Halk mizahı...

19 Ocak 2003


<#comment> Arkadaşlarla çarşıda geziyoruz. Derken önümüzden çok güzel bir hatun geçti. Kimse dokunmasın bu kız benim dedim. Hemen kızın arkasından koştum. Arkasından seslenip: "Pardon çok tatlısınız. Babanız şekerci mi acaba?" diye sordum. Kızın verdiği cevaba bakın siz.
- Hayır babam manav. Senin gibi hıyar satıyor...
***
Duran ve pek dolu olmayan bir minibüse koşarak bindim. Pek dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek üzereydi. Tam o anda kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş minibüse bindi, birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı çocuklardan biri şoföre parayı uzattı:
- Abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın?
***

Yazının Devamı

Durdurun Bushu

18 Ocak 2003

- Amerikalılar yerleşecekleri liman, üs ve havaalanlarını saptıyor. Sonra da sıra taşınmaya gelecek. Biz o zaman "Boşuna bu kadar zahmet ettiniz taşınmanıza izin vermiyoruz" diyebilecek miyiz?Dostumuza göre bir büyük oyun oynanmaktadır.Amerikalıların talepleri çoktan kabul edilmiş olup Abdullah Gülün Arap ülkesi turları veya "BM kararı olmadan izin vermeyiz" teraneleri sadece göz boyamak amacına yöneliktir. Amerikalıların üs denetlemeleri bitince Amerikan ordusu Türkiyeye taşınmaya başlayacaktır.İktidar bugün manevralanır görünüyorsa da yarın teslim bayrağını çekebilirAlmanya, Fransa gibi devler bile yavaş yavaş Washingtonun yörüngesine giriyor.Bu durumda ne yapmalı? Halk yerinden kımıldamalı, sesini yükseltmeli.Bugün Amerikada Washington, San Francisco gibi merkezlerden çok büyük savaş karşıtı gösteriler düzenleniyor. ABDde ilk kez bir savaş başlamadan halk savaşa karşı ayaklanmış durumdadır. Türkiyede ise savaş karşıtı hareketlenme hâlâ cılız... Ne bekliyoruz? Bombaların düşmeye başlamasını mı? Silah denetçileri Irakta kimyasal silah arayadursun... Amerikalı üs denetçileri de Türkiyede havaalanı, liman ve üsleri denetliyor... Uçaklarını, gemilerini, füzelerini, askeri

Yazının Devamı

Durdurun Bush’u

18 Ocak 2003


<#comment> Silah denetçileri Irak’ta kimyasal silah arayadursun... Amerikalı üs denetçileri de Türkiye’de havaalanı, liman ve üsleri denetliyor... Uçaklarını, gemilerini, füzelerini, askeri birliklerini konuşlandıracakları yurt köşelerini saptıyorlar. Bir asker dostumuz soruyor:
- Amerikalılar yerleşecekleri liman, üs ve havaalanlarını saptıyor. Sonra da sıra taşınmaya gelecek. Biz o zaman "Boşuna bu kadar zahmet ettiniz taşınmanıza izin vermiyoruz" diyebilecek miyiz?
Dostumuza göre bir büyük oyun oynanmaktadır.
Amerikalıların talepleri çoktan kabul edilmiş olup Abdullah Gül’ün Arap ülkesi turları veya "BM kararı olmadan izin vermeyiz" teraneleri sadece göz boyamak amacına yöneliktir. Amerikalıların üs denetlemeleri bitince Amerikan ordusu Türkiye’ye taşınmaya başlayacaktır.
İktidar bugün manevralanır görünüyorsa da yarın teslim bayrağını çekebilir
Almanya, Fransa gibi devler bile yavaş yavaş Washington’un yörüngesine giriyor.

Yazının Devamı

Stratejik ortak...

17 Ocak 2003

***Bizim Irakla aramızda kavga yok. Ama Kuzey Irakta Kürt Devleti oluşumundan dolayı ABD ile aramızda her an gerginlik artabilir. ABDnin Ortadoğu politikası yarın sınırlarımızı zorlayablir. Düşünebiliyor musunuz? Diyarbakırda binlerce asker konuşlanmış. Üslerde yüzlerce Amerikan uçağı her an kalkışa hazır. Limanlarda topları kentlerimize çevrilmiş Amerikan zırhlıları. Ve Türk ordusu bu ahval ve şerait içinde ABDnin itiraz ettiği bir konuda kendi çıkarını korumak üzere harekete geçebilecek. Mümkün mü? Olacak iş mi?Manzarayı artık görelim; Iraktan önce Türkiye işgale uğruyor... İnternet kanalı Times Online "Türkiyenin ikna edilmesiyle savaşın birinci bölümü sonuçlanmış olacak" diye yazıyor. Doğruyu söylüyor. Üsler, limanlar, havaalanları görücüye çıktı. Amerikalı tosunlar limanlardan liman, alanlardan alan beğeniyor. Yakında silahlarını, cephanelerini, uçaklarını, gemilerini getirip üslerimize, limanlarımıza, alanlarımıza yerleşecekler. İstanbulun Kadıköy yakasındaki Kurtköy Havaalanı bile askeri üs oluyor. Dolayısıyla İstanbul bile saldırı hedefi... Görünen o ki, bu yıl Kurban Bayramını George Bush ve Blair de idrak edecek... Haldun Ertem Gazetelerde iki günde bir "Sahte

Yazının Devamı

Stratejik ortak...

17 Ocak 2003


<#comment> Üsler, limanlar, havaalanları görücüye çıktı. Amerikalı tosunlar limanlardan liman, alanlardan alan beğeniyor. Yakında silahlarını, cephanelerini, uçaklarını, gemilerini getirip üslerimize, limanlarımıza, alanlarımıza yerleşecekler. İstanbul’un Kadıköy yakasındaki Kurtköy Havaalanı bile askeri üs oluyor. Dolayısıyla İstanbul bile saldırı hedefi...
***
Bizim Irak’la aramızda kavga yok. Ama Kuzey Irak’ta Kürt Devleti oluşumundan dolayı ABD ile aramızda her an gerginlik artabilir. ABD’nin Ortadoğu politikası yarın sınırlarımızı zorlayablir.
Düşünebiliyor musunuz?
Diyarbakır’da binlerce asker konuşlanmış. Üslerde yüzlerce Amerikan uçağı her an kalkışa hazır. Limanlarda topları kentlerimize çevrilmiş Amerikan zırhlıları.
Ve Türk ordusu bu ahval ve şerait içinde ABD’nin itiraz ettiği bir konuda kendi çıkarını korumak üzere harekete geçebilecek. Mümkün mü? Olacak iş mi?

Yazının Devamı

Paranın gözü...

16 Ocak 2003


<#comment> TUSİAD hükümetin ABD’ye destek olmasını istiyor... Yani ABD ne isterse vereceğiz.. Havaalanları, limanlar... 80 bin asker için Diyarbakır’da üs...
Bunun bir savaş değil katliam olacağını... Bu katliamda en az 500 bin çocuğun öleceğini... ABD’nin Irak’ı düzeltme bahanesiyle Ortadoğu’ya yerleşeceğini.. Irak’ın bölüneceğini... Bu bölünmenin Türkiye’yi bölünme tehlikesine sürükleyeceğini... Bütün bunları bile bile TÜSİAD’ın "işöleri hatırına ABD’ye ve savaşa evet diyeceğiz. ABD’ nin isteklerini geciktirmeyeceğiz. Geciktirmeyeceğiz ki alabileceğimizin en iyisini alalım!
TÜSİAD neden en önde savaşıyor bu uğurda derseniz...
O da malum...
Çünkü gelecek savaş tazminatı elbette Güneydoğu’da esas zararı görecek gariban kamyonculara ya da Akdeniz’de sinek avlayacak otelcilere gitmeyecek...
Gelecek kaynakları özel sektörün babaları kullanacak...

Yazının Devamı

Keyif Vakfı...

15 Ocak 2003


<#comment> Karabük’te yaşayan Tacettin Korkut’a nüfus kayıt örneği lazım oldu. Karabük Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne başvurdu. Ailesinin nüfusu başka ilde olduğu için kendisinden 5 milyon TL faks ücreti istendi. Mecburen kabul etti. Fakat memur faks çekmedi; internetten nüfus kaydını buldu ve kopyasını verdi. 5 milyonun makbuzu olarak da üzerinde "Nüfus Hizmetlerini Güçlendirme Vakfı, İnşaat Taahhüt Ticaret ve Sanayi İşletmesi" yazılı bir satış fişi uzattı. Tacettin Bey alınan ücrete itiraz etti. Valiliğe başvurdu. Bir sonuç alamadı.
Tacettin Bey gönderdiği notta diyor ki:
- Vatandaşların devlet dairesinde vakfa para ödemeden iş gördürmesi mümkün değil. Zengin ettiğimiz bu vakıfların hangi amaçla kurulduğunu, gelirlerinin kimler için harcandığını ise bilmiyoruz. Bu vakıfların gereğince denetlendiğini de sanmıyorum. Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’nün inşaatla, ticaretle ve sanayi işletmesiyle ne ilgisi vardır. Bu vergiler bal gibi birilerinin keyfi için kullanılmaktadır. Örneğin geçenlerde Emniyet Genel Müdürlüğü’ne 500 milyarlık Mercedes vakıf gelirinden alınmıştı. Fakir fukaradan zorla alınan paralarla birileri keyif çatıyor. Özeti bu...

Vergi vermeyeni

Yazının Devamı

YÖK deyince...

14 Ocak 2003


<#comment> Ankara Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Doğu Nebioğlu ve Prof. Serpil Nebioğlu’nun gönderdikleri mektup, YÖK’ü eleştirmekte zamanlama hatası yapan saf öğretim üyeleriyle ilgili... Okuyalım:
"Bizler de ilk kurulduğu günden beri, YÖK ve uygulamalarının yanlışlığını ve eksik yönlerini eleştiregeldik. Ancak bugün gelinen noktada yapılmak istenen, YÖK ve üniversitelerin daha demokratik, daha özerk ve daha çağdaş birer yapıya kavuşturulması yerine, bu ideal hedeflerin arkasına ustaca gizlenilerek, üniversiteleri tam anlamıyla AKP iktidarının kontrolüne almak ve daha sonra da kendilerine uygun kadrolaşma sağlayarak üniversiteleri "medreseleştirmekötir.
Üniversite sistemini irdelerken, özellikle de biz üniversite öğretim üyelerinin, özenle altını çizmesi gereken nokta şudur; YÖK ve mevcut üniversite düzeninin değişmesi ve gerçek anlamda çağdaş bir üniversite yapısının tesisi hepimizin özlemidir. Ancak bu özlemin gerçekleşmesi yolunda atılacak adımlar, şu sıra gündeme gelen ve arkasında karanlık ve farklı düşünceleri barındıran politik adımlarla asla bir araya gelmeyecek ve gelmesine de bizlerce izin verilmeyecektir."

Ruhunda gökkuşağı yoktur eğer

Yazının Devamı