Atama skandalı

Cumhurbaşkanı Gül, üniversite rektörlüklerine, seçimde kazanan adayları değil, YÖK’ün istediklerini atamaya devam ediyor. Kırıkkale Üniversitesi Rektörlüğü’ne, seçimi 2’nci sırada kazanan Prof. Dr. Ekrem Yıldız atandı.
Esas skandal ise Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde yaşandı.
İzzet Baysal Üniversitesi’nde rektörlüğe seçimde ikinci olan Prof. Hayri Coşkun atandı.
Prof. Dr. Hayri Coşkun’un profesörlüğe yükseltilmesinde usulsüzlük tespit edilmiş, açılan idari soruşturmanın ardından dosyası 2008 yılında YÖK’e gönderilmişti. Soruşturma halen sürüyordu...
Ama ne gam! İlkemiz belli; bizden olsun, çamurdan olsun...
Bu arada sayın muhalif okurlar Cumhurbaşkanı’nın rektörlerle ilgili tasarrufunu eleştirdiğimizde onu:
- Ahmet Necdet Sezer de çoğu kez üniversiteden gelen sıralamayı değiştirmişti, diye savunuyorlar.
Soralım; peki Sayın Gül, Ahmet Necdet Sezer’in diğer tasarruflarını neden taklit etmiyor?
Mesela yolsuzluklara karşı duruşunu, laikliğe bağlılığını, tasarrufçu yaklaşımını, cumhuriyetçiliğini, halkın çıkarlarını koruyan tutumunu vs...
Abdullah Gül iyi şeyleri neden hatırlamıyor...

Ayarsız hınç...
Bülent Arınç’ın Meclis Başkan Vekili Güldal Mumcu’ya yönelik kontrolsüz ve ayarsız davranışına kadın derneklerinin neden sustuğunu sormuştuk...
İki dernekten ses geldi... KA-DER Genel Başkanı Çiğdem Aydın ile Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Arınç‘ı kınadılar dün...
Arınç, TBMM’de erkeklerin kavgasına karışmak yerine kadına saldırmayı tercih etti. Hukukçu Noyan Özkan, Meclis Başkanı M. Ali Şahin‘i de özüre davet ediyor.

İstanbul'da başlayan NATO toplantısında elektrikler kesilmiş.
Rezil olmamak için "karartma tatbikatı yapıyoruz" falan deseydik bari...
H. Ertem

Arınç titizliği
Hazret günde en az üç kez konuşuyor. Her defasında gündeme girmeyi hatta manşete çıkmayı başarıyor. İşte son incilerinden biri:
“CHP de artık irticanın rejim için tehdit olmadığını gördü. Deniz Baykal birkaç gün önce Cübbeli Ahmet Hoca’yı telefonla arayarak ‘Geçmiş olsun’ diledi. Biz hocayla aynı karede bir fotoğraf versek başımıza gelmeyen kalmaz”...
Baykal’ın Cübbeli Hoca’ya geçmiş olsun demesiyle irticanın tehdit olmadığını görmesi arasında ne bağlantı var? Geçelim de...
Şu cümleye dikkat:
“Biz hocayla aynı karede fotoğraf versek başımıza gelmeyen kalmaz...”
Yani din çevreleriyle ilişkilerine bu kadar dikkatli muhteremler.
Peki İsmailağa tarikatından 9 kişiyi tutuklattı diye Erzincan Savcısı İlhan Cihaner’e telefon açarak onları serbest bırak diyen kim? Devlet Bakanı Cemil Çiçek değil mi? İsmailağa tarikatını sorguladıkları için Jandarma Komutanı ile MİT görevlileri hâlâ hapiste değil mi?
Tarikatlarla aynı karede görünmeme titizliği bu mu?

Alevi rüyası
Pir Sultan Abdal Vakfı Başkanı Murtaza Demir, 7 Alevi Çalıştayı’nın sonuçlarını özetlerken diyor ki:
“Henüz Hükümete sunulacak nihai rapor tamamlanmamıştır. Ancak - ihtiyat - notunu da düşerek varılan sonuçları şu biçimde tanımlamak olasıdır:
- Cemevine ibadethane statüsü verilecek ve cemevi, camiye verilen bütün haklardan yararlanacaktır.
- Alevi - Bektaşiliğin yaşatılması, yolun sürdürülmesi, her türlü altyapı gereksinimlerinin karşılanması ihtiyacı, DİB üzerinden değil, kurumlarımızın ortaklaştıracağı sivil bir sistem üzerinden karşılanacaktır.
- Zorunlu din dersi kaldırılacak, Alevi-Bektaşiliğe dair bölümleri değişecek, tercihli sistem şeklinde yeniden düzenlenecektir.”
Eğer Çalıştay’ın yukarıdaki eğilimleri hükümet tarafından kabul edilirse...
Alevi dünyası hayli yol kat etmiş olur... Şimdi top hükümette...

Maliye Bakanlığı “yağdan” her yıl 600 milyon lira kaybediyormuş.
Yağcılardan kaybettiğinin yanında 600 milyonun lafı bile olmaz.
Fahrettin Fidan

Para yerine kâğıt!
Ziraat Bankası çalışanları Banka Personel Vakfı’nın 17 Ocak’tan bu yana emekli olan üyelerine birikimlerini ödememesinden şikâyet ediyor. Vakıf senedinde yapılan bir değişikliği gerekçe göstererek para yerine alacak miktarını gösteren kâğıt parçası veriyorlarmış. Banka çalışanı okurlarımız, para yerine kâğıda geçilmesinin nedenini sormuşlar. Vakıf yöneticilerinden aldıkları yanıt, “Nakit durumumuz iyi değil, gayrimenkullerimizi satmada da sorunlar yaşıyoruz...”
Bir vakfın nakit durumu birden nasıl böyle kötüleşebilir? Geleceği neden göremediler?

TEKEL işçilerini bir tek iktidar mensupları ziyaret edemiyormuş.
Muhalefet için “Bunlar Sivas’ın ötesine geçemez” diyorlar ama kendileri Sakarya Caddesi’nden
bile geçemiyorlar...
Gülhan Elmas