş, kimi yerlere hiç gelmemişti. En vahimi, aradan geçen 7 saatte arızanın sebebinin bulunamamış olmasıydı. Anlaşılan sistemden önce devletin teknik kadroları çökmüştü. Enerji Bakanı Taner Yıldız ekranda konuşuyordu:
“İzmir tarafında özel sektöre ait bir santralin bir gerekçe ile devre dışı kaldığı ve onun bir domino tesiri yaptığından bahsediliyor. Ama bunu teyit etmem lazım... Kesintinin farklı sebepleri olabilir... Siber saldırı? Bunu söyleyemem... İletim hatlarından veya manevra dediğimiz bir hadiseden veya başka bir şeyden mi geldi, araştırıyoruz... Terör dahil her şeyi araştırıyoruz.”
Anlaşılan oydu ki, kesintinin sebebiyle ilgili Bakan Yıldız’ın sahip olduğu bilgi sokaktaki sade vatandaşınkinden fazla değildi. CHP milletvekili Umut Oran dün sıcağı sıcağına verdiği soru önergesiyle Bakan Yıldız’a net bir soru sordu.
“Bu elektrik kesintisi ile TBMM’den bu hafta geçirmeye çalıştığınız nükleer santral yasa tasarısı arasında herhangi bir ilişki var mıdır?”
Yoksa terör mü? Yoksa santral arızası mı? Altında
CHP ön seçim yaparak parti içi demokrasiye doğru önemli bir adım attı, diğer partileri solladı.
Ön seçim CHP’de parti üyeliğini anlamlı hale getirecek, üyelere kimlik ve kişilik kazandıracak. Uzun dönemde tabana dayalı politikayı güçlendirecek.
AKP de eğilim yoklaması yapıyor. Ancak sandıklar, genel merkezde açılıyor. Sayım gizli yapılıyor. Göstermelik oluyor. CHP bu yolda parlak bir örnek oluşturdu.
Sonuçlara gelince... Delegelerin silindiri öyle böyle olmadı; Önder Sav, Adnan Keskin, Süleyman Çelebi, Dilek Akagün Yılmaz, Malik Ejder Özdemir, Hasan Ören, Ahmet Topbaş’ın da aralarında yer aldığı tam 15 milletvekili listeye dahi giremedi. Deniz Baykal ve Mustafa Sarıgül listeye girmelerine rağmen beklediklerinin altındaki sıralarla yetinmek durumunda kaldılar. Deniz Baykal liste başı olamamanın dışında bir diğer şoku da Antalya’da birlikte politika yaptığı milletvekili arkadaşlarının tamamını kaybederek yaşadı. Hüsran yaşamayan tek Baykalcı, Aydın’da Metin Lütfü Baydar oldu.
Pazar günkü ön seçimde kadın adayların başarısı dikkat çekti. İstanbul ve Ankara’nın birinci bölgeleriyle Afyon, Denizli’de kadın adaylar ilk sıraları alırken Konya, Manisa, Bursa, Yozgat ve Niğde’de
Bir hayır sahibi, internette, sıkça tekrarladığımız ama yanlış bildiğimiz ata sözlerinin doğrularını hatırlatmış... Bakın sık sık ağzımızdan çıkan sözlerin aslı nedir?
“Güzele bakmak sevaptır” değil,
“Güzel bakmak sevaptır”.
“Azimle sıçan duvarı deler” değil,
“Azimli sıçan (fare) duvarı deler”.
“Göz var, nizam var” değil,
“Göz var, izan var”.
Bölgemizin herhangi bir coğrafyasında mezhep çatışması olacak da bizim iktidar tarafsız kalacak, mümkün mü? Mümkün olmadığını Yemen’de patlak veren Şii ayaklanmasında gördük son olarak. Hemen ve derhal “mezhebine ve meşrebine” uygun tavrı sergiledi, ABD, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün vs. ile Sünni saftaki yerini aldı. Onur Öymen’le bu konuyu konuştuk. Önce olay neydi?
- Yemen’de Husi Şiiler, Sünnilere karşı ayaklandı. Bu ülke hem stratejik konumu hem de El Kaide’ye karşı üssü olması nedeniyle ABD açısından çok önemliydi. Suudi Arabistan’ın ise yumuşak karnıydı. Her iki ülke kendi çıkarları gereği Sünnilerin yanında çatışmaya dahil oldu. Bizim iktidarın Sünnilerin yanında saf tutmasının iki nedeni var. Birincisi haklı mı haksız mı... Ya da ulusal çıkarlarımıza uygun mu değil mi olduğuna bakmadan kim Sünni ise onu gözü kapalı desteklemek... İkincisi; Obama ile aradaki soğukluğu gidermek... En azından telefona çıkmasını ya da telefonla aramasını sağlamak. Bu amaca ulaşıldığını Obama’nın uzun aradan sonra önceki gün Tayyip Erdoğan’ı telefonla arayıp “karşı jest” yaptığının açıklanmasıyla öğrenmiş bulunuyoruz.
-Yemen’deki bu tavrımızın bize getirisi, götürüsü ne olur?
-Getirisi
Seçim sonrasında bir AKP - CHP koalisyonu ihtimali CHP’nin üst yönetiminde ciddi ciddi tartışılıyor. Ve uygulanabilir görülüyor. Genel Sekreter Gürsel Tekin’in birkaç gün önceki demeci boşuna değildi. Ne demişti:
“HDP’nin güçlenmesini isteriz”
CHP’nin hesabına göre eğer HDP barajı aşarsa AKP Meclis’te çoğunluğu kaybedecek, o takdirde bir AKP - CHP koalisyonu gündeme gelecektir.
CHP kendini böyle bir koalisyona hazırlıyor. O kadar ki... Kemal Derviş, Nevruz konuşmasından bir gün önce
CNN ekranında, AKP - CHP koalisyonunun açılımı yürütebileceğini, kendisinin de böyle bir koalisyonda görev alabileceğini söylüyor. Ve dün Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeden sonra CHP’nin muhtemel iktidarında bakanlığı kabul ettiği açıklanıyor.
Peki AKP seçimde çoğunluğu bulamadığında gider de MHP veya HDP ile koalisyon yaparsa ne olacak? Sanırız bu ihtimal üzerinde fazla durulmuyor. Hoş, sürece katkı konusunda da CHP’nin HDP’den fazlası var eksiği yok!
AKP cephesine gelince... Cumhurbaşkanı’nın “Süreci askıya alın” talimatıyla sürece ara verildi. Neden? Anketlerde AKP’den MHP ve HDP’ye oy kaydığı görülüyormuş... HDP’nin barajı aşması durumunda başkanlık hayali suya düşecek olan Erdoğan,