Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bir ülke ki... Dokunulmazlıkları kalktığı an yargılanıp cezaevine girecek onlarca insanı milletvekili sıfatını taşıyor, taşımaya devam ediyor.Bir ülke ki... Bakanları, milletvekilleri yargıdan kaçarken sade vatandaşları "vicdanla - cüzdan arasında sıkışmış" bir adaletten medet umuyor.Bir ülke ki... Yeni nesilleri "imamlaştırmak" ve kızlarının başını kapatmaktan daha önemli bir eğitim hedefi bulunmuyor. Bir ülke ki... Baklava çalan çocuklarını yıllarca hapiste çürütürken 70 - 80 milyar doları hortumlayanlarına VIP muamelesi yapıyor.Bir ülke ki... Öğrencisi, işçisi ve memurunu sürekli sokakta polise dövdürüyor.Bir ülke ki... İktidar partisi kadın - erkek eşitliğini hâlâ hazmedemiyor. Bir ülke ki... Çağdaşlığın ilk şartının laiklik olduğunu kavrayamıyor, kendisine armağan edilmiş laik düzenden "ılımlı İslam" düzenine geçmeye çalışıyor ve bu kılıkla ABye girebileceğini sanıyor...Bir ülke ki... Genel manzarası buyken ve bir an önce bu manzaranın değiştirilmesi gerekirken, bunların hiçbirini yapmıyor... Ya ne mi yapıyor? Havadan ve bedavadan köşeyi dönmek... Bunun için de ABye girmek istiyor. İstemenin ötesinde gireceğine ciddi ciddi inanıyor.Bir ham hayaller ülkesi ki... İnsan söyleyecek laf bulamıyor... Bir ülke ki... Kendi halkını ilgilendiren ekonomik ve siyasal kararları kendi alamıyor. Ekonomide IMFnin, siyasette ABD ve ABnin talimatlarıyla hareket ediyor. Bir ülke ki... Başbakanı, "Iraka asker göndermezsek Amerika bir günde ekonomimizi çökertir, memur maaşlarını bile ödeyemeyiz" diyerek kendi parlamentosunu tehdit ediyor. Her gün binlerce kadının dövüldüğü memlekette kadına kâğıt üzerinde pozitif ayrımcılık verseniz neye yarar ki...? Referandum öncesinde Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül Kıbrıs Türklerine ne söz verdi?- Siz "evet" deyin, Rumlar hayır dese de bir şey fark etmez, biz referandumun ertesi gününden itibaren dünyayı dolaşıp KKTCnin tanınmasını sağlayacağız.Sonuç ne oldu? Verilen söz yenildi, yutuldu, unutuldu... Haldun Ertem Üniversite giriş sınavında meslek liseleri gerçekten haksızlığa uğruyor mu? Yükseköğretim Kurulu (YÖK), bu konuda bir çalışma yapmış... Okuyunca açıkça görüyorsunuz ki haksızlığa uğrayan meslek liseleri değil düz liselerdir.Bir kere... Meslek liselerinin öğrenci sayısı, söylendiği gibi azalmamakta, tersine artmaktadır... 2000 yılında 902 bin olan öğrenci sayısı 2002 yılında 981 bine çıkmıştır. Meslek liseleri arasında sadece imam hatip okullarının öğrencisi azalmış, üniversiteye giriş zorlaşınca 1998 yılında 192 bin olan öğrenci sayısı 2002 yılında 64 bine düşmüştür... Bu da imam hatip öğrencilerinin geçmişte meslek sahibi olmak için değil üniversiteye daha kolay girebilmek için bu okullara rağbet ettiğini gösteriyor...Meslek liselerine genel liselere oranla 6 - 7 kat daha fazla harcama yapılmaktadır... Mezun olduktan sonra ilgisiz alanlara yönelmeleri ülkenin kıt kaynaklarının heba edilmesidir...Meslek liselerinin genel liseye göre avantajları çoktur... Bunlar:- Lisede bir meslek edinmektedirler.- Eğitimleri sırasında para kazanabilmektedirler.- ÖSSye başvurabilmektedirler. - ÖSSde başarısız oldukları takdirde Meslek Yüksekokuluna yerleşebilmektedirler.- Meslek Yüksekokulundan sonra dikey geçişle 4 yıllık fakülteye girebilmektedirler.- Açık Öğretime sınavsız girebilmektedirler...- Ya da bir mesleğe girip çalışabilmekte, kazanç sağlayabilmektedirler.Genel lise mezunlarının tek alternatifi ise ÖSSdir... YÖK Raporu diyor ki: "Farklı katsayı nedeniyle meslek liselerine giden öğrenci sayısı azaldı, meslek liselerinin önü kapandı, meslek liseliler üniversiteye gidemiyor" şeklindeki iddiaların tümü gerçekdışıdır...İmam hatip rüzgârı, oya dönük popülist politikadan başka bir şey değildir... Meslek liseleri avantajlı... 1 Mayıs akşamüstü İrlandada ABnin genişleme kutlamaları yapılırken bizim televizyonlar 1 Mayıs kutlamalarında emekçilerin dövülüşünü gösteriyordu. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, o arada müjdeyi verdi:- Türkiye ABye tam üye olduğunda 1 Mayıs da resmi tatil olacak...Biz de kendisine soralım:- AB zoru olmadan 1 Mayısı kutlamayı beceremeyen bir ülke AB üyesi yapılır mı? 1 Mayıs Sabah gazetesinden Fatih Ertürk, Deniz Baykalın "gençlik sırrı"nı ele geçirmiş!, uzun uzun yazıyor; yoğurt, sarmısak, zeytinyağı, limonlu ılık su... Hataydan getirilen sızma yağ, Antalyadan taze domates, biber vs, vs.Haberi okuyan CHP üyesi İzmirli okurumuz Ercan Düz dün telefonda bir sitemini şöyle dile getirdi."Haberi atlamışsınız... Ama gazetecilikte başarı yolları her zaman çok ve açıktır... Siz de bizim genel başkanın hiç iktidar olamama sırrını ele geçirebilir, yılın gazetecisi ödülüne adaylığınızı koyabilirsiniz..." m.asik@milliyet.com.tr Baykal ve sır!