Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Özür kampanyasını düzenleyen dört kişiden biri olan Dr. Cengiz Aktar, kampanyayı izah ederken diyor ki:
“Bu kampanyanın öznesi bireyler. Bireyin vicdanından gelen bir ses bu. Özür dileyen diler, dilemeyen dilemez.”
Bir başka “aydın” şöyle diyor:
“Sonuç olarak tarihi olayla ilgili bir grup insan, bir ulusla acıları paylaşıyor. İnsani bir şey yapıyor. Ne var bunda yani? Her zaman biz mi haklıyız? Kendi tarihimizde yüzleşeceğimiz şeyler yok mu?”
Bu arkadaşlar ya attıkları imzanın anlamını bilmiyor ya da bu ülke insanını çok saf sanıyorlar... Ne diyor bakın özür metninde:
“1915’te Osmanlı Ermenileri’nin maruz kaldığı Büyük Felâket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.”
Büyük Felaket’in özel bir deyim olduğu büyük harfle yazılmasından da belli. “Büyük Felaket” Ermenice “Medz Yegern”in karşılığıdır.
Nasıl Yahudiler soykırım yerine halk dilinde “Shoah”ı kullanıyorsa Ermeniler de “Medz Yegern”i aynı anlamda kullanırlar.
Bu konuda en net yorumu emekli büyükelçi ve milletvekili Şükrü Elekdağ yaptı:
“Büyük Felaket’i kabul etmek, soykırımı kabul etmektir.”
Ermenistan da deyimi böyle tercüme ediyor. Ermenistan’ın en büyük haber sitesi Pan Armenian 15 Aralık günü haberi şöyle verdi:
“200 Türk aydını soykırım nedeniyle Ermenilerden özür diliyor.”
Aynı sitede Avrupa Ermeni Federasyonu Başkanı Hilda Tchoboian şöyle dedi:
“EP should encourage Turks who apologized for Armenian Genocide.”
Yani:
“Avrupa Parlamentosu Ermeni soykırımı için özür dileyen Türkleri yüreklendirmelidir.”
“Aydınlar” denen zevat aslında Türkiye’nin soykırımı kabul etmesi kampanyasını başlattı...
İmza verenlerin kimisi bilerek, kimisi bilmeden “kalenin içerden fethi”ne omuz veriyorlar...
Türkiye’yi mahkûm etme operasyonunu tazminat ve toprak talepleri izleyecek...
O masum ! imzalar, Türkiye’ye yönelik büyük bir komploya hizmet ediyor...

Haberin Devamı

Soru: “Türkiye’de farklı olmak” araştırmasındaki “ötekileştirilenler” kimlerdir?
Yanıt: Çağdaş Batı uygarlığına gıptayla bakanlar...
Haldun Ertem

Haberin Devamı

İmkânsız Periler
METRO Group ile Milliyet gazetesi ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin birlikte yürüttüğü “METRO Group’un Çağdaş Kızları Projesi”nde yeni bir adım atıldı... Grubun Türkiye ofisi çalışanları, eğitimini üstlendikleri kızların bir kısmının hayat öykülerini amatör bir ruhla kaleme aldılar. İmkânsız Periler adlı kitap bu şekilde oluştu. İlginç hayat öyküleriyle dolu kitabın fiyatı 10 YTL... Satılan 4 kitap bir kızın eğitim masraflarını karşılıyor. Grup halen 1000 kızın eğitimini üstlenmiş bulunuyor... Kitabı merak etmez misiniz?

Boş bavul...
Birinci “İktisatlılar Kongresi” geçen hafta sonunda İstanbul’da yapıldı... İlginç kararlar alındı...
Profesör Esfender Korkmaz, arkadaşımız Zühal Konur Ekinci’nin soruları üzerine son gelişmeleri anlattı.
Dedi ki:
- Meclis’te 7 Ekim’de çözüm önerilerinde bulundum. Bunlardan biri:
“Türk vatandaşlarının dışarıdaki tasarruflarının Türkiye’ye getirilmesi”ydi...
Bunun için iki önemli tedbir gerekliydi. Birincisi kara paranın ayıklanması... İkincisi mevduata yüzde yüz güvence verilmesi. Önerilerim bunlardı. Hükümet varlık barışı çıkardı ama kara parayı dışarda tutmadı, tutamadı. Kara parayı dışarıda tutmayınca karara gölge düştü. İkincisi bu krizde bütün dünya, mevduata yüzde yüz güvence verirken bizimkiler Bakanlar Kurulu’nda yetki aldıkları halde uygulamadılar. Siz faizi ne kadar yüksek verirseniz verin, başka bir ülke, örneğin Yunanistan, yüzde yüz güvence vermişse faizi düşük de olsa mevduat oraya gidiyor.
- Neden yüzde yüz güvence vermediler hocam?
- Büyük bankaların baskısı yüzünden... Çünkü güvence verilmedikçe mevduat büyük bankalara kayıyor... Yurtdışındaki tasarrufların Türkiye’ye getirilmesi teşebbüsü bu yüzden atıl kaldı. Yasa çıkmasına rağmen Türkiye’ye para gelmedi...
Bakınız görünüz, Türkiye nasıl yönetiliyor...

Haberin Devamı

YÖKleme...
İstanbul Üniversitesi rektör seçiminde ikinci olan Başbakan Erdoğan’ın aile doktoru Yunus Söylet, YÖK Genel Kurulu tarafından birinci sıraya alınarak adı Çankaya’ya gönderildi. Böylece Cumhurbaşkanı Gül’ün işi kolaylaştırıldı. Onun da Söylet’i rektör ataması bekleniyor. İlk kez oluyor bu... Türkiye’nin en büyük üniversitesinin başına, Başbakan’ın adamı geliyor. Üniversite AKP’ye bağlanıyor. Özereklik, bilimin tarafsızlığı vs. artık kimin umurunda.