Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bülent Arınç’ı izledikleri iddia edilen albay ve binbaşı geçen cumartesi gecesi yakalanıyorlar. Araçlarına el konuluyor. Daha sonra evleri aranıyor. Ve sabaha karşı savcı iki şüpheliyi serbest bırakıyor.
Belli ki Genelkurmay’ın 4 gün sonra yaptığı açıklamada belirtilen hususlar o gece kesinleşmiş. Savcı, iki görevlinin, Bülent Arınç’a suikast yapmak ya da dinlemek değil, başka bir şüpheliyi izlemek amacıyla orada olduklarına ikna olmuş. Olmuş ki subayları serbest bırakmış. Fakat buna rağmen...
Yandaş basın bu iki subayın Bülent Arınç’a suikast hazırlığı yaptıklarını manşete çıkarıyor.
İddia bir gün sonra da “Bülent Arınç’ı dinliyorlardı”ya dönüşüyor. Genelkurmay olayın Arınç’la ilgisi olmadığını 4’üncü günde açıklıyor. Arınç ve Erdoğan, Genelkurmay açıklamasına kadar olayın gerçek yüzünü bilmiyorlar mıydı?
4 gün süresince Genelkurmay’la temasa geçip olayın gerçek yüzünü öğrenemediler mi?
O takdirde büyük bir devlet zaafı söz konusudur.
Yok eğer... Erdoğan ve Arınç gerçeği bile bile senaryonun TSK’yı suçlama altında bırakacak şekilde gelişmesine göz yumdularsa... Bu daha da büyük skandal...
Ülkede bütün kurumlar birbiriyle çatışmaya girmiş ama anlaşılan yetmiyor. İktidar çatışmaları bilerek bilmeyerek biraz daha körüklüyor. Bir zahmet soruşturmanın sonucunu bile beklemiyorlar...

Haberin Devamı

Bir bilmeyen kim?
Başbakan Erdoğan, 2010 Bütçesi Meclis’te görüşülürken, şöyle konuştu:
“Biz geldiğimizde işsizlik yüzde 10.7 idi. Şu anda maalesef 13.7 - 13.8.”
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan ise dün şöyle diyordu:
“Biz bu yılı yüzde 14.8’lik işsizlik oranıyla kapatacağız.”
Devlet idaresindeki ciddiyete bakın...

AB’lik sınav!
Başbakanlık AB Genel Sekreterliği “AB İşleri Uzmanlık Sınavı”nı geçtiğimiz ayın 15’inde yaptı... Ardından gerçekleştirilen sözlü sınavın sonuçları da bu ayın 14’ünde açıklandı.
CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner anlatıyor:
“Yazılı ve sözlü sınavlar yapıldığı sırada yürürlükte olan sınav yönetmeliğine göre sınava hangi fakülte ve yüksekokul mezunlarının girebileceği tek tek sıralanıyordu. Buna rağmen gazetelere verilen ilanda bu sınırlama belirtilmedi, böylece ilahiyat fakültesi mezunları dahi yazılı sınava kabul edildi. Yine yönetmelikte İngilizce bilgisi hem yazılı hem sözlü sınavda ölçülür hükmü yer alıyordu. Gazetelere verilen ilanda ise İngilizce bilgisinin sadece sözlü sınavda ölçüleceği ifade edildi. Yaptıkları bu hukuksuzluğun sınavın iptaline yol açabileceği kendilerine bildirilince akıllarınca sorunu çözdüler! Sınavlar olup bittikten sonra yönetmeliği, her yüksek okul ve fakülte mezununun sınava girebileceği şeklinde değiştirdiler.”
Peki sonuç mu?
“AB Genel Sekreterliği, AKP’nin kadrolaşmada öncelik verdiği kurumların başında geliyor. Yukarıda anlattığım hukuk dışı işlemler sonucunda yandaşlarını buraya doldurdular. Ha bu arada sınavı birinci sırada kazanan Murat Kavalalı’nın Kurum’da Daire Başkanı olan ve sınav kurulunda yer alan Özlem Kavalalı’nın eşi olduğunu belirteyim.”

Haberin Devamı

İnsafa sığar mı?
Habertürk gazetesinde, intihar eden Yarbay Ali Tatar’la ilgili suçlamalar yer alıyordu dün. Yandaş medyanın iğrenç iftiralarına alıştık. Habertürk genç ve iddialı bir gazete. O gazete bu üsluba girmeli miydi?
İntihar eden Yarbay Ali Tatar “uyuşturucu satışının lideri olmakla” suçlanıyormuş...
Deniz Lisesi ve Deniz Harp Okulu’nda DHKP/C örgütü yapılanmasından sorumlu olduğu ileri sürülüyormuş.
Veli Küçük’te ele geçirilen bir belgede Deniz Kuvvetleri’nde Alevi yapılanmasından sorumlu olduğu iddia ediliyormuş...
Hem uyuşturucu satışı lideri, hem DHKP/C lideri, hem Alevi yapılanması sorumlusu!
Bunlar dramatik şekilde hayattan ayrılan bir TSK mensubuyla ilgili suçlamalar...
Peki bu suçlamaları öne süren kim? O yok haberde.
Tatar hakkında bir savcı iddianamesi hazırlanmış değil. Bir mahkeme kararı yok. Bu kadar ağır suçlamalar “iddia edildi”, “öne sürüldü” diye verilebilir mi? Eğer suçlamalar gerçekse elbet duruşmalarda ortaya çıkar. Neden bu kanıtsız ve yargısız infaz? Kendini vurmuş adama yeniden kurşun yağdırmak insafa, insanlığa sığar mı?

Haberin Devamı

En sevdiğiniz yemek kuru fasülye mi?
Bu soruyu Ergenekon davasının dünkü duruşmasında Savcı M. Ali Pekgüzel, çapraz sorgusu yapılan gazeteci Tuncay Özkan'a sordu. Özkan bunun cevabını bir röportajda verdiğini söyledi. Bir diğer soru şuydu: Aileniz kaç şehit verdi.. Cevap: 16...

* “Kürt açılımı”nda somut gelişmeler oluyor...
Öcalan’ın koğuşuna yeni bir pencere açıldı...
Haldun Ertem

Türk - İş “sürekli eylem” kararı almış.
Hayırdır! Arkadaşlar “sürekli oturmak”tan sıkıldılar galiba...
*
AKP ile Mehmet Ali Talat arasındaki ipler gerilmiş.
“Satış” konusunda kesin bir anlaşmazlık çıkmıştır.
*
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi, isim ve adres haneleri boş, “ucu açık” arama kararı vermiş.
Ergenekon gibi ucu açık dava var da ucu açık karar neden olmasın?
Fahrettin Fidan