Anayasa Mahkemesi türbanla ilgili gerekçeli kararını açıklayınca ortalık yine karıştı. Sağ yazarlar Anayasa Mahkemesi’nin yetki gaspından söz ediyor. Malumunuz, Anayasa Mahkemesi AKP’yi memnun eden bir karar verirse bu tamamen hukuka uygundur. Ayakta alkışlanır. Fakaaaat, eğer Mahkeme AKP ve yandaşlarının işine gelmeyen bir karar verirse.. İşte o zaman külahlar değişir. AKP’lilerin ilkokul mezunları bile anayasa profesörü kesilir... Her biri Anayasa Mahkemesi üyelerine anayasa dersi vermeye kalkışır.
Anayasa Mahkemesi yetki gaspı yapmışmış... Prof. Sümer Yamaner soruyor:
- Peki iktidar partisinin yetkisi olmadığı halde Anayasa’nın değiştirilemez maddelerini değiştirmeye kalkışması yetki gaspı değil mi?
Deniz Feneri davası AB İlerleme Raporu’nda yorumsuz olarak yer alacakmış.
Bu işin ucunun Türkiye’deki aziz dostlarına dokunduğunu onlar da biliyor tabii...
Haldun Ertem
Ülke mi dar?
Ergenekon davasında dün ilk günkü karmaşa yoktu. Olmaması da doğaldı. Sanıkların, yakınlarının, avukatlarının ve gazetecilerin sayısı indirilince kargaşa olması için sebep kalmamıştı... Ama adil yargılama koşulları var mıydı? Bu soruya kimse evet diyemedi.
Salonda izleyici yok... Sanık yakınları ikiyle, avukatlar üç kişiyle sınırlı. Basından sadece 6 ajans muhabirine izin var... En çarpıcı uygulama ise tutuklu ve tutuksuz sanıkların ayrı yargılanması...
Bütün sanıkların birbiriyle örgütsel ilişki içinde oldukları iddia ediliyor...
Ama tutuklular ile tutuksuzlar birbirini duyma, dinleme, tanık gösterme, soru sorma imkanından yoksun. Olacak şey mi?
Tutuksuz sanıklar dün duruşmaya gitmemişlerdi. Günün birinde çağrıldıklarında gidecekler. O zamana kadar onlar ve avukatları duruşmaları nasıl izleyecekler? Meçhul...
Daha da ilginç olanı... Altıncı dalgada yakalanan Hurşit Tolon, Şener Eruygur, Mustafa Balbay, Sinan Aygün gibi isimlerin durumu... Onlar da muhtemelen bir süre sonra bu davaya dahil edilecek... Ama o ana kadar dava sürecindeki gelişmeleri hem onlar hem avukatları izleyememiş olacak.
Aynı durum son dalgada gözaltına alınan Tuncay Özkan, Gürbüz Çapan , Adil Serdar Saçan için de geçerli... Tabii yeni operasyonlarda yakalanacak olanlar da gelecek daha!
Davanın dar salonda görülmesi için kim ısrar ediyor? Neden ısrar ediyor? (Derken akşama doğru tutuklularla tutuksuzların tekrar birleştirileceği haberi ulaştı. Doğrusu da bu...)
* 100 YTL’miz bir ayda 63 YTL olmuş. Aslında tam öyle
değil... “Hamdolsun, bize bir şey olmaz, kriz teğet geçer”
laflarına inananların 100 YTL’si 63 YTL oldu da...
Vatandaşı yanıltırken kendi parasını dolara yatıranların 100 YTL’si 137 YTL oldu..
* * *
* DTP’ye göre teröristler “özgürlük savaşçısı”, bebekleri
öldürmek “özgürlük savaşı”, terörist eylemler “demokratik tepki”, Apo’nun saçının kesilmesi “fiziksel şiddet”...
Akif Kökçe
Çelik
İnternette “www.memuruz.net” adlı site, başta öğretmenler olmak üzere memurları bilgilendirmek amacıyla yayın yapıyor... “Öğretmenlerin gözü, kulağı” sloganını kullanıyor, zaman zaman çeşitli anketler düzenliyor. Bunlardan biri halen devam etmekte olan, “Milli Eğitim Bakanlığı’nda kimi görmek istersiniz?” adlı anket... Beş ismin öne çıktığı ankete şu ana kadar katılanların sayısı 19 bin 975.
Ya sonuç derseniz... Buyurun adaylara ve aldıkları oylara:
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce: 5 bin 844.
AKP Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Mehmet Sağlam: 3.354.
MHP Mersin Milletvekili Prof. Ali Akkuş: 1.989.
DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis: 1.354.
Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik: 430 (Yazıyla: dört yüz otuz.)
Dinleni - yorum
Mahkemede söz alan Kemal Kerinçsiz’in avukatı, avukatların telefonlarının dinlendiğini, e-postaların izlendiğini belirterek, “Mahkeme önlem almalı” talebinde bulunuyor. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün bunun üzerine, “Hâkimin dinlenmediğini kim söyleyebilir” yanıtını veriyor. Salon alkıştan inliyor... Anlaşılan başyargıç da dinlendiği kuşkusu ve kaygısı içindedir. Herkesin dinlendiği bir Türkiye... Kimin aklına gelirdi... Üstelik zevk için dinlenmiyor insanlar... Biliniyor ki, alınan kayıtlar saklanmakta, iktidarı rahatsız ederse aleyhine tehdit ya da kanıt olarak kullanılmaktadır. Bu operasyonu AKP özel örgütünün yürüttüğü söyleniyor. Nitekim telefon dinlemelerinden hiç yakınmayanlar sadece AKP’liler...
Böyle bir ülkede demokrasi ve hukukun varlığından kim söz edebilir?
* * *
Bir başka merak... Demokrasi deyince mangalda kül bırakmayan Olli Rehn, Lagendijk gibi AB komiserlerinin bu telefon dinlemelerinden söz ettiği hiç duyuluyor mu? Neden acaba? Onlar hukuk ve demokrasinin değil AKP’nin dalkavuğu oldukları için mi?
Son soru: Ergenekon davasında baştan beri yaşananlar Abdullah Öcalan davasında yaşansaydı... Rehn geyiği ile Lagendayk efendi yine böyle susup oturacaklar, hatta hukuksuzluğu teşvik mi edeceklerdi? Yoksa dünyayı ayağa mı kaldırırlardı?
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025