Ayna ve insan!

5 Haziran 1998

       Deneme ABD'de yapılmış. Yazılı sınav sırasında her öğrencinin önüne birer ayna konmuş. Öğrenci, soruları yanıtlarken, başını her kaldırdığında ister istemez kendi yüzünü görüyormuş. Sonuç ne mi olmuş? Kopya çekme işi büyük ölçüde azalmış. Çünkü kopya çekerken kendi yüzünü gören öğrenci büyük bir utanca kapılıyormuş.
       Peki, diyelim ki böyle bir uygulama bizim Meclis'te de yapıldı. Acaba yararı olur mu? ANAP Kocaeli milletvekili Hayrettin Uzun'a göre, hayır, hiçbir yararı olmaz, hatta tam tersi sonuçlar doğurur. Sebebini kendisinden dinliyoruz.
       "Onlar öğrenci...Onlarda vicdan var. Bizde böyle birşey yapılsa, milletvekili her aynaya baktığında, tüh senin suratına..! Elin oğlu malı götürüyor, sense uyuyorsun, utan! utan! diye kendisine fırça atar. Arasıra olan sahtekarlık bir yaşam tarzı haline gelir. Üç - beş dürüst insandan da oluruz. Onun için ben böyle birşeye kesinlikle karşıyım."

       Okurumuz İş Bankası'nın bankamatiğine kartını sokmuş. Hesabındaki 4.5 milyon liranın 2.5 milyonunu çekmeyi düşünüyormuş. Ekranda şu yazıyla karşılaşmış:

Yazının Devamı

Yağlı bir anket

4 Haziran 1998

       Rutin gündemden sıkılan Ankaralı gazeteciler zaman zaman mizahı kaçış yolu olarak kullanıyorlar. Sonuçta da ortaya hoş örnekler çıkıyor. Son örnek, Bülent - Rahşan Ecevit, Hüsamettin Özkan üçlüsüyle ilgili...Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan' ın Bülent Ecevit' in yanından ayrılmadığını bilmeyeniniz yoktur. İşte bu üçlüyle ilgili Ankaralı meslekdaşlarımızın hazırladığı anket... ve yanıtları...
       Soru: Bülent Ecevit' in etrafına 50 cm. çapında bir daire çizilse, Bülent Bey'le birlikte içerde kimler kalır?
       Yanıt: Rahşan Ecevit ve Hüsamettin Özkan.
       Soru: Dairenin çapı 25 cm.'ye indirilirse, Bülent Bey'le birlikte içeride kim kalır?
       Yanıt: Hüsamettin Özkan.
       Soru: Bülent Ecevit ve Rahşan Hanım evde televizyon seyrediyor ve patlamış mısır yiyorlar. Koltuğun arkasından uzanıp arada bir mısır alan üçüncü şahıs kimdir?
       Yanıt: Hüsamettin Özkan.

Yazının Devamı

Özden'e sabotaj

3 Haziran 1998

       Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na gönderilen, altında dizi dizi imzalar bulunan bir metni birlikte okuyoruz:
      "Saygıdeğer Mahkemeniz eski Başkanı Sayın Yekta Güngör Özden'e, mahkemenizce korumaları için tahsis edilen araç geri talep edilmektedir.       Böylesine bir uygulama pratikte Sayın Yekta Güngör Özden'in yalnız seyahat etmesi anlamına gelir ki, bu durum içinde bulunduğumuz gerilimli ortamda kendisinin güvenliği açısından büyük tehlike teşkil etmektedir.        Biz aşağıda imzası bulunanlar, bu olayın sadece bir söylenti olduğuna inanmak ve konu hakkında gerekenin bir an evvel yapılacağına inanmak istiyoruz."      Bu metni okuduktan sonra Yekta Güngör Özden'i arıyoruz... Çok ilginç şeyler anlatıyor.
       Görevden ayrılırken kendisine bir zırhlı araba ile korumaları taşıyacak ikinci bir otomobil verilmiş. Anayasa Mahkemesi'nin yeni Başkanı önce benzin konusunda sorun çıkarmış. Anayasa Mahkemesi'ne ait araçların benzin aldığı istasyona yazı göndererek Yekta

Yazının Devamı

Transfer şaşkını

2 Haziran 1998

       Fenerbahçe'nin yıldız basketbolüsü İbrahim Kutluay'ın Tofaş kulübüyle kimi gazetelere göre 7,5 milyon, kimilerine göre 10,5 milyon dolar karşılığında mukavele imzalaması dün spor sayfalarının manşetlerindeydi. Okurumuz Dr. Recai Sarıkaya, bu çarpıcı transfer olayına geçtiği e - mail notuyla katkıda bulunurken bakınız ne diyordu:
       "Geçenlerde kablolu yayında NBC Televizyonu'nda Jay Leno'nun sohbet programını izliyorduk. O gecenin konuğu ünlü basketbolcu Dennis Rodman'dı. Hani şu her türlü çılgınlığı yapan Chicago Bulls'lu çocuk. Jay Leno ile alacağı transfer ücretini konuşuyorlardı. İlgimizi çekti, dinledik. Rodman'a Bulls tarafından önerilen miktar 4 milyon dolarmış. Bunu duyan stüdyodaki izleyiciler arasında bayağı bir iç çekme yaşandı. Ama Rodman bu parayı kabul etmediğini, kendi istediği miktarın 10 milyon dolar olduğunu söyledi. Bu sefer bırakın izleyicileri, Jay Leno bile kendini tutamadı ve bu rakamın çok yüksek olup olmadığını sordu. Şimdi Rodman'ın cevabına bakın:
      - Ben bu parayı peşin istemiyorum. Parayı bir bankaya yatırsınlar. Sezon sonunda görevimi

Yazının Devamı

Cevapsız cevap

31 Mayıs 1998

       Fenerbahçe - Şekerspor maçından önce iki şikecinin Şeker kalecisi Murat'a Fenerbahçe adına 100 bin dolar teklif ettiklerini bu sütunda yazdık. Kuşku altında kaldığı halde Fenerbahçe kulübünün konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmamasını garipsediğimizi, spor basınının kulüpçülük adına ahlak dışı bir olayı görmezden gelmesini ayıpladığımızı, federasyonun olaya duyarsız kalışını anlamadığımızı ekledik. Bütün bunları yazmamıza rağmen ilgili çevrelerden yine ne bir tek ses, ne bir nefes... Ne de en küçük cevap geldi.
       Geçen akşam Şekerspor Kulübü Başkanı Cengiz Sezer'le tesadüfen karşılaştığımızda bu konuyu konuştuk. Cengiz Bey herşeyi tek cümlede özetledi:
      - Aslında ilgili taraflar size cevap vermeyerek cevap vermiş oldular.
       ***
       Abdi ipekçi cinayeti davasında yargılanan Oral Çelik'in Malatyaspor Başkanı olması üzerine Başbakan Mesut Yılmaz, DYP lideri Tansu Çiller ve diğer kimi siyasetçiler kendisine kutlama mesajı yollamışlar. Hazır rastlamışken Şekerspor Başkanı Cengiz Sezer'e sorduk:

Yazının Devamı

Hayat denklemi...

30 Mayıs 1998

       Beyaz Yayınları, matematikçi John Allen Paulos'un "Herkes İçin Matematik" adlı kitabını yayımladı... Soyut ve anlamsızmış gibi görünen denklemleri hayatın içine taşıyıp onlardan hayatla ilgili sonuçlar çıkaran Paulos, en başta okullarda verilen matematik eğitimini eleştiriyor:
      - Mantıklı sayısal tahminlerin gerçek hayattaki yeri hiç söylenmez. İlkokul çocuklarından hiçbir zaman okulun yan duvarlarında kaç tuğla olduğu, sınıfın en hızlı koşan kişisinin ne hızla koştuğu, babaları kel olan çocukların yüzdesi, bir kişinin kafasının çevre uzunluğunun boyuna oranı, Empire State Building'e eşit boyda bir kale meydana getirmek için kaç tane bozuk para gerektiği ya da tüm bu bozuk paraların sınıflarına sığıp sığmayacağını tahmin etmeleri istenmez...
       Sonuçta ne olur?.. Öğrenmekle yükümlü kılındığı kuru bilgileri gerçek anlamlarıyla kavrama (ve yorumlama) yeteneği gelişmeyen öğrenci, ilerki yıllarda da "yaşamsal" meseleleri çözemeyen... olasılık hesapları yapamayan... sadece el yordamıyla yön bulmaya çalışan bir "sayı cahili" olur çıkar...
     &nb

Yazının Devamı

Transfer kuşları

29 Mayıs 1998

       Transferde uçuşan trilyonlar bizim züğürtlerin çenesini yoruyor. Oysa alan razı veren razı... Kime ne?.. Transfer konusunda da yanlışa parmak basıyoruz.
       Sorun nerede?.. Türkiye'de yeterince sporcu yetişmiyor. Sorun burada. Okullar sporcu yetiştirmiyor. Belediyelerin böyle bir derdi yok. Spor kulüplerinin birkaçı hariç, alt yapı teşkilatı yok. Futbolcu nereden yetişecek bu koşullarda? Yetişmiyor nitekim... Arz düşük kalınca talep yüksek oluyor, fiyatlar düşüyor.
       Ve hala Fenerbahçe gibi paralı kulüplerin aklı başına gelmiş görünmüyor.
       Kulüp başkanı, futbolun ilerlemesi için yabancı futbolcu transferinin tamamen serbest bırakılmasından dem vuruyor mesela.
       Transfere sağlanan trilyonların bir bölümü alt yapıya akıtılsa hem sporumuz kurtulacak, hem kulüpler batma noktasından geri dönecek oysa.
       Değerli spor adamı Coşkun Özarı, Akşam gazetesinde bu konuya ilişkin bir anısını aktarıyor. Bakınız ne diyor:
      

Yazının Devamı

Londra mektubu...

28 Mayıs 1998

       Son 32 yıldır Endonezya'yı yöneten Suharto, halk çoğunluğunun baskısıyla görevinden istifa etmek zorunda kaldı...
       Diğer azgelişmiş veya gelişme çabasındaki ülkelerde olduğu gibi bu ülkede hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet gibi olaylar ayyuka çıkmış, gelir dağılımının bozukluğu dargelirli insanları isyan noktasına getirmişti...
       Burada ilginç bir nokta var: Dikkat edilirse Endonezya tipi ülkelerde liderler kolay kolay değişmiyor.. Doğal ölüm, suikast, idam, uçak kazası veya halk isyanı olmadıkça azgelişmiş toplumlarda lider değişikliğine pek rastlanmıyor...
       Suriye'de Esad... Irak'ta Saddam... Libya'da Kaddafi... Mısır'da Mübarek... Uganda'da İdi Amin... Fas'ta Hasan... Ürdün'de Hüseyin... Yıllardır iktidarda...       Hindistan'ın Gandi'si ölümle işbaşından ayrıldı... Keza Pakistan'da Butto.. Mısır'da Enver Sedat.. Etopya'da Haile Selasiye.. Tunus'da Habib Burgiba.. İran'da Pehlevi devrimle ülkeden kaçmak zorunda kaldı.. Filipinler'de Marcos yine bir halk hareketiyle terk etti ülkesini.. Listeyi

Yazının Devamı