Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

- Atatürk hepimizin referansıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin referansıdır. Onun bu konuda ne dediğine bakmak lazım...Devam ediyor:- Atatürk hepimiz için referanstır derken çok önemli bir şeyin altını çiziyorum. Bugün Türkiye'yi birbirine bağlayan en kuvvetli referans odur. Bakın din, dil, bölge gibi konularda giderek ortak referanslar kayboluyor...Demirel ekliyor:- Cumhuriyetçi elit bugün büyük sıkıntı içindedir. Oysa daha en az yüz yıl bu büyük Atatürk referansına ihtiyacımız var. Onu sarsmamak lazım.- Ya Vahdettin?- Cumhuriyet, Atatürk'e çok şey borçludur. Ama Vahdettin'e değil. * * *Ecevit ne yapmak istiyor? SDÜ'den Doç. Sabri Çakır'ın gönderdiği notu birlikte okuyalım: "Tarihin derinliklerinde kalmış, ülkeye hiç yararı olmayacak olan bir olguyu kalkıp gündeme getirmek, tarih yapmak değil ortalığı karıştırmak, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarına kanıt üretmek ve şeriatçı akımları güçlendirmek; kısacası Cumhuriyet'in ve Cumhuriyet Tarihi'nin temellerine dinamit koymaktır." Kim derdi ki... Bir zamanların "solcu" Karaoğlan'ı gün gelecek sağ siyasetçi Süleyman Demirel'in gerisine düşecek. Vahdettin'in hain olmadığını ispatlama gayretiyle gerilere düşerken, Demirel Atatürkçü saflarda, hem de önlerde yerini alacak. Evet gelinen yer burası. Süleyman Demirel dün Ertuğrul Özkök'e "Vahdettin hain miydi?" tartışmalarıyla ilgili olarak diyor ki: Türkiye, Arap turistlerin akınına uğramış. Kimi vatandaşlarımızın giyimine bakıp öyle bir izlenim edinilmiş olmasın?.. Yine pusu! Yine 4 askerimiz şehit... Amerika bozuk plak gibi aynı şeyi tekrarlıyor:"Kuzey Irak'a girmeye teşebbüs etmeyin..."Washington, PKK'yı koruyor. PKK, Washington güvencesinden güç alıyor.Erdoğan hükümetinin ABD üzerinde etkisi yok.Deneylerle sabit. Onları en çok korkutan Türk kamuoyunun ABD aleyhindeki tepkiyi çoğaltması.Ya pusularda can vereceğiz. Ya ABD'ye karşı toplumsal öfkeyi giderek artan dozda dile getireceğiz.Sesimizi yükseltelim... Tetiğin arkasındakileri lanetleyelim... Başka çaremiz yok. Protestolar ABD'ye Her gün içinden geçeriz... Köprüsünü aşarız.. Unkapanı diye merkezi bir semti vardır İstanbul'un. İyi de Unkapanı ne anlama gelir?Eray Canberk ile Rüknü Özkök'ün "Ömür Biter İstanbul Bitmez" adlı kitabını okurken İstanbul hakkında bilmediğiniz pek çok şeyi öğreniyoruz. "Kapan" büyük terazi anlamına gelirmiş. Malların toptan satıldığı yere de Kapan adı verilirmiş. Unkapanı un toptancılarının semtiymiş geçmişte... Bir de yağkapanı vardır, yağ toptancılarının semti... İstanbul bitmez İstanbul Belediyesi'ne devredilen şehir hatları vapurlarında, sadece "Ülker" markalı çiklet, bisküvi vs. satıldığını yazmıştık. Görünüşte önemsiz bir olay gibi. Ne olacak üç kuruşluk Ülker bisküvisi fazla satılsa... Ancak mesele tabii ki bu değil. Mesele sizden - bizden ayrımcılığı... Belediye ve devlete bütün firmalar eşit vergi öderken, Belediye'nin kendine yandaş gördüğü bir firmayı kayırmaya kalkması.Bu konuda Belediye'den ses çıkmadı. Ancak Ülker firması bir yazı göndererek vapurlarda yalnızca Ülker satılmasının sırrını açıkladı:- Vatandaş Ülker'i tercih ediyor...Meraklanıp toptancılardan araştırdık. Piyasada 2 ünlü marka var. Ülker ve Eti... Ülker bisküvide Eti'ye göre daha çok tercih ediliyor. Ancak kek satışlarında Eti önde. Her 2 firmanın ürünleri başa baş bir yarışta. Belediye'nin yaptığı ayrımcılığın hiçbir mantıklı sebebi yok. Ülker ve Eti Başbakan Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Putin'le 7 ayda tam 4 kez görüşmesi normal midir? Değilse bu "muhabbet"in sebebi ne olabilir? Soçi'deki son buluşmada zabıt tutulmamış olması nasıl izah edilebilir? Pek çok kişinin kafasında çengellenen bu sorulara İstanbul Milletvekili Emin Şirin'in yanıtı şu:- Bilindiği gibi Mavi Akım olarak isimlendirilen doğalgaz sözleşmesinde uygulanmakta olan bir fiyat formülü vardı. Bu hükümet, formülü Türkiye lehine düzelteceğim diye Ruslarla masaya oturdu. Tayyip Erdoğan, görüşmelerin sonucunu TBMM'de, "Türkiye ile Rusya arasında yürütülen uzun ve çetin doğalgaz müzakereleri istediğimiz gibi sonuçlanmıştır" sözleriyle açıkladı. Oysa gerçek durum bunun tam tersiydi. Türkiye yeni formüle göre her yıl milyonlarca dolar daha fazla ödeme yapmak durumunda bırakılmıştı. Ben bunu Enerji Bakanı Hilmi Güler'e sorduğumda hep çelişkili yanıtlar aldım. Önce, ortada bir formül yok ki değiştirilsin dedi. Formül yok idiyse o zaman faturayı nasıl kestiniz, diye sorunca da fiyatın artırıldığını itiraf etmek zorunda kaldı. Görüldüğü gibi ortada Yüce Divan'lık bir suç var. Nitekim başta Cumhur Ersümer olmak üzere geçmiş hükümetlerin bazı enerji bakanları bu yüzden Yüce Divan'da yargılanıyorlar.- Sonuca gelirsek...- Tayyip Bey şimdi can havliyle fiyatı düşürmeye çalışıyor. Aksi takdirde ileride başının ağrıyacağını çok iyi biliyor... Putin aşkı... Sağlık Bakanlığı'nca hazırlanan halen tasarı halindeki "Ruhsatlandırma Yönetmeliği"ne göre, doktor ve diş tabipleri de ancak mescit açtıkları tardirde ruhsat alabilecekler. Şaşıracak bir şey yok. Türkiye'de bir kesim laikliğe boş verip günlük hayatı kendi inançlarına göre düzenlemek istiyor. Üniversitede türban, kaçak Kuran kursu, imam hatip, dekolte yasağı derken bu istekler sürüp gidecek. Nereye kadar mı? "İslam devleti" kuruluncaya kadar... m.asik@milliyet.com.tr Dişçiye mescit