Şunu bir Amerikalı gazeteci yazmıştı: - Amerika, Saddam’ı kötü taraflarından dolayı değil iyi taraflarından dolayı astı...
Bu tespit Deniz Baykal’a yönelik eleştiriler için de geçerlidir...
AKP yanlıları, sermaye sözcüleri, işbirlikçiler Baykal’ı parti içinde demokrasiyi yok ettiği ya da iktidar programı yapmadığı için eleştirmezler...
Onlar Baykal’ı tezkereye karşı çıktığı, AB ile ilişkilerde başımızı dik tutalım dediği, Kıbrıs’ta teslimiyetçi davranmadığı, özelleştirmelerin peşkeşe dönmesine karşı çıktığı için yerden yere vururlar. Yani, Baykal’ı iyi taraflarından dolayı ipe çekerler... Bunlara kulak asmamak gerekir...
* * *
Gelelim Baykal’ı partiyi iktidara taşıyamadığı için eleştirenlere...
Onlar yerden göğe kadar haklıdır...
Baykal CHP’yi tek adam partisi haline getirdi.
Üstelik bu tek adam iktidar olmayı da istemiyor görünümde.
Muhtemelen ileri hamle yaparsa iç ve dış sermayenin kendisine cephe alacağını, bir biçimde iktidara gelirse orada tutunamayacağını düşünüyor, muhalefet koltuğunu ehveni şer görüyor.
CHP, eskiden var olan siyaset okulu kimliğini kaybettiği, parti içinde muhalefete olanak verilmediği için Baykal’a rakip de yetişmemekte.
Parti Baykal ile bugün olduğundan daha ileri gitmez. Ancak lider değiştirirse bugünkü performası da yakalayamama ihtimali var. Baykal o ihtimale güveniyor. Yakınlarına göre iktidar olmak için uygun bir konjonktür bekliyor. Bu bekleyiş ne kadar sürer? Kimse bilmiyor...
Yabancılar son 5 yılda Türkiye’den 23.2 milyar dolar kâr transferi yapmış.
Biz de oturmuş “AB neden AKP’nin üstüne bu kadar titriyor?” diye soruyoruz.
Haldun Ertem
Sabah ve atv’nin satış bedeli için
damadın şirketine para devlet bankalarından
bulunmuş.
Un bizden, şeker bizden devletin helvasını yemek
onlardan...
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Hakan Şükür’ün açıklamaları için, “Dini duygular spora
karışmamalı” demiş.
Doğru söylemiş. Herkes işini yapsın...
Dini sömürmek siyasetçinin işi...
Mehmet Parlars
NTV Haber Koordinatörü Mirgün Cabas, sabahları “Yazı İşleri” adlı bir program yapıyor. Basınla ilgili konuları soruşturuyor. Ruşen Çakır ona eşlik ediyor. Dün sabahki konukları Mehmet Barlas idi... atv ve Sabah’ın satışı konuşuldu. Son soru olarak Barlas’a soruldu:
- Sabah’a geçerken aldığınız transfer ücretini iade ettiğinizi söylemiştiniz, şimdi ne yapacaksınız?
Barlas herkesin aklından geçen soruya bir kızsın, bir köpürsün... Siz diğer gazetecilere bu soruları soruyor musunuz diye bir tepki... NTV’nin kalitesini düşürüyorsunuz diye bir azarlama... Oysa transfer ücreti aldığını da, geri vereceğini de bizzat kendisi dile getirmiş, gündeme sokmuştu. Şimdi niye bu öfke? Neyse ki Mirgün Cabas çok zarif ve usta bir manevrayla olayı kısa kesip kapattı.
Konya’da alkol-2
Konya’da içkisiz bir restoranın özel salonda siyah poşet içinde taşınan şişelerle içki servisi yaptığını Prof. Eser Karakaş’ın kaleminden anlatmıştık..
Yazıdan Konya’da başka içkili yer olmadığı gibi bir anlam da çıkıyordu...
Bir dostumuz Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu’nun kayıtlarını gönderdi.
Buna göre.. Konya’da ilçeleriyle birlikte 98 ruhsatlı içki satan yer var. Bunların 33’ü şehir içinde... Geri kalanı ilçelerde...
Anlaşılan Konya’da açık içki servisi yapan lokantalar var ama onlar muhtemelen kalitece yeterli bulunmadığından konuklar daha lüks ama içkiyi masa altından veren bir lokantaya götürüldü.
Gelelim alkollü ve alkolsüz illere...
TAPDK rakamlarına göre bazı illerimizde içki satış ruhsatına sahip hiç otel, lokanta, kulüp yok...
Örneğin Siirt, Şırnak, Bayburt, Ağrı’da içki servisi ruhsatına sahip yer hiç yok. Kilis, Batman’da 1’er içkili mekân var... Bitlis, Gümüşhane’de 2, Muş’ta 3, Çankırı’da 4 mekan...
İçki ruhsatlı mekân sayısı İstanbul’da 1454, Antalya ve Muğla’da 1300’ün üzerinde...
Alkol kimine göre acı ve zararlı bir sudur, kimine göre hayat çeşnisi...
İçki içmek şart değildir. İçilmese daha iyi olur. Ancak insanların bu yöndeki iradesi baskıyla şekillendiriliyorsa bu durum demokrasiye sığmaz, özgür iradeye müdahale anlamına gelir. O baskıların hayatın diğer alanlarında da var olduğu ya da olacağını düşündürür. Hele de yolsuzluk ve hırsızlıkta sınır tanımayan birileri bu dayatmaları seçmene ahlaklı görünmek için yapıyorsa konu daha da çekilmez hal alır. Alıyor da...
Nasıl anlatsam
TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın, “23 Nisan için Türkiye’ye gelecek çocuklara parti kapatma davasını nasıl açıklayacağım” diye hayıflanması üzerine Lale Şıvgın Tercüman’da soruyor:
- Buna gelene kadar çocuklara anlatmakta zorlanacağımız çok fazla derdimiz var. Mesela; gelinliğiyle barış mesajı vermek isteyen bir İtalyan sanatçının onlarca ülkeyi geçtikten sonra neden Türkiye’de öldürüldüğünü, Türklük kelimesinin bazılarını neden rahatsız ettiğini, cumhuriyetin neden numaralandığını, Atatürk’ün neden hafızalardan silinmek istendiğini ve daha binlerce çarpıklığı nasıl anlatacağız çocuklara?
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025