Akkuyu karakuyu...

23 Kasım 1999


9 Eylül Üniversitesi öğretim üyelerinden Profesör Atilla Uluğ, önceki gece Kanal 6'daki tartışmada anlattı...
Akdeniz'de sismik araştırmalar yapan Piri Reis gemisinin saptadığı bulguları bilimsel bir dergide yayımlamış bir tarihte... Ve bulgular ışığında Akkuyu nükleer santralinin kurulacağı yöreden geçen Ecemiş fayının "aktif" olduğuna dikkat çekmiş.. Devlet ricalinin dikkatinden kaçmamış tabii... Hemen harekete geçmişler... Ne mi yapmışlar?.. Prof. Uluğ anlatıyor:
- Devletin en üst düzeyindeki yerlerden "Rum casusu musun?" diye baskı gelmeye başladı. "Raporunu geri al" dediler. Halbuki sözü edilen bir "rapor" değil, bilimsel makale.. Nasıl geri alayım?.. "Ben bilim adamayım, bulgularım böyle. Siz daha iyisini buluyorsanız lütfen açıklayın, biz de öğrenelim!" dedim... İlginçtir, arkasından Adana depremi oldu...
***
Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'le dünkü sohbetimizde kendisine Akkuyu nükleer santralıyla ilgili sorular sorduk. Bakan, Akkuyu'nun inşasından yanaydı:
- Peki Ecemiş fayı... Deprem tehlikesi?

Yazının Devamı

Açların hakkı!

21 Kasım 1999


       ABD Başkanı Bill Clinton'ın geçen gün İstanbul'da görüştüğü sivil örgüt liderleri arasında TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca da bulunuyordu. Hayrettin Bey, toplantıda söz sırası kendine gelince "insan hakları"ndan sıkça söz eden (tabii iyi de eden) ama somutla değil soyutla vakit geçiren Clinton'a bir küçük ders verdi... Dedi ki:
      - Bugün dünyada 1.5 milyara yakın insan günde bir doların altında gelire sahip, yani açlık sınırında... Bunun anlamı, 1.5 milyar kişinin en temel insan haklarından yoksun olduğudur. Karnını doyurmak insanın en temel hakkıdır.
       Hayretin Karaca'ya dün sorduk:
      - Bu açlığı kim yaratıyor ve sizce çözümü nedir?
       - Günümüzde dünyaya egemen olan liberal kapitalizm hem dünyamızı insafsız bir şekilde sömürüyor, hem de açlar ordusunun sayısını hızla büyütüyor. Geçen yıl Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu'nda sorduğum soruyu burada da soruyorum; İnsanları aç bırakanlar, insan hakları açısından yargılanmamalı mı?
     &

Yazının Devamı

Tank ihalesi...

20 Kasım 1999


       Önümüzdeki yıllarda 8 milyar dolar sarfıyla Silahlı Kuvvetler'e 1000 tank ekleneceğini duyurmuş, kamuoyundaki bu konuya ilişkin bilgi eksikliğinden söz etmiştik. Genelkurmay Başkanlığı bu konuda bir bilgi notu gönderdi. Teşekkürlerimizi sunarak bu bilgi notunu özetliyoruz:
       "...Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde halen kullanılmakta olan 3445 adet muharip tank bulunmaktadır. Tankların yaşları 20 - 48 arasında değişiklik göstermektedir. Bölge ülkeleri dahil birçok ülke Kara Kuvvetleri envanterindeki ana muharebe silahı olan 2'inci nesil eski tankları 3'üncü nesil tanklarla değiştirmiş ve halen değiştirmeye devam etmektedir.
       Türk Silahlı Kuvvetleri ana muharebe tankı projesi de ömür devri sistemine göre ekonomik, fiziksel ve teknolojik ömürlerini tamamlayan ve harekat ihtiyacına cevap veremeyecek duruma gelmeye başlayan tankların 2000 yılı başından itibaren ayıklama planı gereğince envanterden çıkarılmaya başlanması ihtiyacından doğmuştur. Projenin amacı mevcut tankların yurt içinde üretilecek modern ana muharebe tanklarıyla değiştirilmesidir. Bu

Yazının Devamı

ABD I love you!

19 Kasım 1999


Günaydın gazetesinin 70'li yıllarda verdiği unutulmaz mizah eki Ustura'dan iğneli bir aşk şiiri... Okyanus ötesindeki büyük aşka adanmış... Mukadder Özakman yazıp postalamış...
Bize hayat verensin
America I love you!
En büyük nimet sensin
America I love you!
***

Yazının Devamı

Bursa üvey mi?

18 Kasım 1999


       Asağıdakilerden hangisi yurdumuzun bir şehridir:
      A) İstanbul B) Bursa C) Balıkesir D) Tekirdağ E) Hepsi...
       Bu sorunun doğru cevabının "Hepsi" olması lazım. Ancak medyamızdaki yayınlara bakarsak bu sorunun doğru cevabı A şıkkı... Bizim medyamıza göre diğer şehirler bize ait değil. Neden mi?
       Çünkü 17 Ağustos tarihinden beri konuşulan tek konu İstanbul'da depremin olup olmayacağı.
       Bilim adamları teker teker ekrana çıkıyor, haritalar ortaya dökülüyor, tartışmalar reytinge dönüştürülüyor.
       Ama soru hep aynı.

Yazının Devamı

Gidi münafıklar

17 Kasım 1999


Sevgili Clinton'a TBMM'mizin, medyamızın, halkımızın gösterdiği ilgiye bakınca... Geçmişte yapılan haksızlıklar daha iyi kendini gösteriyor:
Yok efendim ABD emperyalist ülkeymiş de..
Bütün az gelişmiş ülkelerle birlikte Türkiye'yi de sömürüyormuş da...
Falanmış da filanmış... Yıllarca bu çatlak sesleri dinlemedik mi?
Oysa gördünüz... Clinton Türkiye'yi evlat edinmek isteyen bir Baba gibiydi önceki gün... Bizi bizden fazla düşündüğü dikkatli gazetecilerin hiçbirinin gözünden kaçmamıştı. Tabii münafıklar yine eksik değildi kenarda ve özellikle kimi "köşe"lerde.
Clinton Türkiye'nin değil ABD'nin çıkarlarını düşünüyormuş...

Yazının Devamı

Patron Meclis'te!..

16 Kasım 1999


Ankara ve TBMM olağanüstü bir gün yaşıyor. Ne Ankara'da ne TBMM'de kuş uçurulmuyor. Yollar kesilmiş. Trafik felç. Ne o?.. Büyük Patron geliyor.
Büyük Patron'un bir gün önce Esenboğa'da kendisini karşılayanların elini sıkarken diğer elini paltosunun cebinden çıkarmaması dikkati çekmiş. Nezaketsizlik mi? Hayır hayır... Samimiyet... Patron hem samimi hem cömert! Nitekim dün Çankaya'daki törende:
- Bir milyar dolarlık Eximbank kredisi için gayret göstereceğini,
müjdeliyor. Kredi sonra bir yerlere takılır mı? Önemli değil. Önemli olan jest... Devletimiz banka batıran işadamına bir teşekkür dahi beklemeden 2 milyar dolar vermiş... Bir milyar dolara mı tamah edecek...
Büyük Patron öğleden sonra Meclis'e iniyor. Genel Kurul salonunda partiler tam kadrolarıyla hazır. Clinton ayakta uzun uzun alkışlanıyor. Eski milletvekillerinden Ali İhsan Elgin televizyondan manzarayı izlerken:
- Bu adamı kendi parlamentosu bu kadar alkışlamaz, diyor, göreceksiniz önümüzdeki hafta yine gelecek...Başkan konuşmasında, arkasındaki panoda yazılı olan ünlü söze atıf yaparken:- Hakimiyet kayıtsız şartsız,

Yazının Devamı

Belediye mizahı

14 Kasım 1999


       İstanbul Dolmabahçe'deki Gökkafes geçen Mayıs ayında mühürlenmişti. Bazı dostlar, mühüre rağmen inşaatın devam ettiğini ve neredeyse bitmek üzere olduğunu duyurunca durumu yetkililere soralım dedik... Arkadaşımız Aydın Arıcıoğlu, Şişli Belediyesi Hukuk Müşaviri Ayhan Kızılöz'ü aradı. Aldığı yanıt:
      - Evet, içerde çalışma olduğu duyumları bize de geldi. Hemen İmar Müdürlüğü'ne bildirdik...
       Arkadaşımız bu yanıt üzerine İmardan sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı Osman Aslan'ı aradı:
       - Gökkafes'te mühre rağmen çalışma yapıldığı iddiaları size iletilmiş. İşlem yapıldı mı acaba?..
      - Yooo, ilk defa sizden duyuyorum. Haa, iki - üç gün önce bir yerde böyle birşey konuşulmuştu... Bakın şimdi ne yapalım biliyor musunuz, ben hemen bir ekip gönderip incelettireyim!..
       Bir saat kadar sonra telefon çalıyor. Şişli Belediyesi Özel Kalem'den arayan sekreter hanım, Aydın'a, Özel Kalem Müdürü'nün görüşmek istediğini söylüyor. Ama karşıdan şu ses:

Yazının Devamı