Kadınlara hitabe

27 Ekim 2013

Şahin Erkenez geçen hafta erkeklere hitabe yazmıştı... Bu hafta da eşitliği sağlamak için kadınların kulaklarını çınlatıyor...
* Pazardan süt alıp yoğurt yapmıyorsan, o marketlerden aldığın katkısının ne olduğu belli olmayan, yoğurt kılığındaki ürünü yiyeceksin, sevgili tembelciğim!
* “Memelerim sarkacak!” diye çocuğunu emzirmezsen o çocuk yaşam savaşına zaten yenik başlayacak, Ajda Pekkan akıllım.
* “Salça yap” demiyorum ama memleketinde elleri öpülesi kadınlarımızın yaptığı salçalardan satın almıyorsan, kanserojen içeren katkılı salçaları hem yiyecek hem de yedireceksin mutfak güzeli...
* “Erişte yap” demiyorum ama en azından marketten makarna alacağına köy pazarından erişte satın al be kadın... Erişte ne mi? Annene sor, kayınvalidene sor, mahallendeki yaşlı ebeye sor. Sorgusuzum...
* Dört tane biberi, üç tane salatalığı hazır sirkeye koyup turşu yapmak zahmetine katlanmıyorsan önüne konan o hazır ne olduğu belli olmayan turşuları zıkkımlanacaksın, içinde koruyucu olduğu için miden ağrıyacak, sen de kocanın başını ağrıtacaksın geçimsizim.
* Yaz aylarında 5-10 kg biber alıp kurutup sofralık biber yapmazsan Avrupa kapılarından dönen alfatoksinli kiremit tozlu ve

Yazının Devamı

Tehlikeli füzeler...

26 Ekim 2013

ABD ve NATO Çin füzelerini almayın diye kesin mesajlar veriyor...
Başbakan Kosova gezisinde gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. Sevilay Yükselir soruyor:
- Füze ihalesi kesinleşti mi?
- Biz Yüksek Kurul olarak kararımızı verdik. Şimdi SSM ile Çin tarafı ayrıntıları görüşüyor. Bu aşamadan sonra ancak Çin vazgeçerse ihale süreci durabilir. Teklifler kapalı zarf usulü ile alındı ve hepsini inceleyip öyle karar verdik.
- Peki NATO’nun kriterlerine uygun mu?
- Biz bağımsızlık hakkımıza müdahale ettirmeyiz. Ekonomik bağımsızlık konusundaki hakkımıza da müdahale ettirmeyiz. Kaldı ki füzeler NATO’nun standartlarına kesinlikle uyacak şekilde üretilecek...
***

Yazının Devamı

Adaydan hediye...

25 Ekim 2013

Cengiz Topel Yıldırım, CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi aday adaylarından... Zengin bir işadamı olarak biliniyor... Buna bir de “bonkörlüğü” eklendi. Birkaç gündür görevlendirdiği kişiler ellerinde kutular, Meclis’te CHP milletvekillerinin odalarını ziyaret ediyorlar. Bulabilirlerse bizzat kendilerine bulamazlarsa sekreter ya da danışmanlarına;
- Başkan adayımızın küçük bir hediyesi, diyerek hediye paketini uzatıyorlar. İçinden duvar saati çıkıyor... Bu arada, Ankara adayları arasına İlhan Kesici’nin de katılması ilginç karşılandı...
Gerilim merkezi ise tabii İstanbul... Gündem, “Sarıgül aday olacak mı olmayacak mı?” sorusu çevresinde dönüyor. Bu sorunun cevabını sanırız Sarıgül’ün kendisi dahil kimse bilmiyor.
Yerel seçimin 2014 Mart’ında yapılacağı 5 yıldır belliydi. CHP adayını çoktan belirlemeliydi. O takdirde şimdi İstanbul sorunları üzerinde CHP’nin çözümlerini tartışıyor olurduk. Bugün Sarıgül tartışmasından 15 milyonluk kentin sorunlarına sıra gelmiyor. Çözümü partinin gediklilerinden Ali Özcan hatırlatıyor; ön seçim... Eğer adaylar, tüm üyelerin katıldığı ön seçimle belirlenirse hem adalet sağlanır hem Genel Başkan dahil kimsenin başı ağrımaz. Ön seçimden

Yazının Devamı

Marmaray kıyağı

24 Ekim 2013

Marmaray 29 Ekim’de açılıyor... Her ne kadar uzmanlar güvenlik açısından birçok eksiklik görüyorsa da... Ulaştırma Bakanlığı açılışta kararlı. Hükümet reklamı “Marmaray açılıyor” diye yapıyor. Ama açılan kısım sadece Marmaray’ın 13,7 kilometrelik Söğ ütlüçeşme - Kazlıçeşme bölümü... Marmaray’ın tümü Gebze ile Halkalı arasında 76 kilometrelik bir hat... Projenin geri kalan kısmının en erken 2015’te biteceği söyleniyor.
Marmaray’ın temeli 2004 yılında atılmıştı... 2010 yılında bitecekti. Olmadı. Başbakan gecikmeyi Yenikapı’dan çanak çömlek çıkmasına (arkeolojik kazılara) bağladıysa da... Yapımı bitmeyen Gebze - Söğütlüçeşme ve Kazlıçeşme - Halkalı bölümlerinin gecikme sebebi o değil. Sebep, ihaleyi alan AMD (Alstom-Marubeni-Doğuş) grubunun 4 yıl ipe un serdikten sonra 2010 yılında ihaleden karşılıklı fesih yoluyla çekilmesi... Fesih sonucu, o tarihe kadar ödenen avansın nasıl mahsup edildiği, mahsup yapılıp yapılmadığı, devletin (halkın) ne kadar zarara uğradığı sır gibi hâlâ saklanıyor.
Bu arada Doğuş grubunun sahip olduğu NTV televizyonu iktidar yanlısı olmayan gazetecileri işten attı. Star TV’yi satın aldı. Grup, Marmaray’da yükümlüğünü yerine getirmediği halde devletten

Yazının Devamı

Uyar AKP’ye uyar

23 Ekim 2013

Öyle bir maden şirketi ki... Son 7 yılda 66 kez kusurlu bulunup para cezasına çarptırılmış.
2011’deki tespitler sonucu kapatılmış... Ama bir ay sonra yeniden açılmış... Sadece son 3 yıl içindeki iş kazalarında 11 işçi hayatını kaybetmiş...
Önceki gün meydana gelen son iş kazasında bir işçinin ölüp çok sayıda işçinin yaralandığı Uyar Madencilik’e ait Soma’daki Darkale Kömür Ocağı’nın “Vukuat sicili” özetle böyle. Sicil bu olunca akla gelen ilk soru haliyle şu oluyor:
“Bu ocak niye kapatılmıyor? Verilen para cezaları neden caydırıcı olmuyor?”
CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören’in bu sorulara yanıtı:
- Bugün adı UYAR olan şirketin ilk adı Şahin Madencilik, sonraki adı Buruyar Madencilik, ondan sonraki adı AZYAK Kömür Madencilik idi. Şirket sahipleri bu isim değişikliklerini hem vergi borçlarını hem işçi alacaklarını hem de kusurdan dolayı kesilen cezaları ödememek için yapıyorlar. Ve sonuçta da başarılı oluyorlar.
- Devlet bunu görüp önlem almıyor mu?

Yazının Devamı

Yargıç gözüyle...

22 Ekim 2013

Genelkurmay Başkanı Org. Özel, dün verdiği uzun demeçte Balyoz kararları konusunda neden konuşmadığı sorularına: “Devlet sorumluluğu bulunan bir kamu görevlisiyim” diye yanıt verdi. 237 albay ve generali hukuksuz bir yargı süreci sonunda hapsedilen bir ordunun komutanı bu mazeretle vicdanını rahatlatabilir mi? Yeniden bakalım o davaya...
Diyarbakır Mahkemesi Yargıcı Faruk Özsu bize gönderdiği notta bakın ne diyor:
“Bu davayı hukuken ciddiye almak mümkün değildir. Çünkü bir eylemin teşebbüs halinde olduğunu söyleyebilmek için eylemin ve tehlikenin devam ediyor olması şarttır.
Ve de eylemi teşebbüsten cezalandırabilmek için fiili bir engelin faili durdurması gerekir. Bu engel devletin kolluk güçleridir ama failin önüne geçip durduran başka bir kuvvet de olabilir. Yeter ki fiziki bir müdahale ile engellenmiş olsun. Kısacası bir eylemi ‘teşebbüs halinde’ kabul edip, cezalandırabilmek için failin tabiri caizse ‘iş üstünde’ yakalanması gerekir.
Daha düşünce aşamasındayken vazgeçildikten 7 - 8 sene sonra ‘gelin bakalım siz 2003’te teşebbüs etmişsiniz’ demek bırakın hukuku, dilbilgisi ve mantık kurallarına bile aykırıdır...
Hukuk yolları geçerli olsaydı bu davada daha

Yazının Devamı

Erkeklere hitabe

20 Ekim 2013

- Pikniğe gideleceği zaman yalnızca eti kasaptan alıp, diğer tüm yiyecekleri ve malzemeyi eşine bırakan, piknikte yalnızca mangalı yakıp etleri pişiren, çay demleme dahil geri kalan tüm temizliği ve toparlanmayı eşine bırakarak kadıncağızın diğer günlerden daha çok yorulmasına neden olan Asteriks kılıklı çubuk pijamalı aile reisim,
- Akşam iş dönüşü kapıdan girer girmez kumandayı eline alıp da eşine: “Yemekte ne var?” diyen hazırcım,
- Hiç olmazsa pazar sabahları kahvaltıyı hazırla, git fırından taze simit, börek al. İki yumurta kır mutfak özürlüm,
- Tuttuğu takım “Ben izlemezsen mağlup olacak” inancıyla maç izlerken evde terör estiren, hele bir de takımı yenilirse evde savaş çıkaran meşin top kafalım,
- “Beni seviyor musun?” diyen eşine “Hı...” diyen, “Ne kadar?” sorusuna da “Her akşam dırdırına katlanacak kadar” diyen sevgi kelebeğim,
- Bin bir emekle hazırlanan yemekleri yedikten sonra eşine “eline sağlık” demediği gibi, geğirme eşliğinde yemeğe bahane bulan takdirsiz sığırım,
- Şekeri karıştırılıp eline verilen çayı bittiğinde, tazelenmesi için çay kaşığıyla bardağa vurarak mesaj veren iletişim sihirbazım,

Yazının Devamı

Hayali bir dava...

19 Ekim 2013

Balyoz davasında kanıtların sahteliği iddiasına kimse cevap veremez oldu... Sahtecilik o denli açık...
Şimdi şu deniyor:
“Diyelim ki CD’lerin hepsi sahte, fakat ortada gerçek bir ‘Plan Semineri’ var; yargı kararlarının hareket noktası bu plan seminerinde konuşulanlardır. Balyoz darbe planı üstü örtülü olarak bu seminerde görüşülmüştür.”
İnternette “balyozdavasivegerçekler” adlı blogda bu tür iddialara yanıt veriliyor:
CD’ler sahte ise, adı ve detayları sadece bu CD’lerde geçen “Balyoz Planı” nasıl seminerde müzakere edilmiş olabilir? Seminerdeki “darbeciler” seneler sonra birilerinin üreteceği sahte bir planı nasıl 2003’te değerlendirmiş olabilirler?
Plan seminerine katılan 162 kişiden sadece 50 kişi için dava açılmıştır. Geri kalan 112 plan semineri katılanı hakkında herhangi bir soruşturma yapılmamış, dava açılmamıştır. Seminere katılanlardan sadece 33’üne ceza verilmiştir?
Hüküm giyen 237 kişinin 204’ü seminere katılmamış denizci ve havacılardır.

Yazının Devamı