Saf bir okurumuz soruyor:
- Abi sizin gazetenin yazı işleri müdürü suç işlese... Mesela para ile basın kartı satsa veya esrar kaçakçılarıyla ilişkisi ortaya çıksa... Ne yaparsınız?.. İşten mi atarsınız yoksa gazete içinde başka bir göreve mi tayin edersiniz.
Okurumuza yanıt vermek zor olmadı:
- Elbette işten atılır. Çünkü eğer gazete içinde bir başka göreve verirsen aynı yolsuzlukları yapmaya niyetli olanları adeta teşvik etmiş olursun...
- Peki abi neden MİT ve Emniyet'te suç işleyenler haklarında soruşturma açılıp cezalandırılmıyor da görev yeri değiştiriliyor? Hatta Amerika'ya Çin'e falan gönderilip adeta ödüllendiriliyor.
- Onu ben bilemem kardeşim, kendilerine soracaksın...
- Abi yani diyorum ki, suç işleyenin bir başka göreve atanması tek suçlunun o olmadığını, onu koruyup kollayanlar olduğunu göstermez mi?
Farklı tarihlerde hazırlanmış imla kılavuzları arasındaki "içerik" farklılıkları zaman zaman bizi de sıkıntıya sokar. Örnek vermek gerekirse... 1996 tarihli Türk Dil Kurumu (TDK) İmla Kılavuzu'nda "günü birlik" şeklinde ayrı yazılmış olan sözcük, eski Türk Dil Kurumu'nun (Ömer Asım Aksoy döneminde) hazırladığı Ana Yazım Kılavuzu'nda "günübirlik" diye bitişik yazılmıştır... Ve yine mesela... 1996 tarihli kılavuz, "uluslar arası" derken, eski TDK kılavuzu aynı sözcüğün bitişik ("uluslararası") yazılması gerektiğini söyler.
Eski kılavuz "sözgelimi" der, 1996 versiyonu bunu "söz gelimi" biçimine dönüştürür...
Sadece kalem erbabına özgü bir dert de değildir bu. Öğrencilerin de kafasını karıştırır. Okulda yeni TDK kurallarına uygun yazması salık verilen öğrenci, ÖYS ve ÖSS sınavlarında eski TDK Ana Yazım Kılavuzu'na göre değerlendirilir. Ona uygun yanıtlar doğru kabul edilir. Dil konusundaki duyarlılığıyla tanıdığımız yazar Günel Altıntaş bu noktadan hareketle "karşılaştırmalı" bir kılavuz hazırlamış. Sıkça kafa karıştıran yürürlükteki yazım kurallarının tümünü
Bir dostumuzun 6 yaşındaki yeğeni kan kanserine benzeyen İTP adı verilen hastalığa yakalandı. İstanbul Altunizade'deki Marmara Araştırma ve Eğitim Hastanesi'nde tedavi görüyor. Sık sık çocuğun ziyaretine giden dostumuz dedi ki:
- Geçenlerde plazma temini için 7 kişinin birden kan vermesi gerekti. Ancak o kadar kişiyi bulamadık. Ne yapacağız diye koşuştururken doktorlar "Siz bulabildiğiniz kadar kişiyi bulun, biz de kan verecek arkadaş bulur, üstünü tamamlarız" demesinler mi? Doğrusu o anda gözlerimiz yaşardı. Dostumuz bir başka gözlemini daha aktardı: - Akşam nöbet değişimi vardı. Gündüzcüler gidiyor, gece nöbetçileri işe başlıyordu. Bizim hastanın yatağı başında nöbet devri yapıldı. Gündüzcü doktor yatağın başında gececi doktora uzun uzun çocuğa uygulanan tedaviyi, o gün verilen ilaçları, akşam verilecek ilaçları anlattı. Doğrusu en pahalı hastanelerde bu hassasiyeti görmedim. Hastaya kendi çocukları gibi bakan bu doktorlar 200 milyon gibi komik ücretler alan genç, idealist
İstanbul Valiliği'nin dönüşümlü plaka uygulaması projesi hakkında İstanbullulardan fikir ve yardım istenmişti. Proje uyarınca, plaka numaralarına göre özel araçlar haftada bir gün trafiğe çıkmayacaktı. Okurumuz Esin Uzunoğlu gönderdiği mesajda diyor ki:
- İlkokul birinci sınıfa gidecek olan çocuğumuzu servis aracı yerine özel otomobilimizle getirip götürmeyi planlıyoruz. Bu durumda haftada bir gün çocuğumuz okula gitmeyecek...
(Veya okurumuz çocuğunu taksi ile götürüp getirecek)
***
Okurumuz Mehmet Kaynak ise çözümünde zora düşülen sorunlarla ilgili olarak diyor ki:
- Şehirlerararası yola çıkacaklar sabah 06'dan önce çıkıp gece 22'den sonra dönmeliler.
- Diğer şehirlerden kente gerecek araçlar kendilerini bu saatlere uydurmalılar.
İstanbul Valiliği kentte trafik sıkışıklığını braz olsun azaltmak için bir proje hazırlamış. Vali Erol Çakır, projenin tartışmaya açılması için bize de özet bilgi yollamış. Önce teşekkür ediyoruz...
Proje hergün İstanbul trafiğine giren 1 milyon 300 bin aracın 300 binini kent dışında bırakmayı öngörüyor.
Buna göre
Son rakamları 1 ve 2 ile biten plakalar pazartesi günü, 3 ve 4 ile bitenler salı günü, 5 ve 6 ile bitenler çarşamba günü, 7 ve 8'le bitenler perşembe günü, 9 ve 0 ile bitenler cuma günü trafiğe çıkmayacak.
Bu dönüşümlü plaka uygulaması sadece özel otomobilleri kapsayacak... Otobüs, minibüs, taksi, servis araçları, itfaiye, emniyet taşıtları ve ambülanslar kapsam dışı kalacak.
Okulların açıldığı tarihten itibaren başlatılacak olan bu uygulamaya sabah saat 6 ile gece saat 22 arasında geçerli olacak. Plaka gurubunun son numarası takibi kolaylaştırmak için araçların ön ve arka camlarına yapıştırılacak.
İnsanlığın önünde olağanüstü ufuklar açıyor internet... Bir yandan müthiş bir bilgi ağı kuruyor. Bir yandan günlük hayata olağanüstü kolaylıklar getiriyor. Mesela... İngilizler yakında evlerinden çıkmadan önce internet üzerinde otobüslerin hareketlerini izleyerek binecekleri otobüsün durağa kaçta geleceğini bilebilecekler. Böylece gecikecek bir otobüsü durakta boşuna beklemek zahmetinden kurtulacaklar. Bu nasıl mı olacak? Otobüsün yeri uydudan belirlenip bilgi WEB'e aktarılarak... Bilgi dakikada bir yenilenecek. Böylece yolcu evindeki bilgisayarda otobüsün yerini gördüğü gibi saat kaçta durakta olacağını da bilecek. Bu arada yakın gelecekte otobüs duraklarına da ekran yerleştirileceği, durakta otobüs bekleyenlerin otobüsün o anda hangi noktada bulunduğunu bu ekrandan izleyecekleri belirtiliyor.
İngilizler otobüs işletmeciliğinde iddialıdır. Mesela Londra'nın herhangi bir noktasında evinden çıkan kişi en çok 5 dakikada bir otobüs durağına ulaşır. İnternet otobüs işletmeciliğini belli ki biraz daha çekici kılacak. Darısı başımıza.
Bizim ünlü yazardan mı
DİYANET İşleri Başkanlığı'nca yürütülen hizmetlerin geliştirilmesi konusunda görüş oluşturmak amacıyla 1993'te kurulan Din Şurası'na temsilci gönderme hakkı olan 10 kuruluş arasına Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği de girdi.
Bakanlar Kurulu'nun 1993 tarihli Din Şurası Tüzüğü'nde değişiklik yapılmasına ilişkin yeni tüzüğü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tüzükteki en belirgin değişiklik, şurada temsil edilecek kuruluş sayısının sekizden 10'a çıkarılması ve bu kuruluşlar arasına MGK Genel Sekreterliği'nin de alınması oldu. Yeni tüzükle şurada temsil edilecek kuruluşlar arasına İçişleri, Dışişleri, Sağlık ve Kültür Bakanlıklarıyla, Genelkurmay Başkanlığı, DPT Müsteşarlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün yanı sıra MGK Genel Sekreterliği ve Turizm Bakanlığı da alındı. Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu'na ait olan temsilcilik de Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) verildi.
Yeni tüzükle şuranın üye yapısında da değişikliklere gidilirken, daha önce Din İşleri Yüksek Kurulu'nca seçilecek 15 bilim ve din adamı sayısı 20'ye çıkarıldı.
CHP Genel sekreteri Adnan Keskin yeni bir yolsuzluğu anlatıyor:
- Refaeddin Şahin' e bağlı Başbakanlık Toplu Konut İdaresi, Eskişehir'de bir iş merkezi inşaatını ihaleye çıkardı ve bunu Tepe İnşaat kazandı...
- Yolsuzluk bunun neresinde?
- İhaleye hangi firmaların davet edileceğini ve hangi firmanın kazanacağını biz biliyorduk ve bu durumu günler öncesinde notere tesbit ettirdik. Sonuç aynen doğru çıktı. İhaleyi Tepe İnşaat Grubu kazandı.
- Tepe'nin kazanacağını nasıl bilmiştiniz peki?
- Elimizde, daha işin başında, Tepe Grubu'yla Başbakanlık Toplu Konut İdaresi'nin işbirliği içinde olduğunu gösteren yazışmalar vardı. İşin nasıl yapılacağı, ihaleden önce Tepe Grubu tarafından bir brifingle DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk' a anlatıldı. Ayrıca, Tepe Grubu'nun, Konut İdaresi'ne geçtiği bir faks mesajında ihaleye hangi şirketleri çağırılması gerektiği dikte ediliyordu.
- Elinizde başka ne