Aydın Ağabey’le telefonda dertleşiyoruz... Tarık Minkari hocayı anıyoruz önce... Aydın Boysan Ağabey birazdan çıkıp Mimarlar Odası’nın ödül törenine gideceğini söylüyor...
- Kimlere ödül verilecek?
- Mimarlıkta 40, 50, 60 yılını dolduranlara...
- Sana ödül yok mu?
- Bana yok, ben 65 yılımı doldurdum. Ödülden de emekli oldum.
- Vay canına...
Halen 90’ıncı baharını süren Aydın Ağabey sözün burasında sesini alçaltıyor:
- İçkide de 70 yılımı doldurdum...
- İçmeye 20 yaşında mı başladın? Biraz geç kalmışsın...
- Lisede de içerdik ama o amatör demcilikti... Dört arkadaş paralarımızı biriktirir iki ayda bir meyhaneye anca giderdik...
Ben de kendi hikâyemi sıkıştırıyorum araya... Günaydın’da çalışırken (70’lerde) akşamları Necati Doğru, Koray Düzgören, Erdoğan Alkan’la birlikte iş çıkışı yürüyerek Köprü’ye iner, altındaki salaş meyhanelere otururduk. Maaşlar suyunu çabuk çekerdi. Eğer ayın ikinci yarısında para bulur da Köprü altında birer duble atarsak bizden mutlusu yoktu.
Varlık Özmenek dostumuzla Ankara’da Sakarya Caddesi’ndeki Tavukçu’ya giderdik ara sıra.
Tavukçu parayı peşin isterdi. Demek içtikten sonra hesabın üstüne yatanlar çoğunluktaydı. Aydın Ağabey’e tekrar sorduk:
- TEKEL sana bir 70. yıl plaketi vermeyi düşünmez mi?
- Hiç öyle bir şey teklif etmediler...
Biraz durup nefesleniyor:
- Ama ben hükümete bir teşekkür plaketi vermeyi düşünüyorum..
- Öyle mi, neden o?
- Bu iktidar geldikten sonra rakılar hızla çeşitlendi, kalite düzeldi, fiyat ehven... İçicileri hiç- bir hükümet bu kadar mutlu edememişti. Teşekkür şart oldu...
Devrekli Mesut
Mesut Özil, Zonguldak ilinin Devrek ilçesine bağlı Hışıroğlu köyünden Mustafa Özil’in oğlu... Baba Özil 70’lerde işçi olarak Almanya’ya gidiyor, çocuklarını yetiştiriyor, Mesut Almanların sunduğu imkânlarla dünya çapında bir futbolcu oluyor. Peki neden Türk Milli Takımı’nda oynamıyor?
Zonguldaklı Muzaffer Saraç dostumuz anlatmıştı... Özil ailesi yazları Türkiye’ye gelip gidiyor. Bir defasında Milli Takım teknik heyetinden biriyle konuşuyorlar. Bu kişi Mesut’u Beşiktaş’a aldırmayı öneriyor, ancak alınacak transfer ücretinden de komisyon istiyor. Mustafa Özil bunu duyunca oğlunu alıp Almanya’ya dönüyor. Mesut giderek parlıyor bugünlere geliyor... Oluyor “Vatan Haini...”
Ne vatan satıcıları var ki, onlar memleketimizde kahraman olarak eller üstünde taşınıyor.
Futbol mucizesi...
Futbolcu, antrenör, kulüp yöneticisi, kulüp başkanı, öğretim üyesi.. Futbolun her kademesinden geçen Prof. Mehmet Çimen sempatik bir futbol kitabı meydana getirmiş..
Kitabın adı bizatihi “Futbol”..
Bir futbol takımı kendi saha ve seyircisi önünde oynuyorsa taraftarlar beraberliğe ancak bir tek durumda razı olabilirlermiş..
Ne zaman mı?
Takım yenildiği zaman...
* * *
Ünlü İngiliz Teknik Direktör Bobby Robson meslektaşlarına deneyimlerini aktarıyor:
“Taraftar aleyhinize tezahürat yapıyorsa bunu çok dert etmemek gerekir. Ama taraftar yönetim aleyhine tezahürat yapıyorsa bavulunuzu toplama zamanı gelmiştir...”
* * *
Milli Takım Teknik Direktörü Guus Hiddink geçmişte Fenerbahçe’de 9 ay antrenörlük yapmıştı. Hiddink daha sonra yazdığı kitapta şu anısını naklediyor:
“Kontratımızı noterin tasdik etmesi gerekiyordu. Bize noter Galatasaraylı olsun tavsiyesinde bulundular...
- Neden? Diye sorduk...
- Çünkü Fenerbahçe’de bir haksızlığa uğradığınızda hakkınızı layıkıyla korur, alacağınızı tahsil etmekte daha gayretli çalışır...”
* * *
Sivasspor’da kısa bir süre görev yapan Muhsin Ertuğral (şimdi Güney Afrika’da malum) kendisini eleştiren medya mensuplarına “pazartesi antrenörleri” adını takmış...
* * *
Futbolda temel eğitimin küçük yaşta başlaması gerektiğini hatırlatan bir Alman atasözü:
“Küçük Hans’a öğretilemeyeni büyük Hans’a öğretemezsiniz...”
* * *
Rambo lakaplı Yusuf Galatasaray’a gelmeden Kocaeli’de oynuyordu.
Bir gazetecinin “Nasıl şöhret oldunuz?” sorusuna Yusuf şu cevabı veriyor:
“Oynamadığım bir maçta şöhret oldum. Sakat olduğum için Türkiye - İngiltere maçına çağrılmamıştım. Maçı 8 - 0 kaybetmiştik. Gazeteler ertesi günü Yusuf oynasa bu kadar fark yemezdik, diye yazdılar. Ben de oynamadan şöhret olarak Galatasaray’a transfer oldum.”
Bülent Arınç, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner için, “Ümit Hanım ümitlerimizi boşa çıkardı” demiş.
Ümit Hanım sizin gibi birine ümit verdiyse bu ayıp da ona yeter!
Fahrettin Fidan
Vatandaşlarımız Türkiye-Almanya maçında Mesut Özil’i yuhalamış.
Oysa aynı Mesut daha geçenlerde Dünya Kupası’nda hepimizin gurur kaynağı olmuştu...
Haldun Ertem