Kızların namusu...

6 Kasım 2013

Başbakan Erdoğan, “Kız - erkek öğrenci aynı evde kalamaz” sözlerini açıklığa kavuşturdu. Kız ve erkeklerin kaldığı evlerle ilgili ihbarlar geldiğini söylerken:
“Valiliklerimizle, emniyet teşkilatımızla bu tür ihbarları değerlendirip, üzerine gidiyoruz. Buralarda nelerin olduğu belli değil.” dedi.
Ana babaların çocuklarını devlete emanet ettiğini kaydetti. Bir hususu daha hatırlattı:
“Biz kızların, erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmiyoruz...”
Bir twitter mesajı ilişiyor gözümüze:
“Bizim iktidar sayesinde, üç günde bir en popüler konu cinsellik oluyor... Böyle muhafazakarlığı seveyim.”
Kadının başörtüsü... Kaç çocuk yapacağı... Çocuğu nasıl yapacağı... Nasıl yapmayacağı... Sezaryen ve kürtajı sorunu... Ekrana nasıl çıkacağı... Bunlar hep gündemdedir... Başbakan bu konuda çok hassastır. Şu sözler de onundur:

Yazının Devamı

Ne bozgun ama...

5 Kasım 2013

Kemal Kılıçdaroğlu Parti Meclisi toplantısında türbanla ilgili konuşuyor:
- Türbanı Türkiye’nin gündeminden sildik, AKP tam bir bozguna uğradı...
Bir dostumuz bu sözleri golü yerken yerinden kımıldamayan kalecinin övünmesine benzetmiş:
- Herkes topa müdahale edeceğimi sanıyordu, golü sadece seyrettim, böylece hem ezber bozdum hem rakipleri şaşırttım...
Kimi okurlar peki CHP ne yapsaydı diye soruyor...
Konuyu Anayasa, yasalar ve laiklik açısından değerlendirmeli, tarihe kayıt düşmeliydi. Bu isim örneğin Birgül Ayman Güler olabilirdi. Bakınız ne diyor Ayman:
“Başbakan diyor ki; bu başını örtme işi dinimizin emridir. Bir devlet kendi nizamını dini emirlere göre düzenlerse, o devlete laik devlet değil din devleti denir. Dinimizin emrine göre türban mademki gerekli; hiç kuşku yok, toplum hayatımız giderek dini emirlere göre düzenlenecektir...”

Yazının Devamı

Rumbeyoğlu Bey

3 Kasım 2013

Tarihimizdeki önemli şahsiyetlerden Rumbeyoğlu Fahrettin Bey’i anmanın tam zamanıdır.
Rumbeyoğlu Fahrettin Bey, 1920 yılında İstanbul’un işgali sürerken Damat Ferit hükümetinde Maarif Nazırlığı’na yani Milli Eğitim Bakanlığı’na getirilmiş... Göreve gelir gelmez ilk işi okuma kitaplarından “Türk” sözünü çıkartmak olmuştur.
Falih Rıfkı Atay anılarında bu olayı anımsatırken:
- Hepimiz yeniden Osmanlı olmuştuk, diyor...
Yahya Kemal ise:
- Adına bak hem Rum hem Beyoğlu, ne beklersin bu adamdan, diyormuş...
O sıralarda İstanbul aydınları da Türk olmadıklarını açıklamak için kuyruğa girmişler.

Yazının Devamı

Milletin adı yoksa

2 Kasım 2013

Başbakan Erdoğan geçenlerde Van’da yaptığı konuşmada dedi ki:
- Sen illâ oraya onu “Türk Milleti” diye dayatırsan, öbürü de diyor ki “Hayır, Kürt milleti”, öbürü çıkar “Laz milleti”, öbürü “Boşnak milleti”. Niye bunu böyle diyorsun? Diyor ki “Türk Milleti hepsini kavrar.” Hayır Türk Milleti hepsini kavramaz, millet hepsini kavrar. Çünkü millet kavramının içinde, Türk’ü de, Kürt’ü de, Laz’ı da, Çerkez’i de var şu da var, bu da var.
* * *
Başbakan yine “Türk”ü yine milletin adı değil bir etnik gurubun adı gibi takdim ediyor. Oysa Anayasa 66. Madde şöyle diyor:
“Türkiye devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür”
Bu tanımı kabul etmez de “Türk”ü etnik grup kabul ederseniz ne olur?
Profesör Sibel Özel sonucu şöyle özetliyor:

Yazının Devamı

Asrın procesi...

1 Kasım 2013

Asrın projesi Marmaray mı? Meclis’e türbanın girişiyle bir adım daha atan yeni İslami rejim mi? Ne dersiniz?
CHP’li Şafak Pavey’in Meclis’te pantolon giymesi AKP’lilerin oylarıyla geçen yıl reddedilmişti.
Aynı AKP’liler türbanı Meclis’e dün:
- Bırakalım efendim kadınlar istedikleri gibi giyinebilsinler, diye vidaladı.
Pantolon giymesi Meclis kararıyla engellenen Şafak Pavey güzel bir konuşma yaptı:
“Sayın bir vekilin şu sözünü duydum. Başımı açarak bir daha kirlenmeyeceğim. Bu durumda başı açık olanlar kirlenmişler midir? Görülüyor ki bir arada yaşama efsanemiz çökmüş...”
“Başımı açarak bir daha kirlenmeyeceğim” sözleri bundan sonrasının da yol haritasıdır.

Yazının Devamı

Raylardaki Başbakan

31 Ekim 2013

Başbakan Erdoğan’ın Marmaray’ın açılışında yaptığı konuşmadan olumlu söz etmiştik. Yazdığımız satırlar CNN’de “Karşı Gündem” programını yapan Aslı Aydıntaşbaş arkadaşımızın dikkatini çekmiş. Dün sabah programda konu ettiler. Evet Başbakan’ın konuşmasını iyi bulduk. Çünkü...
Marmaray’dan önce Cumhuriyet’i övdü. Açılışı 29 Ekim’e raslatmanın Cumhuriyet’i yüceltmeyi amaçladığını söyledi. Geçmişin başarılarını küçültmek yerine kendi yaptıklarını anlattı. Muhalefeti eleştirme gereksizliğine girmedi. Bağırarak konuşmadı...
Peki Başbakan diğer zamanlarda ne yapıyor?
Sandıktan çıkan sonuçlara saygı istiyor. Ama AKP’ye oy vermeyen milyonların saygı duyduğu değerlere hücum ediyor. Cumhuriyet’i kuranlara adeta hakaret ediyor. Gereksiz yere muhalefetle polemik yaratıyor... Her alanda ayrışmayı körüklüyor.
Ve çok daha önemlisi...
Toplum mühendisliği yapıyor. Ana politika olarak rejimi değiştirmeyi, ülkeyi din devletine dönüştürmeyi öne çıkarıyor. Toplumu çağın dışına taşıyor...
Bunun sakıncalarını bile bile neden yapıyor?

Yazının Devamı

Cumhuriyet acısı

30 Ekim 2013

Cumhuriyet’in kuruluşu hatalıydı o yüzden ülkede demokrasinin gelişmesi mümkün olmadı... Cumhuriyet’in demokrasi ayağı eksikti... Vs...
Bugünü kurtarmak, düne kara çalmak isteyenlerin hainane bir mazereti de budur.
Cumhuriyet’in demokrasi ayağı eksik kaldıysa çok partili düzenin başladığı 1950’den bu yana gelip giden iktidarlar neden tamamlamadı?
Bugünün iktidarı demokrasi ve hukuku egemen kılmak istiyor da önlerini “Cumhuriyet” adı verilen bir gizli güç mü kesiyor? Cumhuriyet’in bağımsızlık, laiklik gibi temel ilkelerini ortadan kaldırmayı bildiniz de içine demokrasi koymayı mı beceremediniz?
Cumhuriyet’in temel şiarı olup Meclis duvarına asılan: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesine uydunuz mu?
Yoksa Cumhuriyet’i bir kenara itip içinizdeki rant, kâr, avanta, cukka hırslarına mı teslim oldunuz? Kişiliğiniz Cumhuriyet erdemlerini, bağımsızlık onurunu taşımaya yetmediyse bunun suçu Cumhuriyet’te mi?
Cumhuriyet’in demokrasi ayağı eksik kalmışmış... Dünkü manzaraya bakın... Gençlerin toplanıp ellerinde bayraklarla iki kilometre yürümesine izin vermediler. Binlerce polisi Taksim’e yığdılar.

Yazının Devamı

Bugün 90 yaşında

29 Ekim 2013

Cumhuriyetimiz 90 yaşında... Cumhuriyetle gelen bağımsızlık, onur ve aydınlığa karşı savaşanlar her zamanki gibi işbaşında... Ne demişti gençlere Atatürk:
“Cumhuriyet’i bizler kurduk sizler yaşatacaksınız...”
Cumhuriyet’in ne olduğunu Atatürk, 1923 yılı sonbalarında Neue Freie Press gazetesine anlatıyor:
- Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur. Yürütme gücü, yasama yetkisi, ulusun tek gerçek temsilcisi olan Mecliste doğmuş ve toplanmıştır. Bu iki sözü bir kelimede özetlemek mümkündür: Cumhuriyet...
Cumhuriyet, Türk tarihinin 20. yüzyıldaki en büyük devrimidir. 600 yıllık saltanatı kaldırmış, Meclis’in duvarına “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözleriyle demokrasinin de anayasasını asmıştır. Atatürk konuşuyor:
- Yeni Türkiye devleti bir halk devletidir, halkın devletidir. Eski kuruluş ise bir kişi devleti, kişilerin devletiydi...
Rejim şimdi yeniden “kişi devleti”ne dönüş aşamasında. Emperyalizmin uzantıları, padişah özentileri, şeriat özlemcileri hep birlikte Cumhuriyet’i yok etmeye çalışıyor.

Yazının Devamı