Ahrar'a özlem!

25 Haziran 1998

       Cumhurbaşkanı Demirel, önceki gün Ankara Genç İşadamları Derneği'nde yaptığı konuşmada "Başkanlık Paketi"ni açtı... Ve ileriye dönük değişikliklerden söz ederken dedi ki:
      - Daha 1900 yıllarının başında bazı partilerin seçim beyannamelerinde "Daha nasıl ilerleyebiliriz" diye düşünceler yer alır. Ahrar Partisi'nin seçim beyannamesine bakarsanız, Avrupa ile farkın nasıl kapatılabileceği konusunda üç fikir görürsünüz. Birincisi liberalizm, ikincisi adem - i merkeziyetçilik, üçüncüsü de ordunun siyaset dışı kalmasıdır..."       Demirel'in tarihin tavanarasından çıkarıp ilericiliğe örnek gösterdiği Ahrar Partisi, liberal açılımlardan söz etmekle birlikte Derviş Vahdeti'yi ve 31 Mart gerici ayaklanmasını desteklemiş ve bu sebepten kapanmış bir parti olarak bilinir... Meydan Larus'un "Ahrar Fırkası" bölümünü birlikte okuyalım:
       "... Ahrarcılar, (İttihatçılar tarafından) Ermeni komitacılarıyla işbirliği yapmakla ve bölücülükle suçlandılar. 1908 seçimlerinde İttihat ve Terakki karşısında yenilgiye uğrayan partiye, seçimlerden sonra İsm

Yazının Devamı

Kaya ve dana...

24 Haziran 1998

       Doğru Yol Partisi dün 14'üncü yaşını devirdi. Orhan Birgit'in dün Cumhuriyet'te yazdığı gibi... DYP'nin nüfus kağıdındaki "baba" hanesinde Süleyman Bey'in adı yazılı... Ama evlat "hayırsız" çıkmış, "Baba"yı silmiş defterden...
       Yetinmemiş... Kurucularının tümünü de kapı önüne koymuş... İşte o kapı önündekilerden biri; siyasal etkinliğini halen DTP'de sürdüren Şükrü Sezar Aygen, dün telefondaki sohbetimizde "yaş günü" hatırına maziye döndü... Ve fıkra tadında bir anı aktardı:
       ...Baba yine bir yurt gezisine çıkmış... Gidilen ildeki parti ileri gelenleri arasında Kaya isminde biri de var... Nedendir bilinmez, Baba'nın gözü oldum olası tutmazmış Kaya'yı. Kendisi pek açık etmese de Baba'nın Kaya'yı sevmediğini bilen bilirmiş. Neyse uzatmayalım.. Kaya'nın da içlerinde bulunduğu büyük kalabalık, kent girişinde karşılıyor Baba'yı. Davullar, zurnalar, sloganlar.. Kurban etmek için bir de dana getirmişler. Hayvanı otobüsün önüne yatırıyorlar. Kasap da tepesine çökmüş. Kaya ise Baba'nın gözüne gireceğim diye çırpınmakta. Bir ara dananın üzerine eğiliyor Kaya. Hayvanın gözüne bez

Yazının Devamı

Gurbet geyikleri

23 Haziran 1998

       Gurbet ülkelerindeki Türklerin gündemi Türkiye'den farklıdır. Ama ülkeden ülkeye farklı değildir. Belçika'da yaşayan Erdinç Utku, "Akıntıya Yürek Çekmek" adlı kitabında "Avrupalı Türk Geyikleri" başlığı altında gurbetçilerin dilinden düşmeyen cümleleri aktarıyor bizlere:
      - Yok bu sene Türkiye'ye kesin dönüş yapıyoruz. Lamı cimi yok. Bu sene kesin!
       - Buranın doktorlarında iş yok. Türkiye'dekiler uzman canım. Adamlar aletsiz edevatsız bi ellemeyle her bişeyi anlıyorlar.
      - Bunların karılarının hepsi orospu. Hepsi de kocalarını aldatıyo.. Kocaları da karılarını tabi.. Bunlarda namus kavramı falan yok abi. Kimin şeyi kimin şeyinde belli değil.
       - Yok abi bunların okullarda bişey öğrettiği yok. Bizim ortaokul mezunu bunların lise mezunundan daha çok şey biliyo..
      - Türkler olmasa aha bu Almanya batar. Almanya'yı biz ayakta tutuyoruz.
       - Doğru abi biz olmasak ortalığı bok götürür.

Yazının Devamı

Bir demet gülüt

21 Haziran 1998

       Belçika, Polonya ve İrlanda... Avrupa'nın fıkra kaynağı üç ülke... Bizim laz fıkrası diye ağızdan ağıza aktardığımız fıkraların onda dokuzu aslında bu üç ülkenin fıkralarından uyarlamadır. İşte son duyduğumuz Belçika fıkrası...
       Belçika yetkilileri trafiği İngiltere'deki gibi sol şeritten akıtmaya karar vermiş. Ve ilk açıklamayı yapmışlar:
       - Otomobiller 1 Temmuz'dan itibaren sol şeridi takip edeceklerdir...
       İkinci açıklama şöyleymiş:
      - Eğer uygulama başarılı olursa 14 temmuzdan itibaren kamyonlar da sol şeridi izleyecektir...
       ***
       İki Polonya takımı 40 dakika basket oynamış, ikisi de tek sayı kaydedememiş. Neden?

Yazının Devamı

Yine mi yazılı var?

20 Haziran 1998

       Coğrafya öğretmeni Ahmet Gülüm'ün mizah yazarı Kemal Gönen'le birlikte (ve çok sayıda eğitimcinin de katkılarıyla) derlediği "Yine mi Yazılı Var?" adlı kitap İletişim Yayınları'ndan çıktı. İlk ve ortaokul öğrencilerinin sınavlarda verdikleri seçme yanıtlardan oluşan kitap, okuyucuyu, kural ve koşullanmalarla örselenmemiş pırıltılı ufaklıklar dünyasına götürüyor. İşte kimi yazılı kağıtlarından soru ve yanıtlar:
      * Aşağıdaki şiirin ölçüsü nedir? / Yaklaşık dokuz santimetredir.
      * Türkleri İslamiyet'e yönelten sebep nedir? / Bilmiyorum hocam, biliyorsanız yazın. Vallahi seneye okulu bırakacam. N'olursunuz hocam.
      * Cumhurbaşkanı'nın görevleri? / Cumhurbaşkanımızın görevi ülkemizde olan değerli olayları yorumlamak ve açılışları yapma görevine sahiptir.
      * Meclisin görevleri nedir? / Toplanıp konuşmaları, zam yapmaları.
      * Devletin temel amaç ve görevleri nelerdir? / Milletvekillerini korumak.
      * Eski

Yazının Devamı

Yasanın halleri

19 Haziran 1998

       Yeni hal yasasından kabzımallar memnun... Çünkü hal dışındaki sebze mevve trafiğini engelliyor yasa... Bu alandaki ticareti vergilendiriyor. Ancak yasanın felaket getireceğini iddia edenler de var. Liberal Parti Genel Başkanı Besim Tibuk yasaya ateş püskürüyor örneğin. Bakınız dün yaptığı basın toplantısında ne dedi Tibuk:
      Besim Tibuk mu abartıyor? Yoksa Ankara'da yasaları yapanlar mı kör? Yakında anlayacağız. Eğer Besim Tibuk haklı çıkarsa söz... bu sütunda kendisine hakkını teslim edeceğiz.

       Fransa 98'de çeşitli ülkelerden 34 orta, 33 yan hakem görev yapıyor. Bu ülkeler arasında adını sanını duymadığımız, haritada bir nokta gibi görünen, nüfusu 50 - 100 bini geçmeyenler var... Mesela Kupa'da:
      "..Trininad, Vanuatu, Mauritius, Malezya, Sri Lanka, Mali, Honduras, Kostarika, Tayland, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Malta" dan bile hakem var. Türkiye'den yok. Neden? Bizim hakemlerin tarafsız maç yönetemeyeceği yolunda uluslararası bir kanaat mı belirdi? Yoksa gene hakkımız mı yeniyor!

      

Yazının Devamı

Başın içi - dışı

18 Haziran 1998

       İstanbul Üniversitesi'nde Devlet Bakanı Işın Çelebi ve Rektör Kemal Alemdaroğlu'nun konuk olarak katıldıkları 32'inci Gün programında öğrencilerin özellikle kendi rektörlerine karşı takındıkları tavır şık değildi. Daha hiçbir soru sormadan ve yanıt almadan rektörlerini yuhalamaları yakışık almadı. Peki böyle bir genel tavrın sebebi neydi? Aynı üniversiteden bir öğretim üyesine sorduk durumu:
      - Başörtüsü tartışmasıyla birlikte siyasal konumları farklı öğrencilerin (hiç olmazsa ciddi bir bölümünün) belli bir noktada buluştukları görülüyor. Neden ve nasıl gelindi bu noktaya?..
       - Öğrenci davranışlarının çoğu tepkisel. Çoğu, insan yerine konmuyoruz, ciddiye alınmıyoruz, olanak sağlanmıyor, diye tepki duyuyor. Ve sözgelimi 32'inci Gün'de olduğu gibi tüm bu sebeplerle, rektör de karşılarında olunca deşarj olmak biçiminde dile geliyor tepkiler... Öğrencilerin tepki duyduğu disiplin yönetmeliği olabilir, YÖK kavramı olabilir, sert bazı yöneticiler olabilir, polis baskısı olabilir. Hepsi içiçe geçiyor ve bu büyüklükte bir okulda rektörle de sık sık karşı karşıya

Yazının Devamı

Hep ikinci sınıf!

17 Haziran 1998

       Yurtdışına uçakla gidenler bilir... Her ülkenin hava alanlarında, pasaport kontrol bölümünde iki ayrı kapı vardır. Kapılardan biri o ülkenin vatandaşlarına tahsis edilmiştir, diğeri ise yabancı uyruklulara...Ülkenin vatandaşları, kendi kapılarından rahatça geçip giderken, ikinci kapıdakiler, kimi zaman dakikalarca, kimi zaman saatlerce pasaport kontrol işlemlerinin bitmesini beklerler.
       Diyelim yolculuğunuz Avrupa'ya... Eğer gittiğiniz ülke Avrupa Topluluğu üyesi ise karşılaşacağınız manzara yine aynıdır. Siz üzerinde (Others) yani"ötekiler" yazan kapının önünde çile doldururken, AT'ye üye ülkelerin yurttaşları, üzerinde (EU) yani "Avrupa Topluluğu" yazan kapıdan beklemeden geçer girerler.
       Kısacası, her ülke, kendinden olana bir ayrıcalık, bir kolaylık tanır...Ve kimse de bunu pek yadırgamaz.
       Gelelim Türkiye'ye, yani bize...
       Dün yurtdışından dönen bir dostumuz, Atatürk Havalimanı'nda yaşadığı olayı şöyle anlattı:
       - Türkiye'ye Polonya

Yazının Devamı