Breh breh dedik!

17 Mart 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hafta sonunda PKK ve HDP’ye çatan sözleri kimi çevrede şaşkınlık yarattı, kimi çevrede takdir topladı. Ne demişti:
“Şimdi varsa yoksa bakıyorsun Kürt sorunu. Kardeşim ne Kürt sorunu ya! Neyin eksik senin? Başbakan çıkardın mı, bakan çıkardın mı, çıkardın. TSK’de var mısın, varsın. Ne istiyorsun, daha ne istiyorsun? Allah aşkına bizden farklı neyiniz var, her şeye sahipsiniz. Bu devlet bir ayrım yaptı mı?”
Özellikle milliyetçi çevrelerden alkış alan bu sözler ne ifade ediyor...
Galiba hiçbir şey... Erdoğan’ın geçmişte AB’ye, ABD’ye de böyle çıkışları oldu. Ama bu çıkışların sadece tavizleri gizlemeyi amaçladığı kısa süre sonra anlaşıldı. Kürt meselesinde de öyle... Erdoğan sert çıkıyor ama daha birkaç gün önce Dolmabahçe’de hükümet Öcalan’ın İmralı’dan gönderdiği 10 maddelik yol haritasına imza atmadı mı? Apo’ya sekretarya diye silah arkadaşları gönderilmiyor mu? İmralı’da neredeyse sivil bir konsey oluşturulmuyor mu? Apo Nevruz’da ülkenin eşbaşkanı gibi konuşma yapmayacak mı? Kobani’ye önce terörist dendi, peşinden destek verilmedi mi?
Öte yanda Kandil de bu oyunu iyi oynuyor. KCK liderleri ikide bir “AKP adım atmıyor” diyerek AKP’nin taviz

Yazının Devamı

Nasır zamanları

15 Mart 2015

Fıkra Mısır’ın bir zamanlar güçlü adamı olan Abdülnasır’la ilgili olarak anlatılır...
Başkan Nasır kendisi hakkındaki karikatürlere ve fıkralara çok sinirlenirmiş.
Bu fıkraları belli bir kişinin uydurup yaydığını öğrenince öfkesi bir kat daha artmış.
Polis şefini çağırtmış...
Fıkraları icat eden kişinin acele bulunmasını istemiş.
Bir hafta sonra polis şefi tutukladığı adamla birlikte Başkanlık Sarayı’na gelmiş.
- Sayın Başkan, demiş, sizinle ilgili fıkraları uyduran kişi işte bu...

Yazının Devamı

Külliyen süreç!

14 Mart 2015

Son günlerde yeniden hızlanmış gibi görünen “Çözüm süreci” görüşmeleri nasıl gidiyor? İşte size birkaç gün içinde, bazıları aynı gün hatta aynı saatlerde “Sürecin ana aktörleri” tarafından yapılan açıklamalar.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan: “Nevruz’da tüm çatışmayı, şiddeti, silahı demokrasi ateşinde yakacağız ve o ateşin üzerinden atlayacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “IRA silahları betona gömdü. Ama bizdeki teröristler böyle bir adım atmıyor. Çünkü o adımı attığında varlık nedeni ortadan kalkacak.”
KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık: “Apo gelip kongreye katılmadan silah bırakmayız. Oslo’da Apo ile görüşme talebimiz kabul edilmişti. Bu söz tutulmadı.”
(Bu açıklamalardan bir iki gün sonra... Yalçın Akdoğan ile HDP heyetinin bir araya gelmesinin hemen ertesinde)
Pervin Buldan: “16 kişilik izleme heyeti oluşturuldu. Bu heyette akil insanlar ve bölge başkanları yer alacak.”
Yalçın Akdoğan: “Meclis’te gerçekleşen sıradan bir görüşmeye atfen spekülasyonlara yol açacak açıklamalarda bulunmak sürecin ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır. Bunlar külliyen yalandır.”

Yazının Devamı

Kozmik çete...

13 Mart 2015

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik suikast soruşturması takipsizlikle sonuçlandı. Kararın sonuç bölümünde şu çarpıcı tespit yer aldı:
“19.12.2009 tarihinde saat 14:50 sıralarında Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne ait olan 0 312 303 .... numaralı telefona yapıldığı iddia olunan, ‘Çukurambar’da Bülent Arınç’ın evine geliş gidişlerinde, civarda 06 BH 9712 plakalı gri Renault ile 06 LJY 48 plakalı araçları gördüğünü, Bülent Arınç’a yönelik bir saldırıda bulunabileceklerinden şüphelendiğini’ belirtir ihbar üzerine soruşturma başlatılmış ise de;
...gerçekte böyle bir telefon ihbarının yapılmadığı, bir anlamda Cumhuriyet savcısının soruşturma açması için başlangıç şüphesini oluşturacak emarelerin (basit ve makul şüphenin) dahi soruşturmanın başlangıcında bulunmadığı...”
Olmayan ihbardan Türkiye’yi sarsan bir suikast davası yaratmak ve Kozmik Oda’daki sırlara ulaşmak ancak emniyet ve yargı içinde güçlü bir çetenin işi olabilir. Soruşturma sürecinde devletin en gizli sırlarını içeren belgelerin çalındığı da haberlerde yer alıyor. Acaba çete ele geçirdiği askeri sırları nerelere sattı? Gölcük’te sahte Balyoz belgelerini döşemenin altına

Yazının Devamı

Adam çiğniyor...

12 Mart 2015

Anayasa’nın 114. maddesi uyarınca Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları seçime üç ay kala görevden çekilir yerlerine bağımsız ve tarafsız bakanlar atanır.
AKP iktidara geçmeden önceki yıllarda seçim öncelerinde bu üç bakanlığa yapılan atamaların üzerinde önemle durulur, eğer bakanlığa atanan kişilerin siyasi partilerle ilişkisi olmuşsa iktidar eleştirilir, ayıplanırdı. AKP ise 2007 ve 2011 seçimlerinde olduğu gibi bu seçimde de Anayasa’nın tam aksi yönünde davranıyor. 2015 seçimine gidilirken istifa eden Adalet, Ulaştırma ve İçişleri bakanlıklarına bu bakanların emrinde görev yapmış olan müsteşarlar atanmış bulunuyor.
CHP ve MHP sesiz kalırken. Yargıçlar Sendikası eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu dün konuyla ilgili dava açtı. Dilekçesinde diyor ki:
“Seçim döneminde söz konusu bakanlıkların bağımsız kişilerce yönetilmesi, bu bakanlıklardaki kamu gücünün siyasi etki altında kullanılmaması amacıyla Anayasa’daki bu kural getirilmiştir.
Bağımsızlığın, bu konudaki evrensel metinlerde, bağımsız olmak yanında bağımsız görümeyi de içerdiği, böylece görünümden bile bir etki durumunun yaratılmaması gerektiği hususu ifade edilmiştir.
Anayasa’nın tam aksi yönde bir eğilim

Yazının Devamı

Ağrı’nın ağrısı...

11 Mart 2015

Ağrı Belediye Meclisi, Mareşal Fevzi Çakmak’ın adını taşıyan mahalleye 1926-1930 yılları arasında kentte Kürt isyanı çıkaran İhsan Nuri Paşa’nın adını verdi. Alparslan’ın adının verildiği mahalleyi de Selahattin Eyyubi yaptı.
Belediye Başkanı Sırrı Sakık geçen yıl göreve geldiğinde hava şehitleri heykelini yıkacağını, cadde adlarını değiştireceğini söylemişti. Söylediğini yaptı.
O günlerde Tayyip Erdoğan, Sakık’a tepki göstermiş ve şöyle demişti:
“Ağrı’da belediyecilik konusunda vereceği hizmetlerle, geliştireceği projelerle gündeme gelemeyenler Kazım Karabekir’i dert edinmişler şimdi onunla uğraşıyorlar. Erzurum’u, Kars’ı, Ağrı’yı düşmandan kurtaran orduya komutanlık eden Kazım Karabekir‘in ismi her şeyden önce milletimizin gönlüne, kalbine kazınmıştır... Bu karşı atakları getirir. O tabelanın daha büyüğünü, daha görkemlisini, daha kalıcısını millet getirir yarın oraya yeniden diker.”
Erdoğan bu sözleri hatırlıyor mu? Cumhuriyet’in mirasçısı CHP’nin de söyleyeceği birkaç söz yok mu?
Bir bölgede bir iki dönem için belediye başkanı olan kişilerin etnik milliyetçilik ve intikam güdüleriyle Cumhuriyet’in 90 yıllık sembolleriyle oynamaya, isyancıları kahraman yapmaya

Yazının Devamı

Evlere şenlik

10 Mart 2015

CHP’de hayli canlı bir ön seçim yarışı var. Adaylar harıl harıl üyeleri iknaya çalışıyor. Sabahtan gece yarılarına dek ziyaretler, temaslar, görüşmeler yapıyorlar. Bu arada parti de genel seçime hazırlanıyor...
CHP’nin alacağı sonuç hem parti hem ülke açısından önem taşıyor...
Geçenlerde CNNTÜRK’te Mirgün Cabas’ın “Her Şey” adlı programında ekrana seçim uzmanı Gülfem Sanver çıktı. CHP’nin ekonomik konulara ağırlık vermesini olumlu bulduğunu söyledi. Ardından:
- Ancak, dedi, seçim başarısı için önemli olan söylemlerdeki tutarlılıktır. Liderden ilçe başkanına kadar herkesin aynı şeyi söylemesi, birbiriyle çelişkiye düşmemesi gerekir.
AKP yerel seçimlerde bunu sağlamak için propaganda yapacak üyeleri için kitapçık bastırmıştı. Propaganda turuna çıkan partililer bu kitapçıktaki bilgi ve talimatlara göre hareket ediyordu.
CHP de bu seçimde evleri dolaşarak propaganda yapacağını söylüyor. Örneğin Murat Karayalçın’a göre CHP İstanbul’da 40 bin kişiyle ev ziyaretleri yapacak... İyi güzel... Ancak ev ev ziyaret yapacak kişiler sorulan sorulara nasıl yanıt verecek? İktidara geldiğinizde filanca sorunu nasıl çözeceksiniz, kaynağı nereden bulacaksınız gibi sorulara yanıt

Yazının Devamı

Hayal İstanbul!

8 Mart 2015

Geçen seçimden önce olduğu gibi... Bu seçim öncesi de “Çılgın Kanal” muhabbeti gündemde. Yandaş basın “Kanal inşaatı bu yıl başlayacak” havası yayıyor.
İnşaat bu yıl başlar mı? İstanbul kanalına para yatırılır mı?
Bu konuda yapılmış az sayıda incelemeden biri “Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi”nce hazırlanmış olup Mensur Akgün ve Sylvia Tiryaki imzalarını taşıyor.
Bu rapora göre... Boğaz’dan yılda yaklaşık 50 bin gemi geçiyor.
Türkiye Montrö Antlaşması uyarınca gemilerden geçiş ücreti almıyor.
Ancak “sağlık” denetimi, “fenerler” ve “kurtarma” hizmetleri’ için üç çeşit vergi ve rüsum alıyor ki bunların toplamı da 10.000 net tonluk bir ticaret gemisi için 5 bin doları geçmiyor.
Diyelim ki Boğaz’dan geçen tüm gemileri Kanal’a yönlendirdiniz.

Yazının Devamı