CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile sabah sohbeti yapıyoruz... İlk konumuz Hanefi Avcı’nın tutuklanması:
- Hukukçularımız konuyu inceliyor, diyor Kılıçdaroğlu, yakından izliyoruz. Bu sabah Hanefi Avcı’nın eşini arayarak hiçbir endişeye kapılmamasını söyledim, her türlü haksızlıkla mücadeleyi görev saydığımızı kendisine anlattım...
- Tutuklama kararını nasıl karşıladınız?
- Bu devlete 30 yıl hizmet etmiş, teröre karşı mücadele vermiş biri eğer terör örgütüne üyelik suçundan tutuklanıyorsa o savcının, yargıcın, emniyetin dönüp arkasına bir bakması gerekir...
- Sonucu neye bağlıyorsunuz?
- Türkiye’de yargının ve emniyetin bir bölümü maalesef belli bir grup tarafından kuşatılmış durumdadır...
- İktidar bu kuşatmanın neresinde?
- İktidar desteği olmasaydı bu kuşatma olmazdı...
* * *
Söz Deniz Baykal’la ilgili malum kasete ve CHP’nin tavrına geliyor. Biz bu tavrı yavaş buluyoruz. Kılıçdaroğlu diyor ki:
- Dijital ortamda işlenmiş bu suçun faillerinin bulunmaması mümkün değildir. Başbakan bir ara MİT’i de bu işle görevlendirdiğini söylemişti. Sonradan MİT’e böyle bir görev verilmediğini öğrendik. Başbakan’a bunu hatırlattım. Cevap vermedi. Kaset olayının failleri bulunmazsa iktidar bunun suç ortağı demektir. Bulunmamasının başka türlü izahı yoktur...
* * *
Kılıçdaroğlu’na bir de türban sorusu:
- Üniversitede türbanı çözeceksiniz peki kamuda türban ne olacak?
- Kamu görevinde türban ve belirli simgeler kesinlikle yasaktır. Üniversiteyi çözerken kamudaki yasağı da güvenceye alacağız... Bu konuda hassasız.
Gaziantep’te 16 din istismarcısı gözaltına alınmış.
Niye? Onların dokunulmazlıkları yok muymuş?
Fahrettin Fidan
AKP’li kadınlar sahile iniyormuş.
Bakarsınız sahil havası yarar muhalefete geçerler...
Haldun Ertem
Baykal’ı alaşağı eden kasetin failini bulamayan, dijital tuzakları önleyemeyen, Hanefi Avcı’nın yazdığı kitabın karşılığı olarak tutuklanmasını boş gözlerle seyreden iktidara bir soru:
“Bu ülkeyi kim yönetiyor? Biz ne kadarını yönetiyoruz?” diye soruyor musunuz kendinize?
Ahmet Nedim
Özal’ın katili!
Flaş... Flaş... Flaş...
Turgut Özal’ın katilleri açıklandı... İşte liste:
1. Bol tereyağlı İskender kebap (çift porsiyon)
2. Yoğurt sarmısaklı Kayseri mantısı (çift porsiyon)...
3. Kuyu kebabı (tam yağlı but)
4. Fındık lahmacun (sayısız)
5. Peynirli su böreği (yarım tepsi)
6. Baklava
7. Künefe...
Berna niye hapis?
Berna Yılmaz Ankara Üniversitesi 4. sınıf öğrencisi... 6.5 aydır Bakırköy Kadın Hapishanesi’nde tutuklu olan Berna bugün Beşiktaş 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez yargıç karşısına çıkıyor... Savcının hakkında istediği hapis cezası 15 yıl... Berna’nın suçu mu? Ağır!
Parasız eğitim istemek...
Berna 14 Mart günü Abdi İpekçi Spor Salonu’nda yapılan “Roman Çalıştayı”nda bir arkadaşıyla birlikte “Parasız Eğitim Hakkı İstiyoruz” yazılı pankartın ucundan tutmuş. O yüzden önce gözaltına alınmış sonra tutuklanmış.
Berna soruyor: Parasız eğitim hakkı istemek suç mu?
Hapishaneden yazdığı mektubu okuyoruz:
“Benim ailem 5 kişiden oluşuyor. Bu 5 kişi arasında sadece babam çalışıyor. Babam hem gece bekçisi hem de gündüzleri tarım işçisi... Neden iki işi birden yapıyor? Çünkü tek işten aldığı parayla geçinemiyoruz. Benim dışımda iki kardeşim daha var okuyan. Babam bizi okutabilmek için insanlık dışı koşullarda çalışıyor. Yine de para yetişmiyor...”
Ve bu genç kız “Parasız Eğitim İstiyoruz” dediği için aylardır hapiste...
Düzenin insafı bu kadar...
İstediğiniz kadar anayasa değiştirin siz...
Başbakan dün Marmara Üniversitesi’ndeki konuşmasının sonunda dedi ki:
“Farklı inanç gruplarının gerekirse kendi yargılamasını yapmasının mirasçılarıyız. İnşallah gelecekte yine böyle öncü bir rol üsteleneceğiz...”
Murat Uysal gönderdiği notta konuşmayı
şöyle yorumlamış:
“Başbakan şeriat ilan etti.”
En kısa yorum budur...
Atatürk’ün yatı mı?
Okurumuz haklı... Aynı hataya biz de düştük...
Nedense Savarona’dan hemen hepimiz “Atatürk’ün Yatı” diye söz ediyoruz...
Çoğunluk “Atatürk’ün yatı Savarona’ya fuhuş baskını” başlığını atmış.
Okurumuz Muhammet Karacan diyor ki:
“Bu yat neden Atatürk’ün yatı diye anılıyor. Yatın Atatürk’ün anılarını taşıması dışında büyük önderle ne ilgisi var? Yat şu an kimin işletmesinde ise onun adıyla anılmalı... Maliye Bakanlığı’nın veya Kahraman Sadıkoğlu’nun yatı.. Adı budur...”
