Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gazetedeki oda komşumuz, basının gerçek duayenlerinden Nail Güreli yeni bir kitap yazdı; Dünden Bugüne Babıâli... Babıâli denince artık akla bir basın muhiti değil, tarih olmuş bir gazetecilik türü geliyor. Nail Güreli bir zamanlar bu gazeteciliğin yaşandığı alandan anılar aktarıyor.
Güreli’nin gazeteciliğe başladığı tarih 1952.. Demokrat Parti iktidarının ilk yılları... İktidar gazeteciliği ile muhalif gazeteciliğin kavgası çoktan başlamış... Okuyoruz:
“Ekonomi sıkıntıya girdiği için zamlar birbirini izliyordu. Hükümet bunların zam değil, fiyat ayarlaması olduğunu söylüyordu. Kimi gazeteler muhalif tutumları nedeniyle fiyat ayarlamalarını kocaman başlıklarla ‘zam’ diye veriyordu...”
Menderes hükümeti basını iki yolla terbiyeye çalışıyor...
Biri resmi ilanlar... Diğeri gazete kâğıdı...
Muhalif gazetelere yeterli kâğıt verilmeyerek tirajları aşağıya çekiliyor.
Muvafık basın denilen yandaş basına bol bol kâğıt veriliyor.
Onlar da bu kâğıdı karaborsada satarak kârlarını duble yapıyorlar...
Bu kesime o dönemde “Besleme basın” adı veriliyor.
Nail Ağabey “Hizmet” adlı gazetede başlamış mesleğe... Hizmet, başlığından da anlaşıldığı gibi iktidara hizmeti ön planda tutan bir gazete. Teknik donanımı şöyle:
- Telefon santralı bile yoktu. Bizim bildiğimiz yazı işleri katında üç telefon vardı...
O günlerden bu günlere geldik. Gazetecilik artık plazalara taşındı. Adı; Medya oldu. Teknoloji mükemmel. Ama siyasetin kafa çapında bir değişiklik yok. Hatta düne göre daha dar. Çok yaşa Nail Ağabey...

Haberin Devamı

* Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir... Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı!
Elie Wisel

Bülent Arınç domuz gribi aşısı konusunda “Sağlık Bakanı’nın sözüne itibar ederim” demiş.
Milleti her konuda bölen hükümet kendini de aşı konusunda böldü...
Haldun Ertem

”Almam paranı”
Gül Önet dostumuz biraz rahatsız.. Evden pek çıkmıyor... Geçen gün kapıcının eline parayı verip bankaya (bir devlet bankası) kredi kartı borcunu göndermiş. Kapıcı biraz sonra geri dönmüş:
- Abla parayı almıyorlar, senin gelmeni istiyorlar...
- Nedenmiş o?
- İmza atacakmışsın...
Gül Önet buna pek anlam veremiyor. Bankayı arıyor... Çıkan memur:
- Efendim size bir hesap açmamız lazım, diyor, onun için imzanıza ihtiyacımız var...
Gül hesap açtırmak istemediğini, sadece borcunu yatıracağını söylüyor...
- Hesap açmanız şart efendim...
- O zaman kredi kartımın iptalini istiyorum, diyor Gül, şimdi ne yapacaksınız, gene parayı almayacak mısınız?
- Alamayız efendim...
- Yani bana hediye mi edeceksiniz parayı?
- Hayır, icra yoluyla isteyeceğiz...
Gül telefonda “Ben bu işten hiçbir şey anlamadım” dedi.. Biz de öyle!

Haberin Devamı

İzmirli Apollon

Fransa’da dünyaca ünlü Louvre Müzesi’nde ‘İzmir’den Smyrna’ya’ adlı sergi sürerken... İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu kısa süre önce Louvre’un CEO’su Henri Loyrette’ye bir mektup yazarak “uzun soluklu bir işbirliği” için önerilerde bulundu.. Şu satırları ekledi:
“Elbette bu işbirliği, Louvre Müzesi koleksiyonlarında bulunan, İzmir kentine ait eserlerin İzmir’e geri verilmesiyle çok daha büyük bir anlam kazanacaktır...”
İzmir Anakent Belediyesi, kurulmakta olan Ege uygarlıkları müzesine geçmişte İzmir’den götürülmüş iki heykeli, İzmir Jüpiteri ve Apollon’u dahil etmek istiyor...
Jüpiter (Zeus) heykeli, 1680 yılında İzmir’de bulundu.
Mermerden yapılmış heykel 2.34 metre yüksekliğinde. Halen Louvre Müzesi’nde Yunan, Etrüsk ve Roma eserleri bölümünde bulunuyor.
Apollon heykeli de, tıpkı Jüpiter heykeli gibi 1680 yılında İzmir’de bulundu. Mermerden yapılmış boyu 2.16 metre...
Heykellerin geri getirilmesi fikri ilk kez geçenlerde İzmir Kültür Çalıştayı’nda görüşüldü, “Louvre Müzesi’nde sergilenen İzmir’e ait eserlerin İzmir’e iade edilmesi” konusunda ilk somut adım orada atıldı.
Fransızların bu isteğe yanıtı ne olacak? Bilinmez... Ancak geri alınacak eserler kentin ortasında bir müzede sergileneceğine, çalınma ve tahrip sorunu olmayacağına göre... Geri vermemeleri için makul sebep yoktur...

Haberin Devamı

* Ülkemizde yıllardır “sinsi savaş” yürütülüyormuş.
Evet! Cumhuriyete kanat gerenlerle, cumhuriyete tekme tokat girenler arasında...
Gülhan Elmas

Bursa’dan bir not
Bursa’nın İnegöl ilçesi Şehitler köyünden emekli öğretmen Erhan Keçeli bir fotoğraf ve bir not göndermiş Notta, Şehitler’in İnegöl ilçesindeki tek Alevi köyü olduğu belirtiliyor.
Fotoğraftaki iki katlı yeni binanın sağlık ocağı olduğu kaydediliyor...
Sağlık Ocağı’nı bir hayırsever yaptırmış...
Kim o hayırsever? Notta yazıyor:
“CHP Milletvekili Onur Öymen ve eşi Nedret Hanım...”