CHP’nin hafta sonu Abant’ta yaptığı toplantıda Bursa Milletvekili Onur Öymen konuşuyor:
“İnsan siyasete sadece bir koltuğa sahip olmak için yakınsa, siyasete yazık ediyor, zamanını harcıyor. Eğer ilkeleriniz yoksa siyaset yapmayacaksınız.”
Doğru söze ne denir?
Deniz Baykal dün “Laiklik tehlikede” derken ayakta alkışlanıyordu...
Kılıçdaroğlu bugün “Laiklik tehlikede değil” derken yine ayakta alkışlanıyor.
Alkışlayanlar aynı milletvekilleri, aynı il ve ilçe başkanları...
Partiye maalesef bir koltuk hırsı ve milletvekilliği hevesi egemen olmuş durumda.
Kılıçdaroğlu’na gelince..
Kurultay’da söyledikleriyle bugün söyledikleri çelişiyor.
O gün kürsüde “Atatürk’ün İnönü’nün, Ecevit’in, Baykal’ın koltuğunda oturduğumun bilinci içinde hareket edeceğim” demişti.
Şimdi tam tersi yönde ilerliyor. Tipik bir ikinci cumhuriyetçi çizgisi izliyor.
Onur Öymen toplantıda diyor ki:
“AKP türban konusunu bir inanç meselesi, biz ise siyasi simge olarak görüyorduk.
Anayasa Mahkemesi, AİHM bize hak vermişti. Bu kadar mesafe kaydedilmişken birden AKP’nin çizgisine döndük?”
Tartışma yalnızca türbanda düğümlenmiyor... “Laiklik tehlikede değildir, cemaatlere saygılıyız” gibi söylemler... İktidarın İmralı ile anayasa değişikliği de öngörme pazarlığına girişmesi karşısında sessiz kalış... Hepsi etken...
Peki ne olacak? Öymen hayli açık konuştu:
“Şimdi yönetimin ne yapacağına bakacağız. Bu politika sürerse o zaman iş değişir...”
Yani... Eğer bu geriye gidiş değişmezse... Öymen ve CHP’nin temel değerlerini savunan üyeleri susup oturmayacaklar... Parti bir kırılma noktasına ilerleyecek...
Şortlu kızlar...Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç demiş ki:
“Üniversitemizde son derece güzel bir barış ortamı var. Öğrencilerimiz derslere başörtüsüyle de girebiliyor şortla da girebiliyor...”
Sayın Rektör içinden “şimdilik” demiş olmalı...
Dünya Basketbol Şampiyonası’nda Başbakan gelecek diye şortlu ponpon kızları sahaya sokmayacaksınız. Ceza alma pahasına ponpon kızları izne çıkaracaksınız...
Sonra Muş’ta kızlar derslere şortla girecek öyle mi?
Şimdilik olabilir tabii... Derslere türbanla da girilebilir, şortla da, mavalını yutturmak için kızın birine şort giydirip derse sokabilirler... Şimdilik...
Portakal’ın lekesi
Antalya’nın en köklü kurumu haline gelen Altın Portakal Film Festivali bu yıl 47 yaşında... Gerçek bir kültür şöleni halinde yaşanan bu büyük organizasyon Antalya’nın değerini katlıyor.
Bu yılki Altın Portakal’a yarışma filmlerinden çok dünya çapında bir yönetmenin söylemediği sözler damgasını vurdu. Adam defalarca “Ben öyle bir şey söylemedim” demesine karşın açık olarak ifade ettiği bu beyanına değil, uydurulan yalana itibar edildi.
İstediği kadar; “Ben iki ay önce Bursa’daydım. AKP’li belediyenin ev sahipliğinde sahneye çıktım, başları örtülü kadınlar şarkılarıma eşlik ettiler. Hiçbir şey olmadı!” desin. Dinleyen kim...
Sonunda dayanamadı çekti, gitti.
Antalya’da yapılan aslında Kusturica’ya karşı bir eylem değil, doğrudan CHP’li Başkan Mustafa Akaydın’a yönelik bir komplo... Akaydın belediyesi festivali yaygınlaştırdı, geliştirdi ve çok daha önemli bir şey yaptı: Festival maliyetini altıda bire indirdi!
AKP’li eski Antalya Belediyesi’nin 28.5 milyon liraya kotardığı festivali 5.5 milyon liraya üstelik daha renklendirerek halletti. Ortaya çıkan bu büyük farkı nasıl açıklayacak siyasi rakipler?
Gayet basit bir yolu var:
“CHP bir festivali bile yapamadı” diyecekler!
Onun için iki ay önce Bursa’da barış elçisi olan Emir Kusturica iki ay sonra Antalya’da “katliamcı Sırp militanı” haline getirildi. Şu suçlamaya bakın:
“Emir Kusturica Bosnalı kadınlar tecavüze uğrarken sessiz kaldı...”
Zeynep Oral yazısında bu namus kahramanlarına soruyor:
“Beyler bizim ülkemizde 12, 13, 14 yaşındaki kız çocuklarına toplu tecavüz eden onlarca herif zamanaşımı ya da kızın rızası vardı gerekçeleriyle serbest kalabiliyor, neden gıkınız çıkmıyor?”
Ama neyse, iyi ki gitti, Türkiye’nin üzerine bir de “Kusturica suikastı” yapışabilirdi.
Bugünden itibaren pastırma yazı başlıyormuş.
Garibanın görüp görebildiği tek pastırma da bu olsa gerek!
Fahrettin Fidan
Türkiye’deki milyoner sayısı bir yılda 3 bin 664 kişi artmış.
Yoksulların bol olduğu ülkede bu tür artış ister istemez dikkat çekiyor tabii...
Haldun Ertem
6. Cumhurbaşkanı Fahri S. Korutürk, (1903 - 1987) ölümünün 23. yıldönümünde, yarın 13.30’da, Moda Çocuk Parkı’ndaki büstü önünde Kadıköy Belediyesi’nce düzenlenen törenle anılıyor. Davetlisiniz...