İnsana yolculuk

30 Haziran 2002


<#comment>DSP’de Ecevit’e "çekil" mesajı veren 9 milletvekilinden biri olan Profesör Cengiz Güleç bir psikiyatri uzmanı... Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi... Ecevit’lerle komşuluğu ona parlamentoya giden yolu açmış. Ancak Meclis görevinde bilim ve vicdanının sesini dinleyince siyaset ve demokrasi adına işlenen günahları görmüş, muhalefet cephesinde yerini almış.
Prof. Cengiz Güleç’in bu hafta piyasaya bir kitabı çıktı: "İnsana Yolculuk"... Sayın Profesör kitabı yazmaktaki amacını şöyle izah ediyor:
"İnsanların büyük bölümü belirgin bir ruhsal rahatsızlığı olmadığı halde mutsuz, yaşamın ve var oluşun anlamı konusunda rehbersizdir. Herman Hesse’nin söylediği gibi mutluluk ‘ne’ değil, ‘nasıl’ dır; ‘nesne’ değil, ‘yetenek’tir. Bu anlayıştan hareketle, görebildiğim ve tanıyabildiğim ‘yaşam ustaları’nın yaşamlarından yola çıkarak, "İNSAN" üzerine denemeler yazma serüvenine atıldım..."
Kimdir yaşam ustaları? Nedir ustalık? Prof. Güleç anlatıyor:
"... Ustalıktan beklenen sorunsuz - sıkıntısız, özürsüz - eksiksiz yaşamak ve her dem mutlu olmak değildir. Tersine yaşadıklarını ve ilişkilerini olduğu kadar bireysel özbenliğini her zaman açık yüreklilikle ve

Yazının Devamı

Koç Müzesi...

29 Haziran 2002


<#comment>Kültür Bakanlığı’nın 2001 yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, "Rahmi M. Koç Müzesi’ne verildi.
Müzeyi iki yıl önce gezmiştik. Kısa sürede neredeyse iki kat büyümüş. Zenginleşmiş. Tarihin içinden kopup gelmiş buhar kazanları, sanayi aksamı, oyuncaklar, motorlar, otomobiller, tarihi binaların şık atmosferinde hurdadan ziynete dönüşüyor. Açık alanda sergilenen uçaklar, vagonlar ve kıyıya bağlı siyah denizaltı adeta bir Fellini dekoru gibi... Rahmi Koç anlatıyor:
- Babam Vehbi Koç, bilmiyorum kaç yaşındaydım, bana Almanya’dan ilk elektrikli treni getirdiğinden beri mekanik ve endüstriyel objeleri toplamış, biriktirmişimdir. Seneler geçtikçe bu koleksiyon o kadar genişledi ki, ne evlerimde, ne bürolarımda, ne de depolarda yer kaldı.
Bugün İstanbul’un gezilmesi en keyifli kültür alanı işte böyle, bir elektrikli tren ve anıları biriktirme duygusundan tohumlanmış...
2000 yılında 17 bin kişi gezmiş müzeyi... Bu yılın ilk altı ayında sayı 82 bin olarak kaydedilmiş... Gezenlerin yüzde 60’ını öğrenciler oluşturuyor.
Beyoğlu’na sadece 10 dakika mesafedeki müzeyi çoluk çocuk gezmenizi öneririz.

Yazının Devamı

Ecevit’e mesaj

28 Haziran 2002


<#comment>ABD’de San Francisco Üniversitesi Ortopedik Cerrahi Bölümü’nde öğretim üyesi olan ve şu anda yalnızca Spinal (omurga) cerrahisi uygulamakta olan okurumuz (adı bizde saklı) uyarıyor:
"... Bildiğim kadarıyla Sayın Başbakan Ecevit’te osteoporoza bağlı omur kırığı mevcuttur. Başkent Hastanesi’nde Omurga Cerrahisi olmadığını biliyorum. Sayın Mehmet Haberal, genel cerrahi, Sayın Turgut Zileli nöroloji uzmanıdır.
Bu tür omur kırıklarında ağrı, hastanın fonksiyonlarını limitleşici faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Kırık kemik, yapıdaki osteoporoza bağlı ortaya çıktığı için iyileşmesi gecikmekte hatta çökme ilerleyebilmektedir. Bu tür kırıklarda yeni bir teknik olan "vertebroplasty" veya "kyphoplasty" uygulaması ile omurdaki çökme restore edilebilmektedir. Prosedür oldukça düşük risklidir ve birkaç milimetrelik insizyondan omura yerleştirilen özel iğneler vasıtası ile yapılabilmektedir. Kendi hastalarımda çok iyi sonuçlar almaktayım ve Türkiye’de bu prosedürü yapan meslektaşlarım olduğunu ve onların da çok iyi sonuçlar aldığını biliyorum. Sayın Başbakan bu meslektaşlarımızdan birine görünmelidir..."
***
(Not: Tabii eğer Rahşan Hanım ve Haberal’ın elinden

Yazının Devamı

Çekik gözler...

27 Haziran 2002


<#comment>Çinlilerin, Korelilerin, Japonların, Moğoların vs. gözleri neden çekiktir?
Tamer Korugan, "Aykırı Yayınları"ndan çıkan "Lüzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi"nde bu tür sorulara yanıt arıyor... Yukarıdaki soruya cevaben ise diyor ki:
- Aslında "Çekik gözlü" tanımı yanlıştır. Göz yapısı bütün dünyada aynıdır. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne doğru daha fazla inmiştir ve bu durum sanki gözün daha darmış gibi görünmesine sebep olur.
Peki bu niçin böyledir? Bu teoriye göre göz kapağının üzerinde katlı olarak duran bu ikinci kıvrımı, bu insanların gözlerini yoğun olan kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için, bir nevi kar gözlüğü gibi gelişmiştir.
Her ne kadar yukarıda belirtilen bölgelerin bazılarında kar hiç yağmıyorsa bile bilim insanları bugün çekik gözlü diye nitelediğimiz insanların atalarının son buzul çağında Sibirya’dan, yani Asya’nın kar ve buzla kaplı en soğuk bölgesinden güneye, bugün yaşadıkları yerlere göç ettiklerine inanıyorlar.

Yazının Devamı

Ambargo kime?

26 Haziran 2002


<#comment>Cumhurbaşkanı Sezer komşu ve yakın ülkelerin devlet başkanlarıyla olumlu ve hızlı bir görüşme trafiği sürdürüyor... Peki bu trafik komşularla ekonomik ve ticari ilişkilerimize ne kadar yansıyor?
Komşularımız yılda 180 milyar dolarlık ithalat yapar... Bizden aldıkları malların tutarı 3 milyar doları geçmez...
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün diyor ki:
- Bu ihracat rakamını rahatlıkla 80 - 90 milyar dolara çıkartabiliriz.
- Niye çıkartamıyoruz peki?
- Birinci sebep, komşularımızla diyalog kurmayı beceremiyoruz. Burnumuzun dibinde olmalarına rağmen kendimizi tanıtmayı bilemiyoruz. İkinci sebep, kraldan fazla kralcı olmamız. Amerika Irak’a ambargo koydu, faturayı biz ödüyoruz. Ayrıca ben satmıyorum da adamlar dışarıdan hiç mal almıyor mu? Amerika Ürdün’e satıyor, Ürdün de Irak’a... Ürdün, son 10 yılda Irak’la yaptığı ticaret yüzünden bizi solladı geçti. Aynı şey İran için söz konusu... Şu son 10 yılda gördük ki ambargo Irak’a değil bize konmuş.

Yazının Devamı

Operacılar...

25 Haziran 2002


<#comment>Antalya’da Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali sürüyor. Geçtiğimiz cuma akşamı Prag Devlet Operası sanatçıları Verdi’nin "Nabucco" adlı eserini sahnelediler. Antik Aspendos Tiyatrosu sadece izleyicileri değil sahne sanatçılarını da büyülüyor. Seyirciyle bütünleşiyorlar.
Ancak sahne dışına taşan "bütünleşme" biraz burukluk yaratıyor.
Nabucco’nun kızı Fennana’yı canlandıran başrol oyuncusu Jana Sykorova’nın perde arasında sahne kostümleriyle tuvalet kuyruğunda beklemesi "hoş" değildi.

Antik Aspendos Tiyatrosu’nun bulunduğu Belkıs beldesi gençleri geceleri opera ve bale festivalini aksatmadan izliyorlar. Kimi güvenlik görevlisi, kimi tuvaletlere bakıyor, kimi de meşrubat satıyor.
Dolayısıyla oyunların en sadık izleyicileri onlar...

Yazının Devamı

Özel harekât

23 Haziran 2002


<#comment>Devlet özelleştirme hamlesine giriştiğinden bu yana özelleştirdiğinden daha fazla bankayı devletleştirdi. Yine de özelleştirme sevdası bitmiş değil. Ziraat Bankası da özelleştirme kapsamında. 140 yıllık dev bankanın başına Niyazi Erdoğan getirildi. Kim Niyazi Erdoğan? Müflis İnterbank’ın eski memuru... Ankara Bölge Müdür Yardımcısı... İnterbank’ın çıkmaza girmesindeki sorumlu yöneticilerden birisi.. İcraat adına ne yapıyor Niyazi Bey? Ziraat Bankası’nın yetişmiş yöneticilerini teker teker uzaklaştırıyor. Önce Teftiş Kurulu’ndan gelmiş Genel Müdür yardımcıları Ahmet Olgun, Emin Erdem, Bülent Selçuk gibi deneyimli isimler emekli edilerek uzaklaştırıldı. Diğer iki Genel Müdür Yardımcısı Bahri Gevrek ve Ertan Yongalık ise, "İhtiyaç fazlası personel" statüsüne alınarak, biri Milli Eğitim Bakanlığı’na uzman, diğeri ise Toprak Reformu Genel Müdürlüğü’ne araştırmacı olarak nakledildi. Bu gidişin iyi ve doğru yöne olduğunu söyleyebilir misiniz?

Şimdiden (en kötü olasılıkla) Avrupa ikincisi ve Dünya dördüncüsüyüz... Ne olağanüstü başarı... Var olun çocuklar...

Ankara’da halen 4 yetkili ismin... Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Anayasa Mahkemesi Başkanı

Yazının Devamı

Vapura selam

22 Haziran 2002


<#comment>İstanbul Şehir Hatları’ndaki düzelmeden söz edince kimi okurlar "Ama vapurlar hâlâ 30 yıl önceki hızla gidiyor, hâlâ Eminönü - Adalar bir buçuk saat" diye yakındılar. Haklılar... Peki çözüm?
Hiç zor değil... Şehir Hattı Vapurları, Deniz Otobüsleri ve dolmuş motorlarını tek yönetim altında toplayacak... Uzun mesafelerdeki vapurları geri çekip kısa mesafede çalışan deniz otobüslerini uzun mesafelere yönelteceksiniz... İzmir Belediye Başkanı Ahmet Priştina deniz araçlarını tek elde topladı, İzmir’de deniz ulaşımı yüzde 374 arttı. İstanbul’da aynı uygulama mümkün. Denizcilik İşletmeleri de destekliyor. Bütün mesele Ankara’nın biraz kımıldamasında...

Zenginlik sahip olunan varlıkların çokluğu değil taleplerin azlığıdır...
J. Brotherson

Yazının Devamı