Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

- AB, Kıbrıs'ta sözünü tutsun...Şansölye, bu sözü AB platformlarında söylese belki yararı olur. Ama orada söylemesi gerekeni burada söylüyor.En önemli konu ise es geçiliyor...Almanya'da halen 100 bin gurbetçinin çifte vatandaş olduğu için Alman vatandaşlığından atılması söz konusu... Başbakan, bu en önemli sorunu Schröder'e yansıttı mı? Çözüm istedi mi? Ne yanıt aldı? Gazetelerde göremiyoruz... Schröder, Rum Patriği'nden "Ekümenik" diye söz etmiş. ABD Büyükelçisi Edelman aynı şeyi yaptığında tozu dumana katmıştık ama bu defa ses seda yok.Esas merak ettiklerimiz ama medyada göremediklerimiz işte bunlar.Erdoğan, Schröder'e, Alman Federal Meclisinin Ermenilerle ilgili aldığı kararı hatırlatıyor... Schröder, karşılık olarak Erdoğan'a bir Alman sözünü anımsatarak gırgırını geçiyor:- Açık denizlerde ve parlamentolarda işiniz Allah'a kalmıştır...Alman basını, Schröder'in Türkiye gezisini suya sabuna dokunmadan geçiştirdiğini yazıyor.Schröder, belli ki vermeden almayı biliyor... Bizimkiler ise Almanya Başbakanı ile yan yana fotoğraf çektirmeyi yeterli buluyor, misafiri üzmemek için memleket ve halkın sorunlarını gündeme bile getirmiyor! Almanya Başbakanı Gerhard Schröder"in iki gündür gazeteleri süsleyen demeçlerinin ne işe yaradığını merak ediyoruz.. Örneğin şu: Başbakan Erdoğan, evdeki kedisini bir gazeteciye hediye etmiş! Kedili karikatüre "hakaret" davası açınca, kedisinin yüzüne bakacak hali kalmadığı içindir... TÜBİTAK yasası değiştirildi... 14 bilim kurulu üyesinin yarısını Başbakan belirleyecek. Üniversite ve bilim konusunda "türban" dışında bir görüşü olmayan bu iktidar, neden TÜBİTAK'ı yönetmek istiyor? Prof. Tuğrul Tankut'a kulak verelim: - TÜBİTAK yonetiminden "evrim teorisi"ni savunanları temizleyip yerlerine yaratılış teorisine inananları getirmeye çalışıyorlar...Peki neden diye sorarsanız.. Tarikatlar öyle istiyor da ondan... Onlar Darwin'le amansız bir savaştalar malum! TÜBİTAK savaşı Türbanın en ateşli savunucusu Milli Gazete'nin dünkü manşetinde yan yana 2 fotoğraf... Akçaabat'ta düzenlenen bir kompozisyon yarışmasında dereceye giren iki imam hatipli kız öğrenci, kaymakamın "ödül vermem" tehdidi yüzünden türbanlarını çıkarmak zorunda kalmışlar. Birinci karede kızların türbanlı... İkinci karede başı açık resimleri... Meraklanan muzip okurumuz soruyor:- Gazete, türbanını çıkararak günaha girdiğini düşündüğü kızların, türbansız resimlerini bütün Türkiye'ye yayarak günaha girmiş midir?Bizce hayır... Görevini yapmıştır! Türbanlı fotoğraf Hükümet yeni Türk Ceza Yasası'nda gazeteciler için öngörülen hapis cezalarını kaldırmaya niyetli görünmüyor. Buna karşılık hırsızlar, uğursuzlar, vergi kaçakçıları, hayali ihracatçılar, sahteciler için af üstüne af çıkıyor. Vergi Uzmanı Şükrü Kızılot anlatıyor:- Vergi kaçakçılığı suçu işleyenlere af getirdiler. Vergi cezanızı ödeyin, biz de sizin hapis cezalarınızı affediyoruz, dediler.Şu aralar da iki ayrı hazırlık içindeler. Birincisi; Vergi Kanunu'yla yapamadıklarını yeni TCK ile yapmaya hazırlanıyorlar. Bununla vergi kaçakçılarına verilen 2 yıla kadar hapis cezalarını kaldırmak istiyorlar. İkincisi; sahte fatura tanzim edenlere mevcut TCK 18 ay ile 3 yıl arası hapis öngörüyor ve bu ceza ertelenemiyordu. Yeni TCK ile hapis cezaları 3 yıl erteleniyor. 3 yıl içinde aynı suçun işlenmemesi halinde ceza tamamen ortadan kaldırılıyor. Saydığım bu afların büyük bölümünden en başta yararlanan isim Maliye Bakanı Kemal Unakıtan olacak..."Referansımız İslam'dır" diyen, türban ve alkol gibi gösteriye uygun konularında fevkalade ahlakçı görünen bu kadronun halkın parasını hortumlama konusunda hiç de ahlakçı davranmaması acaba nasıl yorumlanır? Damardan af Maliye Bakanı Unakıtan, oğlunun ödediği vergileri, "vergi mahremiyeti" uyarınca açıklamıyormuş. Mahremiyet iyidir; vergi kaçağının ortaya çıkmamasını da sağlar. m.asik@milliyet.com.tr