Baba mesajlar

Süleyman Demirel gelecekten endişeli olduğunu saklamıyor. O yüzden kendini çok zinde hissetmese de konuşma davetlerini geri çevirmiyor. Bakınız geçende Cumhuriyet’te Leyla Tavşanoğlu aracılığıyla iktidara hangi mesajları veriyor:
“Kurumları çatıştırmayın...”
“Kurumların başındakiler benden olsun dersen bu devleti ele geçirme hadisesidir...”
“Askerin dışında, ağır silahlarla teçhiz edilmiş güvenlik gücüne niçin ihtiyaç duyulmuştur? Bunun sonucu, iki ağır silahlı gücün birbiriyle çatışmasıdır.”
“Ülkenin Genelkurmay Başkanı, ‘Toplum ne hale geldi’ diyebiliyor, ‘Biz rahatsızız’ diyor!
Ülke yönetimi ise, sizin rahatsızlığınız nedir? diye sormuyor.”
“Yargıtay Başkanı, ‘Yargı siyasallaştı, bölündü’ diyor... Ayrıca diyor ki: “Yargıya karşı savaş açılmıştır..”
“Ülkede huzursuzluk var, Başını kaldıranı Ergenekoncu diye tutukluyorlar, ne zaman yargılanacağı ve netice alınacağı meçhul!”
“Bu ülkenin vatandaşı rahatsız.. Telefonları dinlenmiş, doğru yanlış bu konuşmaları delil olarak mahkemelere çıkarılmış...”
“Eğer ülkenin Başbakanı, ‘beni de dinliyorlar’ diyorsa, o zaman ülkenin Başbakanı’nın üstünde ülkeyi yönetenler vardır. Bu zaaftır.”
“Darbe şüphesi içinde olmak güvensizliktir.”
“Ülkenin kanunlarını uygulamıyorsanız, zaaf içindesiniz. Ülkenin kanunlarını uyguluyoruz diye, kanunların yazmadığı cezaları uyguluyorsanız bunun adı zulümdür... Etkiniz altına aldığınız birtakım yargı mensuplarıyla bu işleri görüyorsanız bunun adı diktatörlüktür.

* Batı demokrasilerinde... Askerler siyasete müdahale etmez...
Tıpkı valinin suç işleyen Başbakan yeğenini yakaladığında Başbakan’a “Ne yapalım?” diye sormadığı gibi...
Haldun Ertem

Yargıç sınavı...
Ali Haydar Kara, adli yargı hâkim ve savcılık sınavına üç defa giriyor...
Üçünde de yazılı sınavı veriyor...
Üçünde de mülakatta eleniyor...
Neden başarısız sayıldığı kendisine bildirilmiyor.
Ali Haydar Malatya Arguvan doğumlu...
Alevi... Görüşleri de iktidarın görüşleriyle pek uyuşmuyor.
Son mülakat geçen nisan ayında yapılıyor. Bu mülakatta da başarısız sayılması üzerine Ali Haydar Kara Ankara 13. İdare Mahkemesi’nde dava açıyor.
Mahkeme yürütmeyi durduruyor ve şu kararı veriyor...
Adayın mülakatı tekrarlansın, görüntülü ve sesli olarak kayıt altına alınsın, kendisine cevapları önceden belirlenmiş sorular sorulsun, verilen puan gerekçelendirilsin...
* * *
Konuyu 5 Ocak 2010 tarihinde yazmıştık...
Adalet Bakanlığı bir açıklama yaparak bu şekilde şikâyetçi olan adayların sınavlarının 22 Ocak’ta tekrarlanacağını bildirdi, mülakat o tarihte yapıldı.
Aynen Danıştay’ın istediği gibi...
Sınav görüntülü ve sesli olarak kayda alındı... Adaya cevapları önceden belirlenmiş sorular soruldu. Soru kâğıdını aday bizzat çekerek belirledi.
Ve Ali Haydar Kara bu defa yargıç sınavını kazandı. Adalet Bakanlığı sanılır ki bundan böyle mülakatları daha önce Danıştay’ın belirlediği şekilde yapacaktır.

Gül...
AKP’nin eski medya grup başkanı olan Ahmet Takan,
- AKP’de ilk göreve başladığımda Abdullah Gül’ün benden çok garip bir isteği olmuştu, diyor...
O günlerde AKP henüz iktidar olmamış... Abdullah Gül, Takan’a diyor ki:
- Yahu Ahmet! Akşam gazetesinde iki yazar var. Biri Nuray Başaran diğeri Güler Kömürcü. Devamlı aleyhimizde yazıyorlar. Bunları nasıl sustururuz?
Ahmet Takan kendisine üç yol gösteriyor. Abdullah Gül üçüncü yolu izliyor. İki hanım gazeteciyi büyük patron Mehmet Emin Karamehmet’e şikâyet ediyor.
Karamehmet şikâyete kulak asmıyor. Ne var ki, sonraki yıllarda her iki gazetecinin Akşam’la yolları ayrılıyor.

Bir araştırma şirketi yaptığı ankette İzmirlilere “Faşist misiniz?” diye sormuş.
Yanıtlar arasında “Bilinçli, duyarlı ve yurtsever olmak faşistlikse, evet faşistiz!” şıkkı da var mıymış acaba?
Fahrettin Fidan

Lodos
Deniz otobüsleri İstanbul’da deniz taşımacılğında önemli görev ifa ediyor.
Ne var ki, deniz otobüsleri en küçük lodosta felç oluyor, iskeleye çekiliyor... Yarım gün, bir gün, iki gün çalışmıyor.
Okurlarımız soruyor:
- Neden deniz otobüsünün lodosa dayanıklısı alınmadı?
İDO yetkililerine sorduk bunu. Yanıt:
- Bu araçlar okyanusu aşarak İstanbul’a geliyor. Değil lodos, okyanus dalgalarına bile dayanır. Ne var ki lodos dalgalarına yolcuların mideleri dayanmıyor. Biz seferleri yolcuların sağlığını düşünerek iptal ediyoruz..
Keyfiyet arzolunur.

AKP’li Bekir Bozdağ “Sendika, aidat geliri için TEKEL işçisini savunuyor” diyor.
Avukatların da “Müvekkillerinden avukatlık ücreti aldıkları için savunuyorlar” diye suçlanmaları yakındır!
Gülhan Elmas

Başbuğ
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un konuşmaları hem iktidarı hem iktidar yazarlarını rahatsız etti... Batı’da genelkurmay başkanlarının bu kadar çok kamuoyu önüne çıkmadığını yazıyorlar.. Doğru.. Çünkü...
Batı demokrasilerinde iktidar partileri rejimi değiştirmeye kalkışmıyor, orduyu önlerinde engel olarak görmüyor.
O yüzden Batı’da siyasi iktidarlar medya çeteleriyle birlikte kendi ordularına tuzak kurmuyor.
Genelkurmay başkanları da kendilerini ve ordularını savunmaya gerek duymuyor.
Bu arada bildiklerimizi açıklarız diyen Genelkurmay Başkanı da bu açıklamayı yapmalıdır. Halkı merakta bırakmamalıdır.