Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Deniz Baykal hem partiyi büyütmemekle hem de iktidar olmak için yeterli gayreti göstermemekle suçlanıyor...
Ama konuyu galiba ara sıra Baykal’ın açısından da düşünmek gerekiyor.
İktidara geldiniz, halka bugünkünden daha iyi bir yaşam ve imkânlar sunacaksınız...
Size oy verenler o beklenti içinde... Ama elinizde sihirli değnek yok...
Ya mevcut düzeni sürdüreceksiniz... Ki o zaman halka bugünkünden fazla bir şey vermeniz zor...
Ya da radikal bir program uygulayacaksınız, biraz zenginden alıp fakire vereceksiniz, biraz arı kovanına çomak sokacaksınız... O zaman da iç ve dış sermayeyle dalaşmanız gerecek...
O gün geldiğinde halk arkanızda duracak mı?
Ecevit’in arkasında durmadı. 1978’de iktidara gelen Ecevit’i sermaye bir yılda düşürdü. Halk Sana yağı veya ampul sıkıntısına bile katlanamadı.
Cumhuriyet mitinglerinde “Ne ABD ne AB tam bağımsız Türkiye” diye bağıranlar Baykal’ı seçimlerde bu slogana uygun politika uygulamadığı için eleştirdiler... İyi de... O slogana uygun bir politika uygulansa ve ekonomik zorluklar baş gösterse kaç kişi kaç zaman tahammül gösterecek?
Halk daha iyisini istiyor ama... Bunun için bedel ödemeye hazır mı?
Eğer hazır olsa o isyancı ruh zaten kendi liderini siyaset sahnesine çıkarmaz mı?

Haberin Devamı

Sabah ve atv’yi alan Ahmet Çalık’ı yeni ortağı Katar Emiri ile Abdullah Gül tanıştırmış.
Medyayı ele geçirmek için gösterdikleri çabanın düzeyine bakın...
Haldun Ertem

Karabüklü okurumuz Tacettin Korkut yazıyor: “Filanca Bank Karabük şubesine açtırdığım vadesiz hesaba 1 ay önce 400 YTL para yatırdım. İki gün önce çekmek istedim, 389.5 YTL verdiler.  10.5 YTL kesmişler. Sebebini sordum. Hesap işletme ücreti imiş... Vadesiz hesabı faizsiz kullanıyorlar, üstelik faiz kesiyorlar...”


Rektörün kabahati
Hemen hiç olayın yaşanmadığı Akdeniz Üniversitesi’nde iki hafta önce olay çıktı, yurtlarda ülkücülerle PKK’lı olduğu söylenen gruplar çatıştı. Olaylar sırasında tabancasını çekerek rasgele ateş eden sakallı militan Ömer Ulusoy’un fotoğrafları tüm kamuoyunda şaşkınlık yarattı. Rektör Prof. Mustafa Akaydın, polisin üniversitede güvenliği sağlayamadığını söylerken Vali Alaattin Yüksel de Rektör Akaydın’ı yeterli önlem almamakla suçladı. Olayların çıktığı yurtlar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlıydı. Rektör Akaydın’ın sorumluluk sahası içinde değildi. Bu da dikkate alınmadı!
Derken Milliyet’te 18 Nisan’da Gökçer Tahincioğlu’nun bir haberi yayımlandı. Haberde eli silahlı eylemci Ömer Ulusoy’un savcılık ifadesiyle ilgili şu satırlar dikkati çekiyordu:
“...Ulusoy, 7, 21 ve 26 Mart’ta da benzer olaylar yaşandığını ve kendisinin de kavgalara katıldığını itiraf etti.”
Ömer Ulusoy’un katıldığı kavgalar üniversite dışındaydı... Bu şahıs sık sık kavgalara katılmakla birlikte bir türlü yakalanamamıştı... Acaba onun sorumlusu da Rektör Akaydın mıydı? Sayın Vali bu soruya ne der acaba?

Haberin Devamı

Ergenekon notu
CHP Milletvekili Atilla Kart, Adalet Bakanı’na soruyor:
“Ergenekon soruşturmasında, evrak sayısının 4 milyon sayfaya ulaştığına dair bilgiler basına ve kamuoyuna yansımıştır. Bu evrakın 3 milyon adedinin telefon konuşmaları, 1 milyon adedinin de diğer evrak olduğu bilinmektedir. Bilindiği gibi,  CMK’nun 251/1. maddesine göre  bu tür suçların soruşturmasının görevli savcılar tarafından bizzat yapılması  zorunluluğu vardır. Bu olayda 3 savcı görev yapmaktadır. İlgili savcı tüm telefon konuşmalarını bizzat okumak, incelemek, kıyaslamak, ilgili-ilgisiz ayrımını  yapmak durumundadır. Her savcının dosyanın tamamını okuması zorunlu ise de, bir an için 3 savcının işbölümü anlayışı içinde görev yaptığı kabul edilse ve bir savcı 365 gün çalışsa bile günde 200 sayfa okuyarak kendisine isabet eden evrakı 18 yılda bitirebilecektir. Hal böyle iken, iddianamenin yazım aşamasında olduğuna dair bilgiler basına yansımaktadır...”
Atilla Kart, soru önergesinde yukarıdaki noktaları belirttikten sonra, şu kuşkuyu dile getiriyor:
-  Bu manzaradan davanın Emniyet güçlerinin yorum ve raporlarına göre açılmakta olduğu anlamı çıkmıyor mu?
CHP’li Kart, Başbakan’ın, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olarak, “...Emniyet belli bir noktaya getiriyor, Adliye devam ediyor... Kendilerine teşekkür ediyorum...” şeklindeki sözlerinin de soruşturmayı iktidarın yönlendirdiği kuşkusunu güçlendirdiğini kaydediyor...
Adalet Bakanı’nın sorulara yanıtı bekleniyor...

Haberin Devamı


85 kuruş götürdü
M. T adlı çocuktan karnım aç diyerek hafif tehditle para alan T.K adındaki çocuk 18 ay hapse mahkûm olmuş. T.K’nin suçu nitelikli yağma... Aldığı paranın miktarı 85 YKr.. 1 YTL bile değil...
Eğer Y.K adlı o çocuk Halk Bankası ve Vakıflar Bankası genel müdürlerine:
- A.Ç’ye 750 milyon dolar kredi vermezseniz işsiz kalırsınız, diyerek baskı yapsa...
Halkın 750 milyon doları zorla A.Ç’nin hesabına geçirilse ve bir medya grubunu alması sağlansa... Bu nitelikli yağma olmazdı... Siyaset ve ticaret sayılırdı...
T.K. çocukluk etmiş. 85 kuruşu usulünce almamış... Cezasını çekecek...