"... Bu yıl yazlığa gelince bir sürprizle karşılaştım. Yanı başımızdaki Club Pomelan yeşil sermayenin eline geçmiş, adı da Club Familia olarak değiştirilmiş. Kadın erkek plajları beyaz bölmelerle ayrılmış...Geçenlerde yüzerken akıntının da etkisiyle kadınlar plajının açıklarına sürüklendik. O anda otelden ıslıklar, düdük sesleri gelmeye başladı. Daha sonra uzaktan zorlukla seçebildiğimiz insanlar bize geri dönmemizi işaret etti, megafonlarla anons yapıldı. Hemen ardından kanoyla gelen bir görevli kadınların bizi gördüklerinde çığlık attığını söyledi ve buradan gitmemizi rica etti. Olayı büyütmemek için uzaklaştık. Birkaç gün sonra yine oldukça açıktan yan koya yüzerken otel hizasından geçişimiz sırasında yine benzer anonslar yapıldı.Başka bir gün bir balıkçı teknesinin aynı gerekçelerle uyarıldığına tanık olduk.Türban söz konusu olunca özgürlüğü savunan bu kesimin eline güç geçtiğinde diğer insanlarla birlikte yaşamaya ve onların özgürlüğüne ne kadar saygı göstereceğinin işaretidir sanırım bu olay... Yaz tatilini Çeşmede, ailesinin yanında geçiren üniversite öğretim üyesi Lale Altan Hanım yazıyor: Tavşancılda çarpışan iki trende de Otomatik Frenleme Sistemi (ATS) yokmuş. Olmaz tabi... AKP döneminde bu işler "Takdiri ilâhi" sistemiyle idare ediliyor... Amerikanın Adana 2. Konsolosu Alicia Allison, Diyarbakıra giderek Belediye Başkanı Osman Baydemiri ziyaret ediyor... Ziyaret, öldürülen PKKlı teröristin ailesini ziyaret eden Baydemire destek amacını taşıyor. Amerika oyunu açık oynuyor... PKKyı Kuzey Irakta Kandil Dağında himayesi altında tutarken ve bu teröristlerin Türkiyede eylem yapmasını kolaylaştırırken, Türkiye içinde de o tarafa kol kanat geriyor.AKP iktidarı ise Afganistanda olsun Irakta olsun "ABDye nasıl daha iyi hizmet edebilirim"in hesabında... Tipik "uydu" davranışı... Diyarbakır ziyareti Vanda uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınıp sonra serbest bırakılan Mustafa Bayram yeniden tutuklanmak üzere aranıyormuş! Demek kaçıp saklandığına iyice emin oldular... Mülkiyeden arkadaşımız Ali Akel bir işi için özel otomobiliyle Bulgaristana gidip gelmiş:- Bulgaristandan Türkiyeye geçtikten sonra gümrük ve pasaport işlemlerinin bitmesi için 4 saat, yanlış duymadın tam 4 saat bekledim, dedi.Kuyrukta yabancı turistler de varmış. Her biri bir daha Türkiyeye gelmemekten söz ediyormuş... Bu gecikmenin sebebi sorulduğunda alınan yanıt hep aynıymış:- Personel yetersizliği...Milyonlarca insan işsiz dolaşıyor... Ve gümrük kapısında hiç de uzmanlık gerektirmeyen işleri yürütecek birkaç kişi temin edilip çalıştırılamıyor. Ne becerikli yönetim Bu başlığı, rahmetli Örsan Öymen yıllar önce MİTle ilgili bir yazısına atmıştı. Şu sırada izlediğimiz Yargıtaylı, MİTli gerilim senaryosu için de aynı başlık uygun olabilir...Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya Bodrumdaki küçük kooperatif evinin onarımı için müteahhit arıyor. Çevresindekilerin tavsiyesiyle Hakkı Süha Şen adında bir müteahhit buluyor... Hakkı Süha Şen belli ki insan ilişkilerinde de girişimci... Hem Alaattin Çakıcı ile arkadaş hem MİTin üst düzey yetkililerinden Kaşif Kozanoğlu ile... Müteahhit Şen, inşaat sürerken Yargıtay Başkanı Özkayaya MİT Mensubu Kaşif Kozinoğlunun onunla görüşmek istediğini söylüyor. Görüşmede Kozinoğlu, Alaattin Çakıcı ile ilgili davanın geciktirilmesini istiyor.Neden?- Çünkü Çakıcının elinde çok önemli bir film (veya bant) var... Çakıcı hüküm giyer ve hapse girer veya yurtdışına kaçarsa bant kaybolur...Yargıtay Başkanı Özkaya teklifi olumsuz karşılıyor. Zaten Çakıcı ile ilgili karar da 7 Nisanda verilmiştir...İlginç bir gelişmeye Sedat Ergin Hürriyette işaret ediyor. 7 Nisanda çıkan Yargıtay kararı postaya hayli gecikmeyle 3 Mayısta verilmiş, Çakıcı 5 Mayısta yurtdışına kaçmıştır. MİT yetkilisi Kozinoğlu yaptığı ziyaretin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagunun bilgisi dahilinde olduğunu söylüyor. Ancak Atasagun dün yaptığı açıklamada Kozinoğlunun MİT adına değil kendi adına hareket ettiğini söylüyor. MİTin artık Çakıcı gibi taşaron kullanmadığını açıklıyor. İyi gelişme. Ama durum gösteriyor ki Çakıcı MİTçileri hâlâ kullanabiliyor.Devlet tepeden tırnağa yıprandı. Onarım gerekiyor. Ama kim yapacak bu onarımı? Onu yapacak olanların derdi "herkes koltuktan kalksın, benim adamların otursun"dan öte gitmiyor... İşimiz zor... MİT yeniği... Troy filminde kullanılan Truva Atı parça parça Türkiyeye getirildi. Mizahçı dostumuz Sulhi Dölek uyarıyor: - Şu hediye atın içine iyice baksınlar. Yoksa tarih göz göre göre tekerrür edebilir! m.asik@milliyet.com.tr