Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Almanyadan yazan Berk Kermen, Frankfurttaki Büyükelçiliğimiz önünde benzer eziyetin çekildiğini, orada bekleşen yurttaşların dışarı taştığını bildiriyor...Münihte benzer manzaranın yaşandığını geçen yıl yazmıştık...Bir şey daha yazmıştık...Münihin Türk dostu Belediye Başkanı Christian Udenin tepkilerini...Christian Ude, Türkleri ve Türkiyeyi çok sevmesine rağmen Münih Konsolosluğumuzda verilen davetlere gitmeyi reddediyordu....Sebebi mi? Münihteki Türk Konsolosluğu önünde yurttaşlarımızın bekletilmesi...Bu tepkinin benzerini bugüne dek bir Türk yetkiliden görmedik...Ne dışardaki kepazeliği... Ne Ankarada yurttaşlarımızı ağaç eden yabancı elçilikleri bu şekilde protesto eden bir tek Türk siyasetçi ve bürokratın adını duymadık...Neticede... Türk vatandaşının, Türk veya yabancı elçiliğin önünde perişan edilmesi Türkiyede kimseyi Münih Belediye Başkanı Ude kadar ırgalamamaktadır... Cebine kırmızı pasaportu koymuş Türk siyasetçisinin (hatta sorunu bir türlü düzeltemeyen Dışişleri Bakanlığının) bu konuyla ilgisi fazla değildir. Yurttaşını elçilik önlerinde işportaya düşüren bir ülkenin saygınlığı kalır mı? Azerbaycanın başkenti Bakûdeki Büyükelçiliğimiz önünde Azerilerle birlikte kendi yurttaşlarımızın da eziyet çektiğini yazmıştık dün... Bedenim üşür, yüreğim sızlar. Ah kavaklar, kavaklar Beni hoyrat bir makasla Eski bir fotoğraftan oydular. (Sivasta kaybettiğimiz Metin Altıok) THY koltuktan fazla bilet sattığı için önceki gün 17.25 Amsterdam - İstanbul uçağında bazı yolcular dışarıda kaldı. Okurumuz Mehmet Kaynak dahil kimi yolcular KLM 19.35 uçağına nakledilebildi. Eğer o da mümkün olmasa yolcular geceliği 150 dolarlık bir otelde konuk edilecekti. Bu durum sık sık oluyor, yolcular o şekilde konuk ediliyormuş... Okurumuz uyarıyor: Bekletilen yolcular bu durumda tazminat davası açabilir, THY uçak dolusu para ödeyebilir, aman dikkat... Amsterdam seferi Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, TBMMden hızla geçirilen uyum yasalarını savunurken sık sık şöyle demişti:"Avrupa Birliğine girmek istiyorsanız, onun kurallarına uymak zorundasınız" Ne var ki şimdi Abdullah Gülün de içinde bulunduğu kesim AİHMnin:"Üniversite öğrencileri üniversitenin kurallarına uymak zorundadır" kararına uymaya pek niyetli görünmüyor...Bir mahkemenin kararlarına saygı duyarak onun hakemliğine başvuruyorsunuz...Eğer karar lehinize çıkarsa şapka fırlatacaksınız...Karar aleyhinize çıkınca "Tanimayrum" diyorsunuz...Kendinizi o mahkemenin ve Avrupanın hukukuyla bağlı saymıyorsunuz...Yarın da dinsel konularda o hukuka uymayacağınız sinyalini veriyorsunuz.Avrupa ne düşünür bu manzara karşısında?AKP iktidarının Avrupalı olmak için değil AB şemsiyesinden yararlanarak kendi dünya görüşünü hayata geçirmek amacıyla ABye başvurduğunu düşünmez mi? Zaten de öyle mi? Değil mi? Hangisi? Centilmenliğin sonu Dün Sivas olaylarının 11. yıldönümüydü. Ne ilginçtir, bir ikisi hariç gazetelerimizde bu olaylara ilişkin yazı ve haber yoktu... Peki, Sivasta durum nasıl? CHP İl yöneticisi Kasım Ekeni dinliyoruz.- Durum Sivasta da farklı değil. Dün çok sayıda demokratik kuruluş bu katliamla ilgili ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamayı yerel gazete ve televizyonların hepsine gönderdik ama Yeni Ülke gazetesi hariç hiçbiri kullanmadı. Bugün yaptığımız anma törenine de ne Valilikten ne Belediyeden ne Emniyetten ne Sanayi ve Ticaret Odasından ne sağcı sendika ve örgütlerden kimse katılmadı. Hepsinin söylediği şey, bu olayı artık unutalım. Sağcı ve dinci örgütlerden bugüne dek bu olayı kınayan bir tek söz, bir tek açıklama duymadık. Eskiden yıldönümü yaklaştığında, artık bu olayı kaşımayalım türünden laflar ederlerdi, bu yıl onu bile etmediler. Tamamen yok saydılar.- Sivas katliamının Sivasa çıkardığı fatura? - Ekonomik ve ticari hayat çok büyük darbe gördü, görmeye de devam ediyor. Sivasa gelirseniz çok sayıda yabancı plakalı araba görürsünüz. Bunun nedeni 58 nolu plakanın Türkiyenin hemen her tarafında adeta lanetlenmiş olmasıdır. Çoğu insan bu yüzden arabasının plakasını değiştirdi. Sivas katliamını hâlâ kınamayıp, sadece unutalım diyenler bu kafada devam ettiği sürece Sivas bu faturayı daha yıllarca ödeyecek gibi görünüyor. Sivası unutturmak! Dostumuz bir iş gezisi için gittiği Erzurumda tanımış "Organik Necati"yi... Dinliyoruz."Necati Bey emekli bir edebiyat öğretmeni... Müthiş faal bir insan... "Organik" lakabını, Erzurum ve çevresine organik tarımı getiren ilk kişi olmasından dolayı almış... Bu topraklarda suni hiçbir üretim yapılmamaktadır, tamamen organik üretim yapılmaktadır şeklinde belge veren uluslararası firmalar var. Organik Necati Erzurumun pek çok köyüne bu belgenin alınmasını sağlamış. 6 bin euro tutan belge parasını da OECDden temin etmiş. Kurduğu organizasyonla köylülere tohum dağıtıyor, daha sonra da üretilen organik ürünlerin pazarlamasını yapıyor. Bunun yanı sıra 3 veterinerle anlaşmış, bu veterinerler köylünün ayağına kadar gidip hayvanlarına bakıyor, suni tohumlama yapıyor. Organik Necati şu aralar Alo Veteriner adında bir hat kurmaya çalışıyor... Hat faaliyete geçtiğinde veterinere ihtiyaç duyan köylünün bir telefonu yeterli olacak."Özetle "Organik Necati" tek başına yıllardır devlet gibi çalışıyor... Bir insan isterse neler neler yapar. İşte misali... m.asik@milliyet.com.tr Organik Necati...