Ağrı’lı sorular!

14 Nisan 2015

Ağrı’da önceki gün yapılan PKK operasyonuna ilişkin açıklamalar tatmin edici olmadığı gibi, tam tersine, kafalardaki soru işaretlerini artırır nitelikte.
Bölge kırsalında PKK ile en az iki yıldır çatışma yaşanmıyor. Bunun nedeni kibarca “çatışmasızlık” diye adlandırılan uygulama. Özetle; valiler izin vermediği için asker kışlasından dışarı çıkmıyor buna karşılık kırsaldaki PKK’lılar kışlalara saldırmıyor.
O zaman bu operasyonun izahı ne? Efendim, güvenlik güçlerine, bölgede düzenlenen bahar şenliğinde “PKK propaganda yapacak” diye ihbar gelmiş!
Bırakın kırsalı, şehirlerde bile PKK propagandalarına göz yumulurken bu defa ne bu hassasiyet?
PKK neden operasyon yapıldı diye TSK’yı suçluyor? TSK “Biz operasyona gelmedik” diye adeta özür diliyor. Nedir bu alttan alma, hesap verme manevraları?
Bu arada sivillerin yaralı asker taşıması nereden çıktı? Kentteki sivil PKK’lılar olduğu ve bölgeye canlı kalkan olarak geldiği sanılan o sivillerin askere “Size insanlık dersi vereceğiz” diye laf atması hoş mu? Asker kendi yaralısını taşıyamıyor mu?
? ? ?

Yazının Devamı

“Ne ülen bu?”

12 Nisan 2015

Bir Türkçe âşığı... Ve dil emekçisi olan Kemal Kırar’ın piyasaya taze çıkan kitabının adı:
“Ne Ülen Bu?”
Kitabı okudukça konuştuğumuz dilden hayli uzak kaldığımızı anlıyoruz...
Sabah akşam ağzımızdan çıkan deyimlerin kaynağını da bilmiyoruz çoğu zaman...
Mesela... Dilimizde “Taş çıkartmak” diye bir deyim vardır...
Bir kız çocuğundan söz ederken “Erkeklere taş çıkartıyor” deriz mesela...
Bilge bir adamdan söz ederken “Nice üniversite mezununa taş çıkartır” denir...

Yazının Devamı

Kadın tarifi...

11 Nisan 2015

Başbakan Ahmet Davutoğlu, bazı milletvekili adaylarını Google’daki konuşmalarını dinleyerek saptamış. .
Acaba Uğur Işılak’ın konuşmalarını da dinledi mi?
Uğur Işılak bir müzisyen. Orta Asya’dan Dombra türküsünü alıp sözlerini değiştirerek AKP’ye seçim şarkısı yaptı. Bu arada Tayyip Erdoğan’ın da kalbini kazanmış olmalı. İstanbul üçüncü bölgeden 9. sıradan yani seçilebilecek bir yerden aday gösterildi. Uğur Işılak’ın Ülke TV’de yayınlanan bir konuşması şu sıralarda internette dolaşıyor. Bu konuşmasında - aynen - diyor ki:
“Her feministin gönlünde bir kocaya meftun olmak, onun kölesi olmak, onun bireyi olmak, ona ait olmak gibi bir hissiyat yoksa gelsin karşıma çıksın. Her kadının içinde fıtri olarak bu var. Bu yokmuş gibi hareket etmek fıtrata aykırı hareket etmektir ki onlar kesinlikle mutlu değiller. Ben o feministlerin mutlu olduğunu zannetmiyorum. Kadının tabiatı bağlanmaktır, ait olmaktır. Erkeğinki öyle değildir. Erkek kadına ait olmaz, sahip olur.”
Kadına yönelik şiddetin tavan yaptığı bir dönemde Uğur Bey’in Meclise girmesi aynı zamanda kadınlara siyasi mesaj niteliği de taşıyor:
“Erkeğe ait olduğunuzu, onun kölesi olduğunuzu unutmayın...
Unutursanız başınıza

Yazının Devamı

Terör istismarı!

10 Nisan 2015

Savcı Selim Kiraz’ın teröristlerce öldürülmesinin öncelikli üç sorumlusu var:
1. İstihbarat organları, teröristlerin planını önceden haber alıp engel olamamıştır.
2. Adliye’deki sivil güvenlik görevlileri teröristlerin kendilerini avukat diye uyutmasını önleyememiştir.
3. Güvenlik güçleri rehin savcıyı sağ kurtarmak ihtimali varken bunu başaramamış, üç kişiyi birden öldürmüşlerdir.
Hal böyleyken Cumhurbaşkanı, Başbakan ve yandaş basın, sabah akşam onları değil, bu cinayette en ufak sorumluluğu bulunmayan avukatları ve gazetecileri hedef tahtasına oturttu. Çağlayan Adliyesi’nde bir arama krizi yaşanıyor. Teröristler bundan sonraki eylemi de Çağlayan Adliyesi’ne “Avukat kapısı”ndan girerek işleyeceklermiş gibi, bütün önlem orada alınıyor. Başka adliyelerde önlem yok. Her şey buram buram kasıt kokuyor.
Eski Roma’da sesi daha çok çıkan haklı sayılırmış... Değişen bir şey yok.

Esprinin sırası mı?

Kedi esprisi, CHP seçim reklamında da kullanılmış. Malum; Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın seçimlerde elektrik kesintisini “Trafoya kedi girdi” diye açıklaması, espri konusu oldu. Oysa ortada esprilik bir durum yok. CHP ve MHP bu konuda espri yapacak yerde seçimin ardından suç duy

Yazının Devamı

Tuhaf harcama!

9 Nisan 2015

Postadan 850 sayfalık tuğladan da kalın bir kitap çıktı... “Türkiye Nereden Nereye” başlıklı kitap, CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın üç dönem milletvekilliği süresince izlediği konuları kapsıyor... Ülkenin siyasi tarihine, daha doğrusu “yolsuzluklar tarihi” ne zengin katkılar sunuyor.
Atilla Kart, AKP iktidarının icraatını en sıkı takip eden meclis üyelerinden biri hatta belki birincisiydi. Kuşkulu konuları hukukçu titizliği ile takibe aldı, kirli ilişkilerin üzerindeki örtüleri kaldırdı, yolsuzlukları teşhir etti, kamuoyunu uyandırmaya çalıştı...
Örtülü ödenekle ilgili kuşkular, Seydişehir Alüminyum’da oynanan oyunlar, Deniz Feneri, İsviçre hesapları, Yargıç sınavları, Milli Piyango’dan çıkan pis kokular, İhlas Olayı, Mayınlı araziler, IŞİD’e katılımlar, Yasin El Kadı’nın ilişkileri vs. Atilla Kart’ın takibe aldığı konuların bir kısmıydı... Kart, AKP’yi en çok sıkıştıran CHP milletvekiliydi.
CHP’de aday seçilmemesi şaşkınlık yaratan diğer isim Umut Oran oldu. O da Atilla Kart gibi sorgulayıcı ve takipçi olmuştu. Ali Özgündüz de öyle. Bu isimlere Aykut Erdoğdu da eklenebilir. Ancak Erdoğdu ön seçimlere girerek kendini tasfiye olmaktan kurtarmış bulunuyor.
Ne

Yazının Devamı

Yarım yol ileri

8 Nisan 2015

Milletvekili listelerinde en büyük sürprizler CHP’de yaşandı. Bazı isimlerin neden dışlandığı, bazılarının hangi nitelikleriyle listeye girdiği anlaşılamadı.
Atilla Kart gibi çalışkan bir isim, Erdal Aksünger gibi bir bilişim uzmanı, Güldal Mumcu gibi usta bir yönetici, Ali Özgündüz gibi çalışkan bir hukukçu, Hurşit Güneş gibi bir iktisatçı neden kontenjan listesinin dışında kaldı? Anlaşılamadı. Eski Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın liste dışı kalması keza şaşırtıcı oldu. Oran’ın çevresi dün Genel Başkan’ın ona kontenjan umudu verdiğini Umut Oran’ın bu yüzden ön seçime gitmediğini anlatıyordu. Oran çalım yemişti. Kadınlara öncelikten söz edilirken Kadın Kolları Başkanı Hilal Dokuzcan’ın liste dışı bırakılması sürpriz olmuştu.
Hatay’da Mehmet Ali Ediboğlu gibi nitelikli isimler liste dışı kalırken Grup Yorum’un eski solistinin hangi nitelikleriyle listeye girdiği de anlaşılamadı.
Elenen bazı isimlerin tabanı olmadığı gerekçe gösterildi. Oysa Mehmet Bekaroğlu veya Sezgin Tanrıkulu gibi isimlerin de tabanı yok.. Ama el üstünde tutuluyorlar.
Bu arada Gürkut Acar, Melda Onur,Osman Korutürk, Kadir Gökmen Öğüt, Turgut Dibek gibi çalışkan isimler de ön seçimlerde elendi.

Yazının Devamı

Tekne Park...

7 Nisan 2015

Paris’in ilk kadın belediye başkanı Anne Hidalgo(56) görevde birinci yılını doldurdu... Başkan 11 Nisan’da Parislileri Belediye Sarayı’na davet ediyor... Bütün gün seçmenlere ayrılacak... Sabah Paris’in sorunları konuşulacak... Öğleden sonra Parislilerle sorulu cevaplı bir toplantı yapılacak. Başkan görevinin birinci yılında Parislilere hesap verecek...
Türkiye’de belediye başkanlarının bu tür âdetleri yok.
Vazgeçtik hesap vermelerinden...
Halka uygulanacak projelerle ilgili haber veya bilgi de vermiyorlar.
Son örnek Bebek’ten... Büyükşehir Belediyesi, Bebek’te halka sormadan bir teknopark inşa etme kararı aldı. Bu projeye göre deniz doldurulacak, otopark yapılacak, bir küçük marina inşa edilecek. Halk kendisinden gizlice tezgâhlanan bu projeye karşı pazar günü bir protesto eylemi yaptı. Gösteriye katılanlar belediyenin halka sormadan iş yapmasını kınadılar.
Teknesini o kıyıya bağlayan birkaç varlıklı kişi otomobilini park edecek yer bulamıyormuş. Birkaç tekne sahibinin keyfi için semt ve kent halkı hiçe sayılıyor. Oysa özellikle kamusal alanlarındaki projelerde o kentte yaşayan herkesin bilgi alma, katılım ve itiraz hakkı vardır. Halka saygılı, demokrat belediyecilik

Yazının Devamı

Vatansız gazeteci

5 Nisan 2015

Yıllardır sürgünde yaşayan gazeteci Doğan Özgüden’le ilgili bir belge film yapan Nazım Alpman, Özgüden’in “Vatansız Gazeteci” adlı kitabını okurken hoş bir olaya rast gelmiş...
Doğan Özgüden çok genç yaşta Akşam’ın Genel Yayın Müdürü oluyor. İlk iş olarak Çetin Altan’ı Milliyet’ten Akşam’a transfer etmek istiyor. Bunu yapmadan önce de patron Malik Yolaç ile konuşuyor. Patron biraz kuşkuludur:
- Çetin Altan problem çıkartır sana… Daha önce de buradaydı, bizi bırakıp gitti, diyor.
Özgüden kararlı olduğunu söyleyince Yolaç “Tamam” diyor:
- Sen bilirsin, seçimi sana bırakıyorum. Ama Çetin konusunda söylediklerimi de unutma…
Özgüden patronla yeni yazarı arasında buzları eritmek için eşi İnci Tuğsavul Özgüden ile evinde bir yemek düzenliyor. Yemekte söz siyasete gelince Çetin Altan yavaş yavaş öfkeleniyor. Patron Malik Yolaç’a burjuvalığından başlayarak hakaretler yağdırıyor. Bir iki dayanan Yolaç, sonunda lise arkadaşı Çetin Altan’a sert bir yanıt veriyor. Bunun üzerine Çetin Altan seri bir hareketle belinden tabancasını çıkartıp rasgele ateş etmeye başlıyor. Kurşunlardan biri de İnci Hanım’ın kulağının dibinden geçiyor. Bu sırada Malik Yolaç, Altan’ın üzerine atlayıp

Yazının Devamı