Başbuğ tedirgin

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ dün Trabzon’da, Oruç Reis fırkateyninde yaptığı konuşmada kimi belli medya organlarına karşı TSK’yı savundu. İlginçtir, TSK düşman karşısında değil kendi ülkesinin bir kısım basını karşısında zorlanıyor.
Başbuğ diyor ki:
“Ne acıdır ki, özellikle Türkiye’de medyanın bir kısmının var oluşlarının temel nedeni, gerçeklere ve doğrulara dayanmayan, önyargılı ve özel amaç taşıyan eleştiriler yaparak, TSK’yı haksız yere her gün gündemde tutmak ve TSK aleyhine kampanya yürütmektir. Bunlar aynı zamanda kendilerini demokrasinin savunucusu olarak da göstermektedir...”
* * *
TSK içinde cuntacı - darbeci gelişmeler varsa elbet izlenmeli, eleştirilmeli.
Ancak yandaş medya eleştirmiyor, TSK’yı yalan haber, asılsız haber ve komplolarla dağıtmaya ve çökertmeye çalışıyor.
Bu gazetelerden birinin CIA tarafından kurdurulduğu yaygın kanaat.
Diğerleri ise (TRT dahil) AKP yanlısı olup “yandaş basın” diye anılıyor.
İktidara göbekten bağlı yandaş basının TSK’ya karşı tertiplere girişmesi neyin göstergesidir?
AKP’nin TSK’ya karşı sabotaj ve tertipleri perde arkasından desteklediğinin...
Aslında hedefte olan yalnızca TSK değil.. Dikkat buyrun... İktidara boyun eğmeyen “yargı” ve “medya” da aynı şekilde hedeftedir.
Nedir bu kurumların ortak niteliği?
Laik cumhuriyeti savunan... Ya da bir başka deyişle dinci tek parti iktidarının önüne dikilebilecek son kurumlar olmaları...
Tehlikede olan Cumhuriyet’tir.

* ABD eski Savunma Bakanı Cohen, “Türkiye nükleer yarışa girebilir” demiş.
Dur hele, biz önce şu grizu patlamalarını engelleyecek duruma gelelim de...
Haldun Ertem

Tayyip Erdoğan, Melih Gökçek’ten Ankara’da Selçuklu mimarisine ağırlık vermesini istemiş.
Hayırdır! Araplarla aralarında bir sorun mu çıktı acaba?
Fahrettin Fidan

Demokratik hakları için uğraşan “işçi, memur, öğrenci, öğretmen, eczacı, gazeteci, itfaiyeci, TEKEL işçisi, demiryolcu” polisten tazyikli su, biber gazı ve cop yiyor.
Garibanlar PKK için yapılan özel demokratik açılımın kendilerini de kapsadığını sandılar galiba...
Gülhan Elmas

Ezin işçileri!
Tekel işçilerine polisin saldırısını dün ekranlarda milletçe izledik.
PKK’nın kentlerde ortalığı yakıp yıkan gösterilerine bu kadar vahşi müdahale etmiyor polis.
Ne istiyor 12 bin Tekel işçisi? Verilen sözlerin tutulmasını... 600 lira aylıkla başka kamu kurumlarına dağıtma projesinin durdurulmasını... Yani haklarını...
İş yavaşlatan TCDD işçilerinden 16’sı işten atılmıştı. Bunun üzerine sendika iş yavaşlatma eylemine girişti. Dün de bu yüzden 30 işçi atıldı... İstanbul’da belediyeye yürümek isteyen itfaiye emekçilerine tazyikli su sıkıldı...
İktidar ekonomide başarılı olduğunu söylüyor. Bu işçiler başka ekonomide mi yaşıyor?

Neden açılmaz?
İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı dinliyoruz gözümüz kapalı...
Açılımın içeriğini hâlâ anlamayanlar bulunduğunu, buna şaşırdığını söylüyor.
Maalesef biz onlardan biriyiz...
Ayrımcılıkla Mücadele Kurumu, İnsan Hakları Kurumu, Kamu Düzeni Müsteşarlığı... Bunlar mı açılım?
Atalay kısa ve orta vadeli planların hızlandırılacağını bildiriyor.
Nedir o kısa ve orta vadeli planlar? Neden açıklamaya çekiniyorsunuz?
AKP Grup Başkan Vekili Ayşenur Bahçekapılı geçen hafta Anayasa’nın 66. maddesinin değiştirilip “Türk” deyiminin kaldırılacağını söyledi. Genel Başkan’dan bir yalanlama gelmedi.
Kısa veya orta vadeli planda Türklüğün kaldırılması da var mı?
Bu ülke halkının bu saçmalığı hazmedeceğini düşünüyor musunuz?
Ana dilde eğitim talebi konusunda ne düşünüyorsunuz?
İmralı ile PKK arasındaki haberleşmeyi kesme planınız var mı?
En önemlisi Sayın Atalay...
PKK silah bırakmadan yapacağınız her açılımın karşı tarafça taviz olarak görüleceğini... Sizi yeni açılımlara (tavizlere) zorlamak için terörü artıracaklarını... Devlet ya da federasyon kurana kadar bu süreci sürdüreceklerini bilmiyor musunuz?
Açılım sürecine CHP ve MHP ile değil PKK’nın temsilcisi DTP ile görüşerek başladınız. Karşınıza Apo’nun taleplerinin çıkarılacağını biliyordunuz. Ama o talepleri hazmetmeye ne siz hazırdınız ne millet hazırdı, ne de karşı tarafın o taleplerden vazgeçmesi söz konusuydu. Bunu önceden göremediniz. Arada sıkıştınız. Açılımda dün ikinci devreyi başlattınız. Bakalım şimdi nereye?

Saklı patron...
Bursa’da Bükköy kömür ocaklarında 19 maden işçisi, 3 bin liralık gaz ölçüm cihazı çalışır durumda olmadığı için öldü...
Akşam’da Çiğdem Toker önceki gün bu konuda güzel bir yazı yazdı...
Bükköy Madencilik’in sahibi Nurullah Ercan aynı zamanda turizmci.. En ilginci... Ercan hâlâ ortada yok. Enerji Bakanı Taner Yıldız gazetecilere:
‘Nurullah Ercan Bursa’daymış. Ama telefonları kapalıymış. Arkadaşlar ulaşamıyor’ diyor... Patron bugünlerde görünmemeyi yeğliyor. Ancak merak edip arayan ‘yetkili’ de yok galiba...