Vay vay vay Tramvay...

30 Mayıs 2013

Bravo Sayın Erdoğan’a.. Sonunda herkesi rahatlattı...
2007 yılından bu yana laikler ile liberaller karşılıklı bağırışıp duruyordu.
Laikler: Türkiye laiklikten uzaklaşıyor, Türkiye İran oluyor, diye bağırıştılar..
Kendilerini özgürlükçü ve demokrat olarak niteleyen liberaller ise; laiklere darbeci, statükocu falan diye damgalar vurup Erdoğan’ı savundular...
Erdoğan’ın önderliğinde askeri vesayet dönemi bitecek, ülke bir güzel demokrasi ve özgürlüğe yürüyecekti.
Her ne kadar o, “Demokrasi bizim için bir tramvaydır durağa gelince ineriz” demişse de artık değişmiş dönüşmüştü.
Enteller öyle farz ediyordu... İktidarla kaynaşmak hoşlarına gidiyordu.

Yazının Devamı

Baraj düşmeli...

29 Mayıs 2013

CHP dün seçim barajının yüzde üçe düşürülmesine yönelik bir kanun teklifi sundu. Yüzde 10 gibi bir seçim barajına demokrasilerde rastlanmıyor. Bu denli yüksek oran “temsilde adalet” ilkesiyle de uyuşmuyor... Yüksek baraj değişik görüşlerin Meclis’te temsilini önlüyor. Çok oy alan partiye haksız bir avantaj sağlıyor.
AKP’nin bu teklife karşı tavrı ne olacak?
Bilemeyiz... Ancak hükümet, güneydoğunun beklediği iyileştirmeleri yapacaksa şimdi tam vaktidir... Kürtlere yönelik reformları yapmak için hükümet PKK’nın çekilmesini ve taleplerin oradan gelmesini beklememeli. PKK’ya taviz veriyor durumuna düşmemeli... Kürtlerin eşit vatandaşlığı adına atacağı adımları şimdiden atmalı... Eski bir hikâyedir. Şapka devriminden sonra bazı vilayetlerde şapkaya karşı direniş başlamış. Bunun üzerine Hamidiye Kruvazörü Karadeniz’e açılmış. Israrla şapka giymeyen yörelere birkaç top atışı yapmış. Biraz da abartılarak yöre halkının:
- Atma Hamidiye şapka da giyeceğuk, vergi vereceğuk, diye yalvar yakar olduğu anlatılır.
Devlet böyle yapmamalı... Reform için ille de yumurtanın kapıya gelmesini, karşı tarafın zora başvurmasını beklememeli...
Not: Akşam saatlerinde teklif reddedildi.

Yazının Devamı

Çıngar zamanı...

28 Mayıs 2013

Amerika’da temaslar yapan Ahmet Türk Amerika’nın Sesi radyosuna diyor ki:
“Hükümetin Kürtlerin hakları için projeleri hayata geçirmesini istiyoruz. Çekilmenin tamamlanması ile hükümetin bu süreç kapsamında yapacaklarını görmek istiyoruz. Halkların kardeşliği için adımlar atılırsa sorun çıkmaz. Ama, bir daha Kürt halkını kandırırlarsa ki hep kandırmışlar, onlar zarar görür...”
Ahmet Türk sert bir mücadelenin sinyallerini veriyor.
Mücadelede hangi araç ve yöntemleri kullanacaklarına gelince...
Sokağa çıkacaklar... Bir süredir bunun provaları yapılıyor. Pazar günü Sözcü gazetesinde son provanın resimleri vardı...
Hakkari’de sınır karakolu inşasını protesto eden gençler “Apo’ya özgürlük” gibi sloganlar da atarak yürümüşler. Askerler manzarayı uzaktan seyretmiş.
PKK’nin çekilmesinden sonra Kürtler bu tür kitle hareketleriyle politika yapacaklar. Kendilerinin Kürdistan dediği topraklarda hakimiyet tamamen onların olacak. Yukardaki haberden anlaşıldığı gibi... TSK karakol inşa edecekse onların iznine başvuracak...

Yazının Devamı

Çılgın Kanal...

26 Mayıs 2013

Çılgın proje diye de adlandırılan “Kanal İstanbul” projesi pek ciddiye alınmamıştı. Ancak bu gayriciddi proje giderek ciddileşiyor. Örneğin geçen ay Yüksek Planlama Kurulu kararı bile çıkarıldı. Halen hapiste bulunan Balyoz tutuklusu Amiral Cem Gürdeniz bu konuda ayrıntılı bir değerlendirme yapmış. Çok özetle diyor ki:
-Dünyada, mevcut doğal ve işleyen bir boğaz var iken buna paralel, insan yapısı, alternatif bir kanal örneği var mıdır? (Malakka, Dover, Kattegat, Oresund vb?)
- Bu projeyle ilgili olarak Karadeniz’e sahili bulunan ülkeler ve Montreux imzacısı ülkelerle istişare edildi mi?
- Montreux Sözleşmesi’ne göre ticaret gemilerinin Boğazlar’dan geçiş ücreti ödemeden geçme hakkı söz konusu iken, tankerler ve diğer ticaret gemileri neden İstanbul Kanalı’ndan paralı geçişi tercih edecekler?
- Söz konusu kanal, Doğu Trakya’nın ekolojisini ne şekilde değiştirecektir? Kaybedilecek tarım arazisinin yıllık getirisi hesap edilmiş midir? Sadece İstanbul’a yapılması planlanan üçüncü havaalanı için 657 bin ağaç kesilecekken, bu devasa projede kaç ağaç kesilecektir?
- Boyutları itibariyle muhtemelen bu kanal içerisinde iki yönlü bir akıntı sistemi gelişmeyecek ve Karadeniz’in

Yazının Devamı

Alkolik şovlar!..

25 Mayıs 2013

Meclis alkol yasasında hız rekoru kırıyor. Neden bu acele? Kamuoyunda tepkiler daha fazla artmadan yasayı gözden kaçırmak. Amaç bu... AKP’li Lütfi Elvan tasarıyı savunurken:
- İsveç’te de hafta içinde 19.00’dan sonra alkol satış yasağı var, diyor...
Doğru... İskandinav ülkelerinde alkol satışları kısıtlanmıştır. İyi de Lütfi Bey...
İsveç’in taklit edecek başka tarafı yok mu? Mesela ihale yasası... Mesela kadın erkek eşitliği... Mesela basın özgürlüğü... Mesela yolsuzluk ve rüşvetin sıfır noktasına yakın olması...
Bu yasakların gerekçesi sözde halkın sağlığı... Ancak Türkiye zaten Avrupa’da 30 ülke içinde en az alkol tüketen ülke... Lüksemburg’da yılda kişi başına 15 litre tüketilirken bizde bu rakam 1,4 litre... Esas yasak gerekçesi ise malum; dindar görünme çabası...
Yolsuzlukta, hak yemekte, insan sömürmekte önde giden din istismarcıları alkol yasağı, türban gibi konularda duyarlı görünerek halkı tavlama yoluna gidiyor.
Ne demişti İranlı, Humeyni rejimini özetlerken:

Yazının Devamı

Bomb El Nusra...

24 Mayıs 2013

Redhack adlı bilgisayar korsanları grubu jandarma istihbaratına ait belgeler yayımladı. Bu belgeler arasında 25 Nisan 2013 tarihinde alınan bir bilgi notundan söz ediliyor... Bu notta “Suriye’nin Rakka şehrinde, El Nusra militanlarınca üç araca bomba düzeneği yerleştirildiği, bu araçların ülkemize yönelik bir saldırıda kullanılacağı” bilgisi de yer alıyor. Araçların ikisinin marka ve modeli de verilmiş. Ancak 25 Nisan’dan 11 Mayıs’a kadar bu araçlar yakalan(a)mamış.
Belli ki bombanın Türkiye’de patlamasından yarar umanlar ağır basmış. Sözü CHP’li Hurşit Güneş’e bırakalım:
“Basında yer alan Jandarma Genel Komutanlığı’na ait gizli yazının içeriğinden Reyhanlı’daki patlayan bombanın failinin El Nusra cephesiyle ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Cumhuriyet Savcılığı’na intikal eden Reyhanlı olayı dosyasının bu yönüyle incelenmesi gerekirken; Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu’nun dosyanın derhal avukatlığına soyunup ‘faillerin yakalandığını, olayın El Nusra cephesi ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını’ belirtmesi şaşırtıcıdır. Belgeleri hiç incelemeden, hiçbir biçimde belgeleri okumadan İçişleri Bakanı’nın değil, Dışişleri Bakanı’nın anında cevap vermesi gayet

Yazının Devamı

Amerika dümeni...

23 Mayıs 2013

İşte size Amerika’nın dünya jandarmalığı rolünü en iyi yorumlayan demeçlerden biri... 30 Ocak 1991 tarihinde Körfez Savaşı sırasında basına yansıyan demeç aynen şöyle:
“Körfez Savaşı ABD’nin emperyalizmi ve siyonizmi dünyaya hakim kılmak için yaptığı bir savaştır. ABD Rusya sorununu çözdükten sonra bütün dünyayı kendi emrinde tek bir devlet yapma kararı aldı. Böylece siyonizmin egemenlik planı yürürlüğe konuldu. Türkiye’deki üslerin NATO maksatları dışında kullanılmayacağı yasaların hükmüdür. Fakat bugünkü uygulamada bu üsler NATO’ya değil ABD’nin emrine verilmiştir...”
Bu sözlerin sahibi mi? Biraz şaşırtıcı bir gerçek; Recep Tayyip Erdoğan... O yıllarda Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olan Erdoğan, oldukça doğru çizgide konuşuyor.
İktidara gelirken ve sonrasında ise ABD’nin dümensuyuna girilmiştir. Peki ABD dostluğu Erdoğan’a ve Türkiye’ye hayır getirdi mi?
Washington’a götürdüğü talep dosyası ve aldığı hayal kırıklığı yaratan cevaplar bu soruyu da aydınlatıyor. Gelinen sonucu Onur Öymen şöyle özetliyor:
“Hazin olan, Türkiye’nin, izlemek istediği politikaları Amerika’nın desteği olmadan gerçekleştiremeyeceğinin ortaya çıkmasıdır...”
Türkiye artık ABD

Yazının Devamı

Haşim Kılıç Bey...

22 Mayıs 2013

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın “Laiklik adı altında bazı maskaralıklar ortaya çıktı” sözleri tepkilere yol açtı. CHP’liler Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’ndan istifasını istiyor.
Kimbilir kaçıncı kez isteniyor bu istifa...
Örneğin Amerikan Büyükelçisi’ni evinde ziyaret edip bilgilendirdiği, 2010 yılında Wikileaks belgelerinde yer aldığında hazret çok eleştirildi.
Bu bilgilendirme sırasında CHP’den şikâyetçi olmuş, AKP’yi övmüş, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının yolunun açılmasını istemişti... Haşim Kılıç, kendini savunurken, ABD’ye bilgi vermediğini ziyaretin sadece “iade” amaçlı olduğunu açıkladı. Ne var ki aynı günlerde ikinci bir ziyareti daha ortaya çıktı. Bu defa sustu.
Haşim Kılıç’ın laiklikle ilgili sınavına gelince...
Milliyet’te 1 Aralık 1990’da bakınız ne yazmışız:
“Turgut Özal bir tarikat üyesi olduğu söylenen Haşim Kılıç’ı Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçti. Haşim Kılıç seçildiğinin ertesi günü bir gazetecinin:

Yazının Devamı