Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Erdoğan, projenin ana hatları belli olmadan adını "gönüllüler" listesinin başına yazdırdı; "Diyarbakır BOPun yıldızı olacak" diye müjdeyi de patlattı. Başbakan, BOPun görüşüleceği G - 8 zirvesine katılmak üzere 8 Haziranda ABDye gidecek...Aynı tarihte kimi diğer Ortadoğu ülkeleri de ABDye davet edildi.Ne var ki Mısır, Katar, Tunus gibi ülkeler daveti kabul etmediler...Ürdün Kralı, geçen ay Türkiyeye yaptığı ziyaret sırasında bizimkileri BOPun uzağında durmaya davet etmişti...ABDnin demokrasi, kalkınma, özgürleştirme adı altında Irakta nasıl kan ve ölüm saçtığını gören ülkeler BOPtan uzak duruyor...Kimse bizim gibi balıklama dalmıyor BOP adı verilen meçhul projeye...Üstelik o ülkelerin başına çuval geçirilmedi.. Amerika, PKK ve Türkmenler konusunda bizi aldattığı kadar o ülkeleri aldatmadı... Her aşağılamayı sineye çeken teslimiyetçilere kimse saygı göstermez. Her belada ön safa onlar sürülür. Bunu hiç unutmayalım. BOP poker oyununda geçen bir deyimdir... Artık milletçe hayatımıza giriyor... Amerikanın İslam dünyasını terbiye etme projesinin adı BOP... Büyük Ortadoğu diye adlandırılan ve Pakistandan Fasa kadar uzanan bölgede bir dönüşümü öngörüyor... Bölgeyi kültürel ve ekonomik açıdan kalkındırmak, demokratik açıdan geliştirmek iddiasıyla yola çıkıyor... Hükümet, "Iraka laiklik" öneren CHP bildirisine destek vermemiş. Görüldüğü gibi, bazen takiye yapmıyorlar... Deprem Dede Prof. Ahmet Mete Işıkara Türkiyede 12 ile 17 ay arasında 6.3 şiddetinde bir deprem olasılığı yüksektir, demiş...Deprem Dede hem depremlerin önceden bilinemeyeceğini söyler hem böyle zamanını ve büyüklüğünü vererek deprem tahminleri yapar...Bir defasında "Bu gece bir şeyler olabilir" diye bütün İstanbulu sokağa dökmüştü...Ancak böyle açıklamaların yine de bir faydası var.Bize yaklaşan bir deprem olduğunu hatırlatıyor...Hatırlatıyor da ne oluyor, önlem alan mı var, diyeceksiniz. O da doğru... Deprem Dede sarstı Şeytanla dans edersen şeytan değişmez; seni değiştirir. Şükran Vural hanımefendi diyor ki... Kurtlar Vadisi dizisini 16 yaşındaki oğlumla (maalesef mecburen) izliyorum. Silah, esrar, cinayet yanında 7den 70e bütün oyuncuların sigara içmesi, diziye bir sigara tröstünün sponsor olduğunu düşündürüyor. Seyirciye saygı diye bir şey yok mudur?Okurumuz Nevin Donat Hanım da Bülent Ortaçgil ile Teomanın Açıkhavadaki ortak konserinde Teomanın sahnede sürekli sigara ve bira içmesini eleştirmiş gönderdiği notta... Teoman da dumancıların adamı mı yoksa? Buyur burdan yak İzmir Gaziemirdeki Gaziemir Lisesi öğrencilere yetmiyor... Tesco - Kipa ortaklığı Gaziemire bir okul binası yaptıracağına ilişkin protokol imzalamıştı. Unutuldu mu? Gaziemir halkı soruyor da... Aşağıdaki soru Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesindeki bir sınavda öğrencilere soruldu:"Genel olarak aklı başında gazeteciler kendilerine bir armağan verilmesinden kuşku duyarlar. Okurun saygısını kaybedecekleri düşüncesi ile armağanı reddetme eğilimleri yüksektir. Gazeteler de muhabirlerin haber sırasında yaptıkları masrafları karşıladıklarından sorun büyük ölçüde önemini yitirmiş görünmektedir. Türkiyede durum nasıldır? Gazeteciler kendilerine bir armağan verildiğinde ne yaparlar?a. Kesinlikle reddederler.b. Kimse görmüyorsa yan ceplerine konmasından memnun olurlar.c. Maddi değeri önemli değilse kabul ederler.d. Alıp alamayacaklarını yazı işleri sorumlularına sorarlar.e. Haberin değerlendirilmesini etkileyip etkilemeyeceğine göre karar verirler.f. Hayır kurumlarına bağışlarlar.g. Başka derdimiz mi yok deyip başlarını çevirirler.***Bu ayıplı ve kasıtlı sorunun ne mantığı var, ne gerçekle ilgisi...Bir defa hediyeden hediyeye fark var. Hediyenin bir tanımı yapılmalıydı.İki... Hediye karşısında gazetecilerin tek bir davranışı olamaz. Reddedeni olur, kabul edeni olur... Dünya genelinde böyle olduğu gibi Türkiyede de böyledir. Türkiyede gazetecinin hediye karşısında farklı ve özel bir tavrı varmış gibi bir kuşku yaratmaya ne hakkınız var?Tepelerde konumlanmış az sayıda iktidar yalakası ve avantacı hariç... Basınımızın yüzde 90ı sapına kadar dürüsttür... İletişim hocası bunu bilmeyecek kadar uzak mı basına?Mevcut gazetecileri, (gerçek dışı kuşkular yaratarak) gençlerin gözünde küçültmek üniversiteye yakışır mı?Gazetecilik böyle mi öğretilir, böyle mi sevdirilir?(Hediye denecek hediyelerin artık elden verilmediğini de bilmiyorsunuz üstelik Hocam! Bunu da öğrenin bir ara!) m.asik@milliyet.com.tr Gazeteci hediyesi