...Türkiye Türkiye olalı böyle derin bir gaflet uykusuna yatmadı, bu derece sendelemedi. Her gün arka arkaya öyle haberler okuyoruz ki, daha birine öfkelenemeden arkadan yenisi geliyor. Galataport ihalesinin mürekkebi kurumadan karşımıza Dubai Towers çıkıyor. Üçüncü köprü yapılmasın derken, Kadir Topbaş "Istanbul'a birkaç köprü daha olabilir" müjdesi veriyor! Malatya'daki çocuk yuvası rezaleti ve onun gerisindeki kadrolaşma çıkıyor. Sakal-ı Şerif olayı, Rektör Yücel Aşkın'ın tutuklanması, Orhan Pamuk'un Nobel adaylığı palavrası, daha hangi birini sayayım? Kuzey Irak'ta kırmızı çizgilerimiz siliniyor, hükümetimiz zafer kazanmış havasında AB'nin ancak savaş kaybetmiş bir ülkeye dayatılacak koşullarını imzalıyor.Bütün bunlar olup biterken Türkiye AB'ye giriyor görüntüsü altında şeriata doğru yolalıyor. Uyuyan halkımız uyandığında bir de bakacak ki memleket resmen satılmış, cumhuriyet elden gitmiş, doğa ölmüş, kendi yurtsuz kalmış, evladı ziyan zebil olmuş.Atatürk ve İstiklal kahramanları, Cumhuriyet'i parçalanmış bir imparatorluğun enkazı üzerinde aydınlık duygular ve yepyeni umutlarla kurmuşlardı. Bilim yolundan çağdaş uygarlıklar düzeyine yükselmeyi amaçlayan bir projeydi Cumhuriyet... Temeli halka, bağımsızlığa ve ulusal egemenliğe dayanıyordu...Ne var ki Atatürk'den sonra gelen iktidarlar ve hele sonuncusu Cumhuriyeti ve ilkelerini adım adım ortadan kaldırmaktalar... O yüzden hüzünlüyüz... Cumhuriyet'i kutlarken umutlu kalıplara dökülmüş cümleler kullanmak âdettendir. Ne var ki pek kendini aldatmaya da kıyamıyor insan. Gerisini bir okurumuzun mektubundan aktaralım: Eskiden Cumhuriyet bayramları coşkuyla kutlanırdı... Şimdi kuşkuyla kutlanıyor... Hayali ihracat ve naylon fatura sanıklarına getirilen affı, AKP, CHP'nin bastırması sonucu mecburen geri çekiyor. Bu maddeden yararlanacak olan ama yararlanamayan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, madde geri çekilince şu cümleyi sarf ediyor:- Artık mağdurlar da kusura bakmasın.Bakan, hazineyi soyan ve halktan çaldıkları paralarla tatlı hayatlar yaşayan haramzadeleri "mağdur" görüyor. Soyulan halk mı? Bu haramzadeleri affetmediği için suçlu olsa gerek!Bakan Unakıtan bizi sık sık şaşırtıyor. Çünkü onun paradigmaları farklı. O farklı yerden bakıyor. Kendini bugünkü konumunda değil geçmişteki konumunda düşünüyor... Mağdur Dubai ikiz kuleleri İstanbul'un hiçbir yerine uygun düşmez. Hint fakirinin yılan oynatmasını hatırlatan stili dolayısıyla Hindistan'ın büyük şehirlerinden birine dikilebilir. Demokrasi prensibinin en asri ve mantıki tatbikini temin eden hükümet şekli cumhuriyettir. AKP Medya Tanıtım Başkan Yardımcısı Suat Kılıç bir açıklama gönderdi dün. Bakanlıkların basın müşavirlerine AKP'nin iftar yemeği AKP Genel Merkezi'nde değil, TBMM'nin sosyal tesislerinde verilecekmiş...Bir gün önce haberi veren basın müşaviri de aynı saatlerde arıyor, yer değişikliğinin haberimiz üzerine yapıldığını söylüyor.Önemli olan iftarın nerede verileceği değil. Partinin memurlara iftar vermesi... Onları ikilem içinde bırakması. Suat Kılıç işin bu tarafını olağan görüyor. Olağandışı olan ise tam burası. Açıklama Malatya'daki olay sadece çocuklarımızın değil ülkenin de kimlere, hangi kafa ve kadrolara emanet edildiğini gösterdi. Birkaç örnek verelim isterseniz.SHÇEK'dan sorumlu Bakan Nimet Çubukçu Londra'daki toplantıyı bölmeye kıyamayıp geri dönmediği için hükümet adına Malatya'ya giden Sağlık Bakanı Recep Akdağ olayla ilgili teşhisini hemen koyuyor:"Bu münferit bir olaydır!"Teşhise tekzip birkaç saat sonra Londra'daki Bakan Nimet Çubukçu'dan geliyor;"Son beş yılda SHÇEK'ya bağlı çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarında koruma ve bakım altındaki çocuklara karşı işlenen çeşitli suçlardan dolayı 478 dava açılmıştır."Bir gazetemize göre olayı duyduğunda "yüreği dağlanan" Tayyip Erdoğan Londra'dan devreye giriyor:"Yuvalara istediğimiz gibi eleman alma imkanına sahip değiliz. Bunlarla işi götürme noktasında kalıyoruz...Başbakan'ın SHCEK Genel Müdürlüğü'ne getirdiği kişiye bakıyoruz:En büyük özelliği "AKP'den seçim kaybetmiş aday" olması... Malatya Çocuk Yuvası Müdürüne bakıyorsunuz.. Milletvekilinin torpiliyle işbaşına gelmiş... Bu mu liyakate göre atama!Eski Bakan Güldal Akşit bir laf ediyor ki, evlere şenlik! Gazeteciler, Malatya Milletvekili Ali Osman Başkurt'un tavassutuyla Malatya Çocuk Yuvası'nın başına getirdiği Niyazi Yıldız'ın liyakatine ne dediğini soruyorlar. Hanımefendinin yanıtı aynen şu oluyor:"Liyakatsiz olduğu söyleniyorsa göreve geleli bir yılı geçti. Bu süre içinde işi öğrenmiştir!"Ülkeyi yöneten kadroların liyakat açısından SHÇEK'daki kadrolardan pek bir farkı olmadığını biz de bu vesileyle öğrenmiş oluyoruz. m.asik@milliyet.com.tr Liyakatli kadrolar!