Başbakan Erdoğan 20 Ekim günü, yani Habur’da sergilenen rezaletin ertesi günü, AKP grubunda yaptığı konuşmada şöyle diyor:
‘’Dün Habur Sınır Kapısı’nda yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü? Türkiye’de bir şeyler oluyor, iyi, güzel şeyler oluyor.”
Başbakan ortada dramatik bir durum olduğunu yazıp çizenleri “Terörden nemalananlar” diye nitelemiş, Apo’nun yol haritası uygulanıyor diyenleri eleştirmiş ve aynen şöyle demişti:
“Bu bir milli birlik sürecinin, bir demokratik açılım sürecinin, bir kardeşlik projesinin gereği olarak atılmış bir adımdır.”
Başbakan bu konuşmadan üç gün sonra ise, yani önceki gün şöyle dedi:
- İlk kafiledeki görüntüleri tekrar görmek istemiyoruz. Gerekirse sil baştan yaparız...
Neyse ki 28 Ekim’de gelecek ikinci kafilenin yaratacağı tatsızlıktan şimdilik kurtulduk.
Gerçeği itiraftan çekinmeyelim. Bu süreci PKK ve ABD yönetiyor. Apo ile David Phillips’in yol haritaları kesişiyor. Haritanın ilerleyen bölümlerinde Anayasa’dan “Türk” sözünün çıkarılması, özerk Kürt bölgesi kurulması gibi projeler mevcut... Bazıları dağdan inmeler başladı sanıyor. Onlar şeşi beş görüyor ya da öyle görmek istiyor. Dağdan inen yok. Gelenler teslim olmuyor, pişmanlık bildirmiyor, elçi sıfatıyla talep listesi getirmiş bulunuyor. Apo ve ABD adım adım Güneydoğu’da oluşturulacak “özerk yönetim”e giden planı uyguluyor...
Dikkat buyurun, PKK’nın tasfiyesi hiçbir planda geçmiyor. PKK Kandil’de Demokles’in kılıcı gibi oturacak. Gönlünü hoş tutarsak rahat edeceğiz. Tutmazsak bizi terörle tehdit ederek planını yürütecek. Tablo bu...
Erdoğan ile Baykal kameralar önünde nikâh şahitliği yapmış.
Boşuna dememişler “Nikâhta keramet vardır” diye...
Haldun Ertem
Okur profili...
Eski genel yayın yönetmenimiz Sedat Ergin, Hürriyet’te köşe yazılarına başladı. Başarılar diliyoruz. Sedat Ergin, Ayşe Arman’ın yaptığı röportajda bir yerde şunu söyledi:
- AKP’nin kapatılmamasını savunmak bize tiraj kaybettirdi...
Tiraj kaybı deyince iki olayı daha hatırlamamız gerekir...
- Cumhuriyet mitingine az yer verilmesi...
- Bir yazarımızın kitabı nedeniyle İlhan Selçuk'la polemiğe girilmesi...
Bu iki olay da büyük okur şikâyetine yol açtı...
Milliyet’in ağırlıklı ve aktif okuru cumhuriyetçi, Atatürkçü, laik kesimdir. Bizlere yön veren de onlardır.
kekler de yaşlanmaktan hanımlar kadar korkar, 50'yi geçti mi yaşlandığını düşünür. Kompleksler içine girer... İki teselli... Aydın Boysan iki hafta önce içkiye başlamasının 70'inci yılını içerek kutladı. Yaş 89... Ünlü komutan Andrea Doria, Turgut Reis'e yenildiği Ponza savaşında (1552) hala donanmanın başındaydı... Yaş 86...
Alaman zekâsı...
Almanya’ya yeni gitmiş bir vatandaş yazıyor: “Almanya’nın geniş otobanlarından birinde yol alıyorduk. Baktım otomobiller yavaşlıyor ve yolun iki yanına diziliyorlar orta şerit boş kalıyor.
Ne olduğunu anlamadım ama biz de öyle yaptık. Beklemeye başladık. Yolun ortası bomboş ama hiç kimse oraya direksiyon kırmıyor. Kuyrukta sakin sakin bekliyor.
Biraz sonra durumu öğrendik. İleride bir kaza olmuş, yol tıkanmış. Böyle durumlarda Alman sürücüler fermuar ilkesini uygular ve iki yana çekilerek yolu polisler ambulanslar ve çekiciler için serbest bırakırmış.
Gerçekten de biraz sonra o bomboş yoldan polis arabaları ve ambulanslar neredeyse iki yüz kilometre süratle geçip gitti. Önlerinde hiçbir engel yoktu.
Çok geçmeden yol açıldı bütün araçlar hareket ederek gideceği yere vaktinde ulaştı.
Anlattığım; bir toplu zekâ örneğidir.
Alman sürücüler bu toplu zekâya sahip oldukları için sorun daha çabuk çözüldü ve daha çabuk hareket ettiler.
Oysa hepsi tek tek kurnazlık etmeye çalışıp orta şeridi kullansaydı otobanın tıkanıklığı saatlerce sürerdi ve hepsi zarar görürdü.
Geri kalmış toplumlar kurnaz bireylere, ileri toplumlar ise kurnazlığı aklına getirmeyen ve kurallara uyan yurttaşlara sahiptir.
Demokrasi de ancak böyle toplumlarda yürür.
Öbür türlüsü; en kurnaz olanın başa geçip kendi menfaatlerini toplum menfaati olarak yutturmasından ibarettir.
Yani bir çesit diktatörlüktür.
Unutmayın ki her zaman sizden daha kurnaz biri çıkar.
Chavez
Venezuela’nın Sosyalist Cumhurbaşkanı Hugo Chavez bu hafta duşta şarkı söylemeyi ve üç dakikadan fazla banyo yapmayı yasakladı...
Chavez:
- Bazıları şarkı söyleyerek banyo keyfini yarım saate kadar uzatıyor, diye söylendi televizyonda...
Venezuella’nın en büyük barajı El Guri’de sular tehlikeli şekilde azaldığı için tasarruf zorunluğu doğduğunu anlatan Chavez, yağmur için halkın uçakla daha çok seyahat etmesini de istedi...
Ne alaka mı?
Uçak trafiği hızlanınca bulutlar daha çabuk çözülür, yağmuru daha kolay koyverirmiş.
Aklımızda bulunsun!
Günün Sözü
Çalışmak iyi bir şey olsaydı, üstüne para vermezlerdi.