Yok devenin başı!

27 Haziran 2013

Sadece Türk halkının aklıyla alay ediyorlar sanmıştık. AB büyükelçilerinin aklıyla da alay etmeye kalkıştılar.
Siz televizyonlarda gördüklerinize değil bize inanın, “camide içki içildi” falan dediler.
AB büyükelçileri yutmadı. Bira kutularının mizansen olduğunu münasip dille ifade ettiler.
Dolmabahçe Camisi müezzininin poliste 6 saat ifadesini aldılar. Belli ki “camide içki içildi itirafında bulun” diye baskı yaptılar. Müezzin “Ben din adamıyım yalan söyleyemem” dedi. Burunları biraz daha uzadı...
Gezi Parkı’nı korumaktan başka suçu olmayan gençlere işgalci diye biber gazlarıyla, TOMA’larla saldırırken...
“Çapulcu, vandal, çete, marjinal, terörist” diye hakaret yağdırırken...
PKK’nin kurduğu polis teşkilatı Cizre’de yemin töreni yapıyor... Çekiliyor denilen PKK’lilerin bir kısmı belli ki polis olarak göreve başlıyor.

Yazının Devamı

Komşu ile fark...

26 Haziran 2013

Yıl 2008... Yer Yunanistan’ın başkenti Atina. Aleksandros Grigoropulos adlı 17 yaşındaki bir genç, polis kurşunuyla öldürülünce ne mi oldu? Mahkeme, genci öldüren polisi derhal tutukladı. Dönemin Başbakanı Kostas Karamanlis, gencin ailesinden özür diledi. İçişleri Bakanı görevinden istifa etti. Yapılan yargılama sonunda cinayeti işleyen polis müebbet hapse mahkûm oldu. Mahkeme olayda hiçbir “hafifletici neden” bulmadığı için en küçük bir ceza indirimi uygulamadı.
Yıl 2013. Yer Türkiye’nin başkenti Ankara. Ethem Sarısülük adlı 26 yaşındaki bir genç adli tıp raporuna göre 4.8 metreden ateş eden Ahmet Ş. adlı polisin tabancasından çıkan kurşunla hayatını kaybetti. Polis serbest. Gezi olaylarında toplam 4 ölüm, 8 binden fazla yaralı, 12 gözünü kaybeden vatandaş var. İstanbul ve Ankara’da sorumlu yöneticilerin görevden alınması isteniyor.
Başbakan’ın tarihi cevabı: “Şu valiyi görevden alacaksın, şunu görevden alacaksın, bunu görevden alacaksın, gibi ültimatom sallayanlar vardı. Sen hangi iktidara konuşuyorsun ya? AK Parti iktidarıyla bunlar konuşulur mu? Önce haddini bileceksin. Ayaklar ne zamandan beri baş olmaya başladı....”
Ayaklar ve baş... Rahat durmayan ayaklar için

Yazının Devamı

Asayiş berkemal!

25 Haziran 2013

Haberi dün Odatv’de okuduk... Bakın ne diyor:
Şırnak’ın Cizre ilçesinde PKK’ye yakınlığıyla bilinen Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) asayiş birimlerinin kuruluşunu törenle ilan etti. Törenin askeri kurallara göre yapılması dikkat çekerken, asayiş üyelerine diploma verildi.
Gençler tarafından oluşturulan güvenlik birimleri Nusaybin ve İdil caddelerinde kimlik kontrolleri yaptı.
PKK’ye yakın Fırat Haber Ajansı’nın haberine göre, kontrol yapan gençlere polis kısa süre sonra müdahale etti. Akşam saatlerinde ellerinde telsiz ve Abdullah Öcalan fotoğraflı tişörtler giyen YDG-H’li gençler, kimlik kontrollerine devam etti.”
***
PKK’liler bir yandan AKP’nin demokratik adımlar atmasını beklerken bir yandan da kendi devletçiklerini kuruyorlar. AKP’nin onların taleplerini karşılayamayacağı belli. O yüzden anlaşılıyor ki fiili durum yaratacak, özerk yapılanmayı kendi iraderiyle sürdürecekler. Geçen hafta Kuzey Kürdistan’ı oluşturdular. Ankara’da ne iktidar ne muhalefetten itiraz gelmedi. Anlaşılan iktidar, talepleri bu şekilde, yani gelişmeleri görmezden gelerek karşılayacak. CHP de uyur taklidi yaparak eşlik edecek... Oluşum tamamlanacak!

Osmanlı bayrağı...

Önce “Tü

Yazının Devamı

Gelecek sizindir!

23 Haziran 2013

Gezi Parkı sürecinde Türk gençliği politik aktör olarak ortaya çıkarken... Telefonda Gezi sohbeti yaptığımız dostumuz:
- Atatürk, Cumhuriyeti gençlere emanet etmiş, demek bir bildiği varmış, diyor...
Aklımıza Albay İkrami Özturan’ın Hasdal’dan geçen yıl yazdığı “Elveda - Elbirliğiyle Vatanında Esir Düşürülen Askerler” adlı kitabı geliyor. O kitapta bu konuda hoş bir anekdot vardır.
Hasdal Cezaevi’nde tutuklu askerler toplanmış, aralarında sohbet ediyor. Askeri Casusluk Davası’ndan yargılanmakta olan ve geçen yıl tahliye edilen Albay Tamer Zorlubaş soruyor:
- Size bir sorum var bilin bakalım, diyor, madem ki Atatürk İstiklal harbini subaylarla kazandı, Cumhuriyeti bu subaylarla kurdu, devrimlerini de bu subaylarla gerçekleştirdi, peki, neden Cumhuriyeti subaylara değil de gençlere emanet etti?
Sohbete katılanlar bu soruya yanıt ararken Albay Zorlubaş:
- Boşuna yorulmayın ben cevaplayayım, diyor, Atatürk biliyordu; subaylarının, amirallerinin, generallerinin darbecilikten tutuklanacaklarını, hapislere düşeceklerini biliyordu, bu yüzden cumhuriyeti gençlere emanet etti...

Yazının Devamı

Hedefteki adam!

22 Haziran 2013

Dünya basınının Türkiye ve Tayyip Erdoğan ile ilgili yazılarında önceki yıllara göre bir önemli fark var. Eleştiriler bu defa hükümete, iktidara, ülkeye vs. değil... Doğrudan Tayyip Erdoğan’a yöneliyor... Ve hemen tüm yazı ve yorumlar ağır ifadeler taşıyor. Örneğin La Reppublica gazetesi ondan “Genç Türklerin düşmanı” diye söz ediyor. Almanların çok satan Bild gazetesi “Beton”dan söz ediyor. Batı dünyası 10 yıldır Erdoğan’ı gözle görülür şekilde koruma ve kollamaya almıştı. Bu defa gözden çıkarmışa benziyor...
Amerikan The Times gazetesi “Gezi Parkı sürecinde yaptığı her açıklama ve talimatla durumu daha da kötüleştirdiği, otoriter eğilimleriyle ülkede ve dışarda endişeyi yükselttiği”ni yazıyor.
İlginç bir yorum da The Globalist’in Genel Yayın Yönetmeni Stephan Richter’in CNN için yazdığı yazıda göze çarpıyor. Bu yorumda Richter, Erdoğan’dan:
“Türkiye’nin gelişmesinin önündeki ana engel, dar görüşlü” diye söz ediyor, muhalefetin güçsüzlüğünden dem vuruyor, çözümü de yazının sonunda şöyle belirtiyor:
“AKP için çözüm Erdoğan’dan kurtulmaktır...”
Batı’dan böyle bir yorum 10 yıldır ilk kez duyuluyor. Türkiye’deki kaotik durum Rusya ve Ortadoğu’yu da tedirgin ediyor.

Yazının Devamı

Hukuk gözüyle...

21 Haziran 2013

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, dün sabah Baro’nun Kanlıca’daki enfes bahçesinde gazetecilerle buluştu. Gezi olaylarını ve geleceğe yönelik kaygılarını anlattı...
Polisin orantısız güç kullanımı deyiminin yanlışlığına değindi...
Doğru deyimin “hukuksuz güç kullanımı” olması gerektiğini anlattı.
Ekranda polis kapsülüyle yaralanmış insanlar gördük.
Yüzleri tanınmayacak haldeydi.
Vazife ve Selahiyet Kanunu’na göre... Polisin gaz kullanma yetkisi ancak direnişi kıramadığı takdirde doğuyor. Önceden ihtar edecek... Ve ancak direnişi kıracak kadar gaz kullanacak. Gaz tüfeği en az 120 metreden ve 45 derece eğimle ateş edecek. Kapalı alanlarda gaz kullanılmayacak.
Sonuç... Polisin gaz kullanımı baştan sona hukuksuz...

Yazının Devamı

AKP yüzde 50 mi?

20 Haziran 2013

AKP kurmayları yatıp kalkıp :
- Biz halkın yüzde 50’sini temsil ediyoruz dese de... Gerçekler bu oranı doğrulamıyor...
AKP aslında seçmenlerin sadece yüzde 40 bucuğunu temsil ediyor... Nedenine gelince...
2011 seçimlerinde 52,8 milyon seçmen vardı. Bu seçimde geçerli oy 43 milyondu. AKP bu oyların yani geçerli oyların yüzde 50’ye yakınını aldı.. Ancak toplam seçmen sayısına bakılırsa AKP toplam seçmenin yüzde 40,5’ini temsil ediyor... Veya yüzde 40,5’i adına hareket ediyor diyelim... Elbetteki iktidar olmak için yeterli bir oran. Ama halkı ezmek için gerekçe değil.
Malumunuz demokrasi sadece çoğunluğun değil azınlığın haklarını da koruyan rejimdir.
Sözcü Hüseyin Çelik’i dinliyoruz dün ekranda... Hükümet hala olayı kavramış görünmüyor...
Özeleştiri yapacağı yerde sürekli kendi dışında suçlu arıyor.

Yazının Devamı

Interest lobby...

19 Haziran 2013

Başbakan Erdoğan’ın her konuşmasında Gezi eylemlerinin arkasına ısrarla “Faiz Lobisi”ni yerleştirmesi bir türlü mantığa oturtulamıyor...
Daha geçen ay... Mayıs ortasında... Kurumlar vergisi açıklanmış... Birinciliği Garanti Bankası, ikinciliği İş Bankası, üçüncülüğü Akbank almış... İlk 10’da 8 banka yer almış... Bankalar tarihte ilk kez bu kadar üst sıralara tırmanıp bu kadar çok vergi ödemiş... Bir başka deyişle bu kadar çok kâr sağlamış... Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sıralamanın başındaki kurumları “Gerçek kahramanlar” olarak alkışlamış... Bankaların bu yıla ilişkin de şikâyetleri bulunmazken... Türkiye’de faizler şu anda Avrupa ortalamasının 9 katı büyüklükteyken... Faiz lobisi neden eylemcileri destekleyerek hükümeti düşürmeye veya ekonomiyi sarsmaya çalışsın... Kimse bir anlam veremiyor... Derken mimar Doğan Hasol konuya bir açıklama getirdi... Dedi ki:
- Bana öyle geliyor ki burada bir tercüme hatası var...
- Ne gibi?
- Efendim malum “interest” inglizcede hem “faiz” hem “çıkar” anlamında kullanılmaktadır. “Interest lobby” sık kullanılan bir deyimdir. “Çıkar lobisi” anlamındadır. Acaba İngilizce hazırlanan bir rapor Türkçeye “faiz lobisi” şeklinde çevrildi de sayın

Yazının Devamı