"Her gün tabut geliyor oradan... Ne tırmanacaktı yani? Sanat mı?Yunan Bankası, Türk Bankası'nı satın alıyor. Şak şak şak şak... Alkışlıyorlar. Ne tırmanacak bu durumda? Budizm mi?Ama bana sorarsanız "Tırmanan nedir?" diye. "Milliyetçilik" denemez, tam olarak.Adını doğru koymak lazım. "Yurtseverlik"tir tırmanan.Sağcısıyla solcusuyla, farklı partilere oy veren insanları içinde barındıran yurtseverlik...Peki neden "yurtsever" sıfatını değil de, "milliyetçi" sıfatını kullanıyorlar ısrarla?Kasten...Çünkü "milliyetçilik" sıfatının içinde hoş olmayan hatıralar var.Katiller, itler uğursuzlar, mafya bozuntuları hep bu "manevi" sıfatın arkasına sığındı yıllarca.Hangisi milliyetçi, hangisi "milliyetçi esnafı", birbirine karıştı.Tahta kafalı olmayan gerçek milliyetçiler, anlıyordur ne demek istediğimi...Adını doğru koymak lazım bu yüzden.Yurtseverliktir tırmanan, yurtseverlik.Yetti çünkü. Fino muyuz biz kardeşim, kendi topraklarımızda IMF'nin, AB'nin tasmasıyla dolaşacak... Kim istiyorsa taksın boynuna, kolye gibi. Bizim takmaya niyetimiz yok. Yılmaz Özdil, son günlerde "Milliyetçilik tırmanıyor, aman dikkat" diye panik havası estiren kimi kalemşorlarla ilgili gözlemlerini yazmış. Güzel yazmış... Diyor ki: Tek tip cuma hutbesinden vazgeçilecek, İstanbul'da fuhuş, Diyarbakır'da terör ön plana çıkarılacakmış. Ankara için de yolsuzluk ve rüşvet düşünülebilir... Bangladeş bir din devleti... Anayasasında "Devletin dini İslamdır" yazıyor. Ankara'ya gelen Başbakan Halide Ziya, saçları yarı yarıya açık, ulusal giysiler içinde zarif bir kişilik tablosu ortaya koyuyor. Erdoğan'la görüşmesinde Atatürk'ten övgüyle söz ediyor... Ona Bangladeş'in milli şairi Kazi Nazrul İslam'ın yazdığı "Kemal Paşa" adlı kitabı hediye ediyor... Ülke olarak Ata'yı örnek aldıklarını belirtiyor...Eskiden bizim devlet adamlarımız başka ülkelerin yöneticilerine Atatürk kitabı armağan ederdi.Şimdi başkaları bize Atatürk kitabı armağan ediyor... Çünkü Ankara'daki siyasetçinin Atatürk'ü okuyup öğrenmesi gereği, dünyanın öte ucundan bile görülüyor... Yabancı devlet adamları, "Atatürk'ü yok etseniz de O bizim kalbimizde yaşıyor" demek istiyorlar... Umarız ne demek istedikleri anlaşılıyordur... Halide Ziya... Münih Halk Derneği Başkanı Necip Şahin yazıyor:"Avrupa'da politikacılara yumurta veya domates atmak normal bir protesto olarak kabul edilirken, Türkiye'de Başbakan'a yumurta attı diye bir yurttaşa 14 ay hapis cezası verilmiş...'Başbakanı kanalizasyona itmeyin, kullanın' diyen danışman ise hâlâ görevde..Hangisi büyük suç? Hangisi Türkiye'yi dünyaya daha fazla mahcup ediyor?" Yumurta suçu... Emekli Sandığı, SSK ve Bağ - Kur'u kapatarak yerine Sosyal Güvenlik Kurumu'nu (SGK) oluşturan yasa Meclis'te AKP oylarıyla kabul edildi.Sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında birleştirilmesi kulağa hoş geliyor...Ama bir konudaki merak sürüyor. Acaba bu birleşme ile SSK ve Bağ - Kur üyelerinin standardı Emekli Sandığı standardına mı yükselecek, yoksa tersi mi olacak. Herhalde ikincisi.. Emekli Sandığı üyeleri sonuçtan mutlu olmayacak gibi görünüyor... Emekli Sandığı... Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in "irticai çalışmaların siyasete, eğitime, devlete sızmaya çalıştığı" yolundaki sözlerine Devlet Bakanı M. Ali Şahin karşılık verdi:- Bu konuda elinizde belge varsa gönderin, gereğini yapalım...Sayın Şahin'in çok esprili bir zat olduğu belli...Cumhurbaşkanı ne belgesi gönderecek? Gerek var mı? Sayın M. Ali Şahin gazete okumuyor mu? Her gün gazeteler şeriatçı kadrolaşmadan, Milli Eğitim'deki şeriatçı beyin yıkamadan söz etmiyor mu?CHP Milletvekili Mustafa Gazalcı, gönderdiği notta Şahin'e soruyor: Siz değil misiniz kaçak Kuran kursu açanlara hapis cezasını kaldıran... Laik Cumhuriyeti hedef alan görüşlerine rağmen Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'i görevde tutan, Kutlu Doğum Haftası gerekçesiyle birçok okulda dinsel törenler yaptıran. Van'da olduğu gibi bayan din görevlilerine okullarda dini konferanslar verdiren. Özel yurtlar yönetmeliğini değiştirerek dini propaganda yapmayı suç olmaktan çıkaran...vs..vs.. Ne Unakıtan'ın marifetleri, ne işsizlik, ne yağma, ne talan... Bu iktidarın en ölümcül icraatı Milli Eğitim'deki çarpık yapılanmadır. Yarınki nesilleri birer kul, birer robot olarak yetiştirmek... Türkiye'yi bilimden, uygarlıktan koparmak... ABD uydusu zavallı bir Arap ülkesi statüsüne sokmak... ABD ile AKP bu hedefte birleşiyor. Cumhuriyet yok olursa Türkiye'nin de yok olacağını iyi bilelim... m.asik@milliyet.com.tr Esprili zat