Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Almanya’da, kaza yapan Türk işçisinin anlattıklarını Ümit Bora aktarıyor... Farkı fark edelim...
“İşten döndüm, evimin önünde arabamı park ederken eski bir arabaya tamponum dokundu. İndim hem arabamı ve dokunduğum arabayı inceledim, yok, hiçbir hasar çizik yok. Zaten tampon tampona değmişti. Bir şey olmamasına sevindim ve evimin yolunu tuttum. Yarım saat sonra kapı çalındı, gelen polisler arabaya çarpıp kaçmışsın, karakola götüreceğiz dediler. Telaşlandım, polislere nerede hasar var, yok ki suçlu olayım dedim. Hayır olmaz, sen çarptığın veya dokunduğun anda karşı arabanın sahibini bulacak ve ben arabanıza dokundum gelin bir bakın hasar var mı diye soracaktın, bunu yapmamışsın o yüzden suçlusun derler.
Tamponuna dokunduğum eski arabanın sahibi Yunanlı komşum çıktı. Meğer ben arka arkaya park ederken karşı binadan 2 kişi seyrediyormuş.
Hemen polisi arayıp suç duyurusu yapmışlar. Yunanlı komşuma “Var mı bir hasar, ben mi göremiyorum?” dedim. Var, tamponum ortadan 1 cm içeri gitmiş, yaylanmış dedi. Bunun o anda olup olmadığını da kestirmek mümkün değil. Sonuçta AB yasalarına göre suç işlemiştim ve cezama razıydım. Cezam kesildi! Park halindeki bir otoya hafifçe dokunmak ve kaza yerini terk etmekten 750 euro para cezası ve 2 ay ehliyete el kondu. Dahası var, komşum tamponunu komple değiştirdi. Kaza yerini terk ettiğim için sigorta para ödemiyor. Dua ettim, tampon masrafı 1.350 euroyu geçmedi. Yoksa ehliyetime 1 sene el konacaktı.”

Haberin Devamı

Kıt kanaat yaşıyor olmanın da güzel yanları var...
Bankada, borsada parası olanlar küresel mali krizle boğulurken sen parkta oturup keyifle güvercin besliyorsun...
Haldun Ertem

İnsanların kafasını karıştıran, olaylar değil, olaylar hakkındaki görüşlerdir.
Epiktetos

Kriz siyaseti
Gazetelerde bundan 11 ay önce, 1 Aralık 2007’de yayımlanan bir haber:
“Merkez Bankası’nın cari açık konusunda uyarıda bulunmasının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘Cari açık bizi ürkütmüyor’ açıklamasında bulundu.”
Gazeteler 30 Temmuz 2008... Bundan 3 ay önce:
“Başbakan Erdoğan da cari açıktaki sarmalı işaret ederek, ‘Önerisi olan varsa söylesin’ dedi.”
Şimdi benzer bir durumu yaşıyoruz...
TÜSİAD ve daha pek çok kurum dünya krizinin Türkiye’yi etkileyeceğini, önlem alınması gerektiğini söylüyor.
Başbakan bu uyarıları dikkate alacak yerde ateş püskürüyor:
“Krizden maddi çıkar umanlar var, dört gözle kriz bekleyenler var.”
Yarın kriz kapıyı çaldığında ne söyleyeceği belli:
“Önerisi olan söylesin...”
Arabayı önce çıkmaza sokup sonra da hadi bakalım öneriniz varsa söyleyin diyerek ülke yönetilir mi? Yönetiliyor işte...

Haberin Devamı

Çağrı Merkezi - 2
Türk Hava Yolları (THY), Çağrı Merkezi’ni (Call Center) özelleştirmeye, burada görevli 550 çalışanı işten çıkarmaya karar verdi. Kararı Çağrı Merkezi çalışanları bayram öncesinde tesadüfen, THY’nin borsaya yaptığı bildirim sırasında öğrendiler. Bu konuyu yazmış, bayramın ilk günü THY Genel Müdürlüğü’ndeki bayramlaşma sırasında THY Genel Müdürü Temel Kotil’in çalışanlara:
- Bizim yapacağımız bir şey yok. Allah yardımcınız olsun...
dediğini de onların ağzından aktarmıştık.
THY Basın Müşavirliği bu konuda bir açıklama gönderdi... Açıklamada deniyor ki:
“Genel Müdürümüz Doç. Dr. Temel Kotil, bu konuyla ilgili olarak Çağrı Merkezi çalışanlarıyla yaptığı konuşmada Türk Hava Yolları’nın var olan teknolojik fırsatlardan daha hızlı yararlanmak ve gerektiğinde ölçeğini de büyütebilmek amacıyla bu hizmet alanından çıkmaya ve bu hizmeti dışarıdan satın almaya karar verildiğini belirtmiş olup yazınızda yer alan sözleri kesinlikle kullanmamıştır.
Çağrı Merkezi’nde çalışan personelimizden ortaklığımızın farklı bölümlerindeki iş profiline uygun olanların ilgili bölümlerde istihdam edileceğini de bilmenizi isterim.”
Açıklamaya teşekkürler.. Ancak yine belirtelim... Ciddi bir kurum böyle bir kararı çalışanlarına ciddi bir açıklamayla duyurur. Onların mağdur edilmemesi için önlem alır. Şu ana kadar personele bir yazılı bildirim yapılmış değil. Kim başka yerlerde istihdam edilecek, kim gidecek? Çalışanların önemli bölümü özürlüler? Bunların geleceği ne olacak? Her şey karanlık...

Haberin Devamı

Silahlı araçlar
Silah genelde korkakların eline yakışır.. Mert adam silahtan medet ummaz...
Ne var ki, bu nitelikler de pek çok kişiyi ilgilendirmiyor...
Trafikte seyreden 8 milyon aracın yüzde 6’sında (yani yaklaşık 480 bininde) ateşli silah bulunduğu Umut Vakfı tarafından saptanmış..
Vakıf Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayhan Akcan’ın yaptığı araştırmaya göre bu silahların yüzde 80’i (yaklaşık 400 bini) her an patlamaya hazır durumda... Sonuç:
“Öfke denetiminin son derece güç olduğu İstanbul trafiğinde, gerçek bir tehlike, insan hayatını sessiz sedasız tehdit ediyor.”
Haberiniz olsun...