Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a soruyor:
- Emniyet teşkilatındaki cemaatçi kadrolaşma tartışmalarının artarak sürmesi karşısında, hiçbir somut açıklama yapılmamasının gerekçesi nedir?
Hüsnü Çöllü bundan dört ay önce verdiği cemaatçi kadrolaşmayla ilgili önergesine hâlâ cevap alamamış. Konu Hanefi Avcı’nın kitabıyla yeniden gündeme gelince soruyu tekrarlamak zorunda hissetmiş kendisini...
Aslında yalnız İçişleri Bakanı değil, Başbakan da Hanefi Avcı’nın kitabındaki iddialar karşısında suskun görünmekte.
Geçen yıl Ulusal Kanal ve Aydınlık dergisine Başbakan Erdoğan’ın iki telefon konuşması yansımıştı. Bu telefon konuşmalarının birinde Erdoğan, Kıbrıs Cumhurbaşkanı M. Ali Talat’la diğerinde ise Remzi Gür ile konuşuyordu. İki konuşma da kritik ve özeldi. Gür ile konuşması kızına gönderilecek bir miktar parayla ilgiliydi. Telefon konuşmalarını yansıtan iki yayın organının yetkilileri Deniz Yıldırım ve Ufuk Akkaya 10 ay önce tutuklandılar... Akkaya 10 ay hapis yattıktan sonra bu hafta tahliye oldu. Deniz Yıldırım hâlâ hapiste...
İlginçtir... Bu telefon konuşmalarını yayınlayanlar tutuklandı ama dinlemeyi yapan ve medyaya aktaranlar hâlâ meçhul. O kişilerin araştırıldığını da duymadık.
Acaba Başbakan’ın telefon konuşmalarını kimler kayda alıp medyaya aktardı?
Başbakan onları neden ortaya çıkaramıyor?
Yoksa Hanefi Avcı’nın sözünü ettiği malum kadrolar, konuşmalarını medyaya yansıtma tehdidiyle Başbakan’ı da rehin mi aldı?
Gelin de merak etmeyin...

Haberin Devamı

Eski İngiltere Başbakanı Blair, yazdığı kitapta Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan için, “Anlaşması en kolay iki Türk politikacı” demiş.
“Sağ olsunlar, bir dediğimizi iki etmezlerdi” deseydi, fevkâlâde ayıp olurdu!
Fahrettin Fidan

P - ak yardım!
Telefondaki dostumuz TRT’de çalışıyor. Lafı uzatmadan sadede geliyor:
“Az önce bütün personele Genel Müdür İbrahim Şahin’in Pakistan’daki sel felaketzedelerine yardım isteyen duyurusuyla onun yanında bir de muvafakatname dağıttılar. Muvafakatnameye, Pakistan’a yardım için maaşımızdan ay başında ne kadar kesilmesini kabul ettiğimizi yazmamızı istiyorlar. Bunlar daha sonra genel müdürün önüne gidecekmiş. Yani genel müdür kim yardım etti kim etmedi, tek tek kontrol edecek. Sonra da herhalde gereğini yapacak! Şu anda çevremdeki arkadaşlar içlerinden sayarak muvafakatnameleri dolduruyorlar. Böyle zorla, şantajla, tehditle yardım olur mu?”

Haberin Devamı

Pamuk delikanlı
Orhan Pamuk yeni kitabı “Manzaradan Parçalar” da şöyle diyor:
“...kütüphanemin Türk edebiyatı raflarında elli ile yetmiş yaş arasında, doğuştan hayatı kaymış, yarı başarılı, yarı şaşkın, vasat, erkek ve kel yazarların kitapları hızla eksiliyor.”
Pamuk’un bu sözleri kendisini yıllar önce ağır eleştiren edebiyatçı Tahsin Yücel için sarf-ettiği tahmin ediliyor.
Yazarların öfkeleri, polemikleri anlaşılır. Ancak bir yazarın diğerini “50’sini aşmış, kel vs.” diye eleştirmesi pek sık raslanır olay değil. Saçlı olmak bir yazara üstünlük sağlar mı? Saçlı yazar daha yi mi yazar?

Bayrak
İlahiyatçı Prof. Bayraktar Bayraklı, Haber Türk gazetesinde okuyucularının dini konulara ilişkin sorularını yanıtlıyor. Dün bir okuyucusu, “Devlet ormanından çaldığı kereste ile ahır yapan imamın arkasında namaz kılınır mı?” diye sormuş. Bayraklı Hoca soruya aynen şu yanıtı vermiş:
“Sen bu kadar hassas davranırsan dünyada hiçbir imamın arkasında namaz kılınmaz. O kadar hassas davranma.”

Haberin Devamı

Soru: Memur maaşlarının bir hafta erken ödenmesinin “memura müjde” diye yansıtılması neyi gösteriyor?
Yanıt: Memurların ayın son haftasına züğürt girdiğini...
Haldun Ertem

Özal...
Batı’nın uşağı demokrasi âşığı olur mu? Oldu bile...
Tayyip Erdoğan, Turgut Özal’ın memleketi Malatya’da halka hitap ediyor:
“Bizim yolumuza Malatyalı büyük insan, demokrasi âşığı Turgut Özal ışık tutuyor.”
Dönelim biraz geriye... Tarih 5 Ocak 1991. Turgut Özal Cumhurbaşkanıdır, Tayyip Erdoğan da Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olarak Hamburg’da düzenlenen bir toplantıda bakınız ne demektedir:
“Şu anda Türkiye’nin başında olanlar ‘biz baba değiliz’ diyor. Sayın Özal da öyle ifade etti. E, sen bu millete baba değilsen, bu millet de seni azledecektir, çünkü bu millete baba değilsin, azledecek. Baba değiller ama ne bunlar? Uşak! Uşak! Neyin uşağı; Batı’nın uşağı, Amerika’nın uşağı. Tabii uşaktan baba olmaz...”

Recep Tayyip Erdoğan, referandumda “bitaraf olan bertaraf olur” buyurmuşlardı. PKK da bitaraf olduğunu açıkladı ama bertaraf edileceğine dair hiçbir belirti göremedik henüz.
Arman Salepçi

Ponpon
Ponpon kızlar meselesi ABD’nin New York Times gazetesine de konu oldu. Gazete “Türkiye oynadığında yarı çıplak dansçılar ortada yok” başlıklı yazısında bu konudaki söylentileri aktarıyor. Kimine göre ponpon kızlar iktidar baskısı sonucu ortada görünmüyor, kimi söylentilere göre Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel iktidara hoş görünmek için Türkiye’nin oynadığı maçlarda ponponları sahaya çıkarmıyor. Bir merak:
- Erkeklerin günaha girmemesi için bu önlemler alınırken neden maça gelen hanım seyircilerin günaha girmemesi için erkek basketbolcuların vücudunun açık yerleri kapatılmıyor?

Kurban Bayramı için kurbanlık hayvan ithal edilecekmiş.
Bu gidişle birkaç yıla kalmaz kasap da ithal ederiz!