Elinizin dili...

14 Nisan 1999


Metin Toker dünkü seçim yazısında:
"Adayların en etkili seçim faaliyeti hala dükkan dükkan kapı kapı, kahvehane kahvehane dolaşıp seçmenin elini sıkmak" diyordu...
Akşamları televizyon haberlerinde de gözlüyoruz aynı manzarayı.
Uzun laf yerine "Gözlerimin içine bak ne dediğimi anlarsın" hesabı...
Peki böyle sırayla el sıkmanın bir yararı var mı?
Bir miktar evet...

Yazının Devamı

Acemi taklitçi...

13 Nisan 1999


Uğur Mumcu 18 Mayıs 1978 günlü Cumhuriyet'te yazısına şöyle başlamış:
"MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan hakkında "din sömürüsü yapıyor" diye dava açan Yargıtay Başsavcısı Kazım Akdoğan'ın kulakları çınlasın. AP Genel aşkanı Demirel, Samsun'daki konuşmasına tekbir sesleriyle ve kendisine armağan edilen Kur'an'ı Kerim'i öperek başladı!"
***
Din sömürüsü siyaset kürsüsüne çıkalı neredeyse 50 yıl oluyor... Sağ politikacılar 50 yıldır bu yarışın içindeler. Menderes'ten Demirel'e, Erbakan'dan Özal'a hiçbiri bu yarıştan geri durmadılar. Bayan Çiller tohumları geçmişte atılmış bir Cumhuriyet ihanetinin ve vicdan ticaretinin acemi taklitçisi sadece... Baba'sı tepede oturmakta... Halk laik cumhuriyetin kendisine neler kazandırdığını kavramadıkça ve dinine kendi sahip çıkmadıkça bu bezirganlar din ticaretini sürdürecek. Garipsemeyelim...

Aferin Yasin...
Beşiktaşlı Yasin gençler arasından sivrilerek bu yıl takıma girmiş çok genç bir futbolcu. Ligde ilk sezonu. Gençlerbirliği maçında bir ara ceza alanı içine girerken arkasından hafif bir müdahale oldu. Yasin yere düştü. Hakem penaltı çaldı. Beşiktaş

Yazının Devamı

Maçka Parkı'nda...

11 Nisan 1999


Fotoğrafta polis tarafından yaka paça götürülen insanlar... Altında şu haber:
"Maçka Parkı'nda İstanbul Üniversitesi Öğrencileri Koordinasyonu'ndan bir grup öğrencinin basın açıklaması olaylı geçti. Polis, gözaltında yaşamını yitiren Sendikacı Süleyman Yeter'in eşi Ayşe Yeter'in de aralarında bulunduğu 30 kişiyi yaka paça gözaltına aldı..."Öyle bir demokraside yaşıyoruz ki... Bir parkta toplanıp basın açıklaması yapmak dahi dayaklık ve karakolluk suç sayılıyor...Şu günlerde Falih Rıfkı'nın İngiltere notlarını okuyoruz... 1933'de yazdığı kitabın bir yerinde diyor ki Falih Rıfkı:- Ben bu kitabı bastırırken Londra üstüne "aç"lar yürüdü... Hükümet iki gün önce nümayişçiler için Hide Park'ı kendi eliyle hazırladı ve kendine sövdürmek için 10 tane daha kürsü kurdu...Demokraside huzur insanların söz söyleme ve deşarj olma hakkını genişleterek sağlanır. İngiliz bunu 60 yıl öncesinden biliyor. Biz hala öğrenemedik. Ülkedeki modelin adı sorulunca "demokrasi" diyoruz üstelik sıkılmadan...Psikopat kimdir?Ruh hekimleri psikopatları kısaca şöyle tanımlar:- Psikopatlar zeki ama

Yazının Devamı

Rüya tabiri...

10 Nisan 1999


Seyrantepe'den Seyyare:
...Rüyamda CHP lideri Deniz Baykal'la beraber Atatürk Barajı'nın çevresinde piknik yapıyoruz...
Hava açık, tesisler güzel... Gürül gürül akan sular hoş bir müzik nağmesi gibi geliyor kulaklara... Gezinin ilerleyen dakikalarında baraj yakınlarındaki bir ağacın altına oturup yumurta, domates ve hıyardan oluşan piknik malzemelerini ufak ufak atıştırmaya başlıyoruz...
İlk lokmadan sonra Deniz Bey'e soruyorum:
- Nasıl, barajı geçebilecek misiniz efendim?..
Baykal kendinden emin:

Yazının Devamı

Biber

9 Nisan 1999


"Üniforma, Slogan, Biber" arkadaşımız Faruk Bildirici'nin son kitabı... Faruk, Anadolu'yu, Anadolu insanını anlattığı bu kitabında yakın tarihimizi ve günümüz siyasetçilerini de unutmamış... İşte bu siyasetçilerimizden bazılarının birbirleri için yaptıkları kimi teşbihler (benzetmeler...)
Adnan Keskin'in benzetmeleri;
.(Meral Akşener için); Teslime Hanımın beslemesi, okey kraliçesi.
.(Şevket Kazan için): Abdülhamit'in fotokopisi.
.(Erbakan için): Yeşil tesbihli şeytan, Baloncu Hoca, Rakkase.
Hüsamettin Cindoruk' un benzetmeleri:

Yazının Devamı

İran sokakları mı?

8 Nisan 1999


Hilal, Dergah, Cami, Şura, Selamet, Akıncılar, Hicaz, Cihat, Cuma, Tevhid, Vaiz, Hakyol, Fazilet, Oruç, Sahur, İftar, Eyyabi, Hafız, Dervişler, Kelam, Akabe, Mücahit, Ribat, Nebi, Uhut, Biat, Aksa, Mina, Ensar, Üveyz, Kabil, Akit, Türban, Ezan, Miraç, Refah, Namaz, Hilal, Said - i Nursi, Mehmet Zait Kotku, Abdülhamit...
Ne mi bunlar? Efendim bunlar cadde ve sokak isimleri... Hayır, hayır, ne Mekke, ne Medine ne de Kabil'deki cadde ve sokakların isimleri... Bunlar Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük ili İstanbul'un en büyük ilçelerinden Ümraniye'deki kimi cadde ve sokak isimleri... Ümraniye Belediyesi'nin Fazilet Partili Başkanı Mehmet Bingöl ve arkadaşlarının eseri....
İşçi Partisi Sol Güçbirliği Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ünal Erdoğan ve Ümraniye Belediye Başkan adayı Hayrettin Çağlar, geçen hafta düzenledikleri basın toplantısında sordular:
- Bu isimler sokak direklerine çakılırken Cumhuriyet'in kaymakamları, savcıları neredeydiler?
- Bu isimler belediyenin ilgili kurullarında kabul edilirken, özellikle kendilerini sol olarak niteleyen partilerimizin belediye meclis üyeleri neredeydiler?
Sorular

Yazının Devamı

Alkollü mesai

7 Nisan 1999


Amerika'da adamın biri oturmuş, işyerlerinde mesai saatlerinde alkolü serbest bırakmanın sağlayacağı faydaları sıralamış... Okuyalım:
1) İşyerinde stres azalır,
2) İlişkiler daha dürüst olur,
3) Maaş düşüklüğüne ilişkin şikayetler hafifler,
4) Maaş artışına ilişkin hayaller güçleneceğinden motivasyon artar.
5) İşçiler amirlere onların duymak istediklerini değil kendi içlerinden geçenleri söylemeye başlarlar,

Yazının Devamı

Kurban ibadet mi?

6 Nisan 1999


İlahiyatçı Yaşar Nuri Öztürk, Kurban Bayramı dolayısıyla Hürriyet'teki köşesinde bu konuya ilişkin yararlı bilgiler verdi geçen cuma günü... "Kurban kesmek ibadet mi?" diye soran Öztürk bu soruyu özetle şöyle yanıtladı:
"Kurban, bağımsız bir ibadet değil, bir sosyal yardım türüdür. (Hac Suresi 36 ve 37'inci ayetlerde de açıkça belirtildiği gibi:) Kurban kesiminde ibadet olan, kan akıtmak veya et değil; yoksula yardımdır. Allah'ın gözettiği, kesilen hayvandan yoksulların sağladığı yarardır. (..) Kurban kesmek, Kuran'ın açık beyanıyla; "infak" (yoksula yardım, sahip olunandan başkalarına pay çıkarma) denen paylaşmanın geniş çerçevesi içindeki bir yardımlaşma şeklidir. Bu aracın yerine başka araçlar da konabilir. (..) Yoksulun korunması, ona et vermek yerine başka birşey vermekle daha iyi sağlanacaksa, o şeyi kurbana tercih etmek gerekir. (..) Örneğin ameliyat parası bulamayan bir yoksula kurban eti yerine o parayı vermek, Kuran'a göre daha üstün bir "kurban" olacaktır. Kısacası kurban bayramı, yoksulun ve yoksunun imkan sahiplerinin varlıklarından pay aldığı bayramdır; hayvan kesimi bayramı değil..."

Karyolanın altı...
Psikologa başvuran

Yazının Devamı