ABD Temsilciler Meclisi Tom Lantos İnsan Hakları Komisyonu, ABD Kongresi’nin insan hakları konusundaki en önemli kuruluşu olarak kabul edilebilir.
3 Aralık günü bu komisyonda yapılan toplantıya Temsilciler Meclisi Üyesi Donna Edwards başkanlık etti. Türkiye’den Sedat Ergin, Rıza Türmen, İhsan Dağı, Selma Acuner, Hasan Bülent Kahraman gibi isimler katıldı. Bazı davetlilerin, hükümetin gazabına uğramamak için ABD’nin davetini kabul etmediğini bizzat Donna Edwards açıkladı. Hukukçu kökenli olan Edwards, bir ara sözü Doğan grubuna kesilen 3.3 milyar dolarlık vergi cezasına getirdi...
Tanıklara bu ölçüde astronomik bir cezanın basın ve ifade özgürlüğü üzerinde baskı yaratıp yaratmadığını sordu... Kendisinin cezanın bu etkiyi yarattığı kanaatinde olduğunu gizlemedi.
Ama en ilginci, şu sözleriydi:
“Yaygın kanaat odur ki, hükümetin bu cezanın gerisindeki niyeti, Doğan grubunun yayın organlarını hükümete daha dostane davranacak bazı şirketlere satmaya zorlamaktır...”
Oyunun özü ABD’de de anlaşılmış...
“Doğan grubunu ağır vergi cezalarıyla ezmek, yandaş sermayeye devrini sağlamak.”
Oyunun özü bu... Nitekim Doğan grubu, şu sıralarda kendisini kurtarabilmek için bazı yayın organlarını elden çıkarmaya çalışıyor.
Bir süre önce de tasfiye edilecek gazeteciler listeleri yayımlandı. Bu gazeteciler tasfiye edilseydi grup kendini (belki) kurtaracaktı. Ama bu insanlık dışı yola gitmedi. O yüzden batırılmasına çalışılıyor. Ve Başbakan Meclis’te bağırıyor: İnadına demokrasiii, inadına özgürlüüüük...
Sevsinler böyle demokrasiyi...
Basın özgürlüğüne şal örtülmüş bir ülkede demokrasi mi olur?
* “Alevi Çalıştayı”nın moderatörü,
“Ökkeş Şendiller’i ezber deşmek için çağırdık” demiş.
Hay Allah. Biz de “karın deşmek” için çağırdığınızı zannetmiştik!
Fahrettin Fidan
Çankaya forsu...
Cumhurbaşkanlığı Forsu’nun kırmızı olan zemin rengi değiştirildi... Cumhurbaşkanı Gül’ün Arnavutluk ve Karadağ’ı kapsayan ziyareti sırasında heyet üyelerine dağıtılan program kitapçığında zemini gri - bej renkli bir fors yer aldı. Bu değişikliği Cumhurbaşkanı’nın eşinin tasarladığı gazetelere yansıdı...
CHP Milletvekili Canan Arıtman, forsun öyle keyfe göre değiştirilecek bir şey olmadığını Meclis Başkanı M. Ali Şahin’e verdiği önergede belirtiyor:
“Cumhurbaşkanlığı Forsu ilk kez Atatürk’ün 1922’de İzmir’e girerken otomobiline çekilerek kullanılmıştır. Cumhurbaşkanlığı Forsu’nu resmi anlamda düzenleyen ilk belge 22 Ekim 1925’te çıkarılan Sancak Talimatnamesi’dir. Daha sonra 29 Mayıs 1936’da Türk Bayrağı Kanunu, 14 Eylül 1937’de de Türk Bayrağı Nizamnamesi kabul edilmiştir. Bu nizamnamenin 36. maddesinin gönderme yaptığı nizamname ekinde Cumhurbaşkanlığı Forsu’nun ölçü, şekil, rengi tanımlanmıştır....”
Cumhurbaşkanlığı forsunun Ali Baba’nın çiftliğinin forsu olmadığı bu açıklamayla açıklığa kavuşmuştur umarız...
Yargıç isyanı...
Suçlama tek kelimeyle “dehşet verici.” Suçlayan öyle sıradan biri değil; Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz.
Bu değerli hukuk adamının suçladığı kurum ise ülkenin en duyarlı kurumlarının başta geleni; MİT.
Nedir suçlama derseniz... Osman Kaçmaz’ın ağzından aynen aktaralım.
“Benim, mahkeme olarak yağma suçundan 10 yıl hapis cezası verdiğim bir sanık... İzzet Karadağ ismi. Şu anda aranıyor. Tesadüfen öğrendim. Bir avukata giderek, MİT mensubu olduğunu söylediği Hakan isimli biri, ‘Gel, seni buradan kurtaracağız. Bir yere silah gömeceğiz, askeri mühimmat gömeceğiz. Bunu, seni yakaladığımızda, ‘Osman Kaçmaz’ın talebi doğrultusunda gömdük, dersin’ demiş. Bunu avukata anlatıyor. Avukat da, ‘Böyle bir şey olmaz’ diyor. Fakat işin garip tarafı, bir hafta sonra İzzet Karadağ adlı şahıs, avukata, ‘Benim size söylediğim gibi geldiler, kimliğimi de değiştirdiler. Zaten Osman Kaçmaz’la ilgili bir sürü şey yaptık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğim’ gibi şeyler duyunca suç duyurusunda bulundum. Ben şimdi buradan MİT yetkililerine, emniyet istihbarat teşkilatına sesleniyorum. Lütfen bu İzzet Karadağ’ı yakalayın. Yakalayın da gerçekler ortaya çıksın. Yoksa gerçekten vahim şeyler olacak bu ülkede.”
Bizi en çok şaşırtan mı? Osman Kaçmaz’ın bu açıklamasının üzerinden 5 gün geçtiği halde MİT’in bu vahim iddiaya ilişkin açıklama yapmamış olması... Bir açıklama bekliyoruz...
* Fransız Le Monde gazetesi, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç için, “AKP’nin bir ileri geleni”
diye yazmış.
Demek adamın içini okuyor bu Fransızlar...
Haldun Ertem
YÖK dolanırken...
YÖK katsayı olayını yarın yeniden gündemine alacak ve büyük olasılıkla hukuku dolanarak imam hatip mezunlarını memnun edecek yeni bir formül oluşturacak.
Hukukçu dostumuz Noyan Özkan uyarıyor:
“Dikkat ediniz, muhalefet partilerinden, üniversite rektörlerinden, barolardan TIK yok... Meydanı boş bıraktılar.”
Neden acaba? Nasıl olsa Danıştay’dan döner rahatlığı mı? Yoksa iktidar korkusu mu?