Kredi Yurtlar Kurumu'na oda için başvurup da yedeğe yazılan öğrencilerin "binler"le ifade edildiğini dün belirtmiş; yurdu olmayan üniversitelerin bu sorunu kendi bünyelerinde çözmesi için bir öneride bulunmuştuk. Üniversiteler küçük bir büro oluşturabilir, evini veya bir odasını öğrencilere kiralamak isteyen ev sahipleri bu büroya başvurur, böylece öğrenciler o emlakçı senin, bu emlakçı benim dolaşmaktan kurtularak daha kolay ve güvenli yönden barınma ihtiyaçlarını giderebilirlerdi.
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Profesör Ayhan Alkış arayarak bu yönde kendilerinin de girişimleri olduğunu anlattı. Sayın Alkış evlerini veya odalarını öğrencilere kiralamak isteyen konut sahiplerinin;
0212 260 07 35 no'lu telefondan Mehmet Yaylagül'e başvurabileceklerini söyledi.
Sayın Rektör'ün duyarlığına teşekkür ediyor, diğer üniversitelerin de benzer bir çabayı benimsemelerini diliyoruz.
Süleyman Demirel ve Hüsamettin Cindoruk'un genel başkanlıkları döneminde DYP mitinglerinde ses
Bir bürokrat dostumuz "Tarım alanlarının tarım dışı amaçla kullanılmasına ilişkin" yönetmeliğin değiştirilmesi için hazırlık yapıldığını, bu değişiklikle 1'inci sınıf tarım arazilerine tarım makinaları üreten fabrikalar kurulmasına olanak sağlanacağını fısıldamıştı bize. Bir de kuşkusunu dile getirmişti:
- Bu değişiklik Uzel Holding'in hatırı için yapılıyor. Uzel Holding Düzce'deki arazisinde böyle bir fabrika kuracak, ama tarım aracı değil Mersedes marka otomobil üretecek...
Bu konuda Uzel Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bedirhan Çelik dün bir açıklama yaptı. Çıkacak denilen yönetmeliğin birkaç gün önce çıktığını böylece Düzce'de kurmak istedikleri fabrikaya izin verildiğini söyledi. Ardından dedi ki:
- Ancak bizim Mersedes'le bir ilgimiz yok. Otomobil üretmek gibi bir projemiz de yok. Orada kuracağımız fabrikada Massey Ferguson traktörleri ve tarım için ekipman üreteceğiz.
Bedirhan Çelik tarım arazilerinin bir bölümünün sanayie açılmasında sakınca olmadığını, tarımda
Ülkenin önemli incir üretim alanlarından, Aydın'a bağlı İncirliova ilçesi 4 - 6 Eylül tarihleri arasında yapılacak "İncir Festivali"nde önemli bir tartışmaya sahne olacak:
"Viagra mı?.. İncir mi?.."
Festival programında "Viagra'ya hayır, incire evet!" başlıklı bir sempozyuma da yer verilmiş olduğunu öğrenince, festivali organize eden İncirliova Kaymakamı Kamil Köten'i arıyor; şu bilgileri alıyoruz:
- Çevre kirliliğinin önüne geçilemez tahribatına paralel olarak, kimyasal güçlendiricilerle de bir vücut kirliliği girdabına doğru sürükleniyor insanlık. Viagra türü kimyasal güçlendiriciler insanlar üzerinde geçici performanslar yaratsalar da o sürenin sonunda vücutta büyük tahribatlara yol açıyorlar. Görüyorsunuz, ABD'de Viagra kullandıktan sonra kalp krizi geçiren ve yaşamını yitiren insan sayısı 100'e yaklaştı. Biz Viagra'nın yerine inciri alternatif olarak sunmaya çalışıyoruz.
- Onun yerini tutuyor muymuş?..
- Biliyorsunuz özünde
Şu sıralarda kapalı kapılar ardında bir hazırlık var... "Tarım Alanlarının Tarım Dışı Gayeyle Kullanılmasına Dair Yönetmelik" in 3. maddesinde yapılması yapılması planlanan değişiklikle, özet olarak; 1. sınıf tarım arazilerinin, tarım dışı amaçla kullanılmasının sınırları genişletiliyor. Sebebi mi? Ülke sorunları konusunda hassas bir bürokrat şeytani senaryoyu bize şöyle aktarıyor:
"Mersedes'in Türkiye temsilcisi Uzel Grubu, Düzce'de 1. sınıf bir tarım arazisinde otomobil fabrikası kurmak istiyor. Ama yönetmelik, buna izin vermiyor. Vermeyince de, ufak bir cingözlük yapılarak, yönetmelik, - bu tür arazilerde tarımsal üretimde kullanılacak girdileri üreten fabrikalar kurulabilir- şeklinde değiştiriliyor. Koskoca Mersedes'in traktör üretmediğini ise cümle alem biliyor. Zaten Türkiye'de de üretmeyecek...Üretmeyeceğini de hep birlikte göreceğiz. Ne zaman mı? Zaten son derece kıt olan 1. sınıf tarım arazilerimizden biri daha elimizden gittiği zaman! "
Bütün bunların doğru olabileceğine insan inanmak istemiyor. Sanıyoruz Uzel Grubu bir açıklama yapacak ve böyle bir
Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı... Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası olan Büyük Taarruz'un 76'ıncı yılını kutluyoruz. Kıvançlıyız.
30 Ağustos aynı zamanda Silahlı Kuvvetler Bayramı.
Silahlı Kuvvetler devir teslim törenlerini yapıyor.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Karadayı, görevini Orgeneral Kıvrıkoğlu'na devrederken "İrtica birinci öncelikli tehdit" diyor.
Orgeneral Kıvrıkoğlu görevi teslim aldıktan sonra:
"İrtica tehlikesini dikkatle izliyoruz" diye konuşuyor.
Ulusal Kurtuluş'un 76'ıncı yılında Türkiye "irtica"dan kurtulamamanın sıkıntısını yaşıyor. Çünkü askerlerin "irtica" dediği şeye CHP dışındaki siyasi partiler "tarikat oyları" diye bakıyor. İrtica karşısında sivil ve askeri güç bölünmüş durumda. O yüzden "İrtica'dan Kurtuluş" Savaşı "Ulusal Kurtuluş Savaşı"na göre daha büyük zorluklar arzediyor. Tanrı yardımcımız olsun.
İstanbul için düşünülen "dönüşümlü plaka" uygulaması konusunda değerli okurlarımızdan mektup almaya devam ediyoruz... Mektupları tek tek yayınlamak zorlaştı. Ancak şöyle bir toparlarsak... Okurlarımız der ki:
- Trafiğe giren araç sayısı çıkan araç sayısından fazla oldukça,
- Bu ülkede verimli tarım arazilerine durmadan otomobil fabrikası kuruldukça,
- Demiryolu ulaşımı ihmal edildikçe,
- Deniz ulaşımından yararlanmak kimsenin aklına gelmedikçe,
İstanbul'da özel oto sayısını yüzde 20 azaltmakla trafik derdi çözülmez...
Bir okurumuz şehir hattı vapurların pejmürdeliğine ve pisliğine dikkat çekerken:
Sanatçı Leyla Tekül'le gazeteci Mert Ali Başarır önceki akşam Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in elinden "dünya evi"ne doğru ilk adamı attılar. Tekül'lerin Nişantaşı'ndaki evinde yapılan nişan töreninde bir tek Musa Ağacık eksikti.
Demirel "Musa nerede?" diye sorunca nişanda hazır bulunan masa arkadaşı Nazım Alpman, "Musa'nın ruhunu" törene taşıdı:
- Efendim kendimi tenzih ederek bir `Musa sorusu' sormak istiyorum. Baraj temeli atmak mı, yoksa evlilik temeli atmak mı daha zor? Baba, soruyu "Evlilik temeli atmak daha kolay" diye yanıtladıktan sonra sosyolojik bir Musa analizi yaptı:
- Musa, birbiriyle hiç ilgisi olmayan iki konuyu irtibatlandırmada uzmandır!
* * *
Baba'ya ikinci "en sıkı" soruyu gelin adayı Leyla Tekül sordu:
- Nazmiye Hanım'ı nasıl istemiştiniz?
Elimizde, 10. 8. 1998 tarihli resmi bir yazı... "T.C. İçişleri Bakanlığı - Özel Kalem Müdürlüğü" başlıklı kağıda yazılmış ve Futbol Federasyonu Başkanlığı'na gönderilmiş... Yazıda, yeni futbol sezonunun başlaması dolayısıyla stad anarşisini önlemek için Federasyonu yöneticileri, kulüp temsilcileri ve diğer yetkililer arasında yapılan toplantıda alınan kararlar sıralanıyor.
Neler mi? Mesela: ...Küfürlü tezahüratta bulunan seyirciler hakkında yasal işlem yapılması... Sürekli olay çıkaran fanatik taraftarların isimlerinin belirlenerek stadyumlara alınmaması... Havai fişekler ile yanıcı, parlayıcı sis ve ses bombaları veya benzerlerinin stadyum içine ve çevresine sokulmasının engellenmesi, müsabaka sırasında maytap kullananlar hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılması...vs..vs..
Önlemler çok çok iyi. Peki ya uygulama?
Dün Cumhuriyet'te Abdülkadir Yücelman yazdı. Beşiktaş - Gaziantepspor maçında sahaya girerek hakem Ali Uluyol'a saldıranlardan bir teki bile gözaltına alınmamış... Saha dışına çıkarılıp bırakılmışlar, o