Başkan Obama göreve geldikten sonra Afganistan’daki Amerikan birliklerinin sayısını artırdı, 68 bine çıkardı. Ancak bu sayı da yetmiyor. Afganistan’daki Amerikan komutanlığı 30 bin asker daha istiyor...
ABD’nin nefesi yetmiyor, Obama asker için NATO müttefiklerinin kapısını çalıyor.
Medyada “ABD Türkiye’den de asker istiyor” yollu haberler dolaşıyor.
Ancak Türkiye asker göndermeyi kabul etmiş bile... Financial Times gazetesi 8 ülkenin Afganistan’a asker gönderme sözü verdiğini yazıyor. Bu ülkeler:
“Türkiye, İngiltere, İtalya, İspanya, Polonya, Gürcistan, Güney Kore ve Slovakya...”
Afganistan’daki 800 dolayındaki Türk askeri şu anda savaş cephesinde değil... Ancak bölgede savaş yoğunlaşıyor... Yakında Türk askeri de kendini ateş hattında bulabilir.
Bu noktada sormak gerekiyor...
Belçika’dan Yunanistan’a, Danimarka’dan Hollanda’ya, Estonya’dan Letonya’ya, 30’a yakın NATO üyesinin çoğunluğu ABD’nin çağrısına yanıt vermezken halen orada askeri bulunan Türkiye neden kontenjan artırıyor?
PKK terörüne verdiğimiz şehit yetmedi mi?
Afganistan’a savaşı biz mi açtık?
İsrail’in Gazze’de Müslümanları öldürmesine sözde çok içerleyen iktidar, Afganistan ve Pakistan’da Müslümanların boğazlanmasına neden katkı sunuyor?
Sahi... Savaş karşıtları neden suskun?
Tayyip Erdoğan, “Köşe yazarları az yazarsa huzur olur” demiş.
Demek ki neymiş? Huzur artık İslam’da değil, “Az yazan yazar”da imiş!
* * *
AKP iktidarı imamları çileden çıkarmış.
Yakında dinden - imandan da çıkarır!
Fahrettin Fidan
Soru: Gelişmiş ülkelerle Türkiye arasında ortaya çıkan en son fark nedir?
Yanıt: Onlar bilgi toplumu oluyor, biz belge toplumu...
Haldun Ertem
Yeni malzeme!
Yandaş bazı gazetelerin internet sitelerine dün yeni bir ses kaydı düştü... Kayıtta Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu ve ekibinin sivil savcıya gönderilecek malzemeler konusundaki konuşmaları yer alıyordu. Kayıt telefon değil ortam dinlemesiyle elde edilmişti.
Kim yapıyor bu dinlemeleri?
İsrail İstihbarat Servisi Mossad’ın ABD istihbaratını bile dinlediği biliniyor.
İsrail ile birlikte İngiltere ve ABD de dünyadaki tüm haberleşmeleri kontrol edebiliyor.
Genelkurmay’daki ortam dinlemesi kimin eseri?
Yerli güçlerin mi, yabancıların mı?
Dinlemeyi yapanlar bunu yandaş basına sızdırarak Genekurmay’ı kamuoyu gözünde aciz duruma düşürmeyi de amaçlıyor kuşkusuz.
Hükümet bu işin neresinde? Genelkurmay’ın içinin dinlenmesi hükümetin hoşuna gidiyor mu?
Yandaş basın hükümetin hoşlanmadığı operasyonlara katkı verir mi?
Türk ordusunu içten vurma operasyonuna iktidar karşı mı destekçi mi? Merak ediyoruz...
Meslek refleksi
Başbakan’ın “Köşe yazarları çok yazı yazıyor”, “Bunlar barış, millet ve devlet düşmanları” şeklindeki hakaretlerine bizim uyuyan güzel TGC (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti) henüz tepki vermedi. Ancak Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay dün bir açıklama yayımlayarak dedi ki:
“Ülkemizde gazeteciler, yazarlar, çizerler için dava açma rekorunu dolayısıyla yazıya, basına tahammülsüzlüğün rekorunu elinde bulunduran Başbakan’ın, kimin ne kadar ve ne yazacağına karışmadığı kalmıştı, onu da yaptı.
Böyle bir açıklama, basın, düşünce ve ifade özgürlüğüne düşman bir anlayıştır.
Biz bunun Başbakan’ın yetişme tarzından kaynaklandığını düşünüyor, çocukluğundan beri yazın, kültür, sanat dünyasına uzak olmasına, çağdaş Türk ve dünya eserlerine yabancı kalmasına bağlıyoruz. Erdoğan’ın kültürel birikimini çoğunlukla mızraklı ilmihaller, karınca duaları ve sadece cami önlerinde satılan kitaplardan sağlamasının bu sonuçlara yol açtığını anlamak güç değildir.
Ancak günümüzde artık bu tür kültürel beslenme yetersizdir ve çağ dışı kalmaktadır...”
Milliyet’in haberi: Viagra yüzde 38 ucuzluyormuş.
Hayrola... Her aileye 3 çocuk projesinde aksama mı var?
Reha Yenisen
İzmirli Apollon
İzmir Belediyesi 1600’lerde İzmir’den götürülen ve halen Louvre Müzesi’nde sergilenen Apollon ve Jüpiter heykellerinin geri verilmesi için girişimde bulundu. Her iki heykelin İzmir Belediyesi tarafından kurulmakta olan Ege Uygarlıkları Müzesi’nde sergilenmesi amaçlanıyor. Ancak Louvre bu isteği kabul eder mi? Okurumuz Yüksel Kaçmaz parlak bir fikir veriyor:
“Müzenin hemen girişine bu iki heykele ait üstü boş 2 kaide yapılır ve altına bu kaidelerin Jüpiter ve Apollon heykelleri için hazırlandığı... Louvre Müzesi’nin bu kaideleri boş bırakmayacağı... Heykelleri asıl vatanına mutlaka göndereceği... O mutlu günün sabırla beklendiği yazılır.... Böylece Louvre üzerinde uluslararası bir baskı oluşturulur. Bunun mutlaka etkisi olur.”
Doğrusu güzel fikir...
