Geçenlerde ABD'li Kongre Üyesi Tom Lantos, Tayyip Erdoğan'a gönderdiği mektupta bakınız ne diyordu:- Bir hafta önce değerli büyükelçinizle ilk görüşmeyi yaptım. Kendisi bana Türkiye'nin büyük dış politika kararlarında ABD'nin yanında olacağını söyledi...Bağımsız bir ülke, gözü kapalı, kaderini başka bir ülkenin kanlı planlarına bağlar mı?Belli ki AKP'nin kendisini sıkıştıran Washington'a şirin görünmek için yapamayacağı şey yok. Ancak böyle şeylerin de elbet bedeli var. Nitekim Hizbullah lideri Harrazi birkaç gün önce NTV'ye açık açık söyledi:- ABD ile işbirliği yaptığı takdirde Türkiye'yi de hedef alacağız...New Yorker dergisinden ünlü gazeteci Seymour Hersch de geçen hafta NTV'ye: "Bir savaş halinde ABD'nin Türkiye'den destek isteyeceğini, bu durumun ülkemizde istikrarsızlık hatta iç savaş yaratabileceğini" söylüyordu...ABD önümüzdeki günlerde İran'daki nükleer tesisleri bombalayabilir. Ama ne girişeceği savaşı kazanması mümkün, ne de Türkiye'nin bu serüvenden kazançlı çıkması. Sadece karşı bombardıman ve teröre hedef olmakla kalırız. Türkiye, ABD'nin kuyruğunda ateşle oynuyor. Amerika, İran'a karşı savaş hazırlıklarını yoğunlaştırırken... Ve bu savaşın bölgeye büyük felaketler getireceği gün gibi ortadayken... Türkiye telaşlı bir acelecilikle ABD'nin yanında yerini aldı... Dışişleri Bakanlığı'mız ikide bir Tahran'ı uyarıyor... Abdullah Gül, dün Ahmedinecad'ı eleştirdi... ABD Başkanı Bush, yönetimde "Kan değişimi"ne gidiyormuş. Irak'ta kan dökenler gidecek, İran'da kan dökmek isteyenler gelecek galiba... Turgut Özal ile ilgili dünkü yazımıza övgüler de geldi, tepkiler de... Bir okur:- Bırakalım da onun hakkında kararı tarih versin, diyordu.Genellikle öyle denir. Ama... Tarihin kendi soruşturma heyeti yoktur ki... Tarih bugün yazılanlardan oluşur... Biz ne yazarsak tarih de onu yazar. Rahmetlinin hatalarını unutturur da hakkında koro halinde bir yığın övgü sıralarsak tarihi yanıltmış oluruz. Tarih Kadir Topbaş, Göztepe Parkı'na estetik bir cami tasarlıyormuş. Neden? Normal cami görüntüyü mü bozar? Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten ihracı hiç beklenmeyen bir karardı. Yücel Aşkın davası sürecinde savcı hakkında suç duyurusunda bulunan Avukat Turgut Kazan'a ne düşündüğünü sorduk:- Hiçbir konuda ölçüyü tutturamıyoruz, dedi...Kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesini durdurma, derece yükselmesini durdurma, yer değiştirme gibi kademe kademe yükselen cezaların en büyüğünü tatbik etmek... Doğrusu şaşırtıcı... Evet iddianame çok yanlıştı. Komplo ve kin kokuyordu. Ama böylesi ceza da beklenmiyordu. Turgut Kazan:- Cezalar, savcı ve yargıçları şuna şu cezayı verirsem mesleğimden olurum, gibi korku ve düşüncelere sevk etmemeli, dedi. Savcı... Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe nihayet zahmet buyurdu... UNİFAR adı herkesin diline düştükten sonra bu firmayla ilgili suç duyurusunda bulundu. Ama o da biliyor ki boşuna... Çevre suçlarına ceza öngören yasa maddeleri iki yıl ertelendiği için savcı çevre katilleri aleyhine dava açamıyor. UNİFAR da böylece kafadan kurtarıyor...CHP Milletvekili Kemal Anadol dedi ki:- Ceza yasası kabul edilirken çevre suçlarına ilişkin cezaların iki yıl ertelenmesini "belediye başkanlarına önlem için süre tanıma" gerekçesine bağladılar. Bu doğru değildi. Bu ertelemeyle kendi adamlarına, iki yıl içinde ne kadar pisliğiniz varsa dereye dökün mesajı yolluyorlardı... Sonuç da zaten onu göstermiyor mu?Bakınız Anadol 2004 yılında 26 Eylül Pazar günü TBMM konuşmasında ne demiş:"...Maalesef, bir rekor daha kırdınız; Türkiye Büyük Millet Meclisi bir suçun iki sene takibatsız kalmasını sağlayan bir madde yasalaştırdı. Çevre suçunu isteyen istediği gibi işleyecek; ama, hakkında iki sene takibat yapılmayacak, soruşturma, kovuşturma yapılmayacak, yargılama yapılmayacak. Biz, bu yasanın tümüne olumlu oy vereceğiz; ama, elbette, çevre suçunu meşrulaştırmak isteyen bu maddeye karşı, Anayasa Mahkemesi'ne gidip yasal hakkımızı kullanacağız..."CHP Anayasa Mahkemesi'ne gitmiş. Ancak hâlâ karar çıkmamış.* * *Eski İzmit Belediye Başkanı, CHP Kocaeli Milletvekili Sefa Sirmen bakınız ne diyor:- Osman Pepe'nin Çevre Bakanlığı çevre açısından trajik bir olaydır. İzmit'e en son teknolojiye sahip çöp arıtma fabrikası kurmaya kalktığımda en büyük engelleme o sıralar Meclis Çevre Komisyonu Başkanı olan Osman Pepe'den gelmişti. Belediye son seçimde AKP'ye geçince büyük mücadeleler sonucu kurduğum fabrikayı kadrolaşma uğruna felç ettiler. Kapasitesini yarı yarıya düşürdüler..."Buyurun görün, ülke kimlere emanet... m.asik@milliyet.com.tr Çevre cinayeti kimin eseri?