Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçtiğimiz çarşamba günü MYK toplantısından sonra CHP’nin beş tepe yöneticisi; Kemal Kılıçdaroğlu, Önder Sav, Hakkı Suha Okay, Kemal Anadol ve Muharrem İnce, genel başkanın odasında biraraya geliyorlar. Konuşulan konulardan biri de, Cumhurbaşkanı Gül’ün bu yıl “tek”e indirdiği 29 Ekim Cumhuriyet resepsiyonuna katılınıp katılınmayacağı... Sav, Okay, Anadol ve İnce katılmamayı savunuyor. Genel Başkan ise henüz davetiyenin gelmediğini öne sürerek bu konuda acele etmemeyi öneriyor. Muharrem İnce bu toplantıdan sonra Meclis’e geliyor, CHP’nin KPSS konusunda Meclis’te yaptığı girişimle ilgili soruları yanıtlamak üzere kameraların karşısına geçiyor. Resepsiyon sorusu burada soruluyor. İnce, “katılmayacağız”, yanıtını veriyor. Kemal Kılıçdaroğlu ise aynı günün akşamı İstanbul’da aynı konudaki soruları yuvarlak sözlerle geçiştiriyor... Muharrem İnce’yi doğrulamaktan kaçınıyor.
Neticede... Kemal Kılıçdaroğlu’nun hangi fikre hizmet olarak başlattığı hâlâ meçhul olan türban açılımı CHP’nin ayağına dolanmıştır. Abdullah Gül kuşkusuz Kılıçdaroğlu’ndan cesaret bularak resepsiyonları teke indiriyor, CHP ve TSK’ya türbanı dayatıyor. CHP’yi de şimdi bu dayatma bölüyor. Çünkü tabandan gelen rahatsızlık Kılıçdaroğlu dışında kalan yöneticilerin rahatını kaçırmış onları tavır almaya zorlamıştır. CHP sancılanıyor...

Haberin Devamı

Deniz Som...

CHP nereye...
Değerli dostumuz Deniz Som’u, som altından bir gazeteciyi kaybettik...
Ömrü Cumhuriyeti, bağımsızlığı, devrim ilkelerini savunmakla geçti... Kendine özgü güçlü bir mizahı, güçlü bir kişiliği vardı. Hep gülen ve etrafını neşelendiren o adam sadece Cumhuriyet’e yönelik saldırılar vaki olduğunda sinirlenip hırçınlaşırdı. Çok çalışırdı. Gazete yazıları yanında Cumhuriyet’in kitap yayınlarında da görev almıştı. Bir dönem üniversitede ders verdi.
Sevgili Deniz’in akıl almaz bir huyu vardı... Birinci denen o gırtlak kazıyan kepaze sigaraya tutulmuştu. Yerli - yabancı filtreli sigaralar çıktı, o Birinci’yi terk etmedi. Nereden buluyorsa buluyor, ha babam içiyordu. Hem de günde birkaç paket... Bırak şu mereti diye çok söyledik. Dinlemedi. Bütün sigaraları tek başına bitirme iddiasındaydı adeta... Ya da dertlerine tek çareyi onda görürdü. Gepegenç adam sonunda akciğerinden vuruldu... Bizleri bırakıp gitti. Anısı hep yaşayacak...

Haberin Devamı

Leyla Gencer
Safranbolu’nun Yörük köyünde bir “Leyla Gencer Müzesi” açılacağını duymadı iseniz bizden duyunuz... Bu heyecan verici projenin hazırlıkları sürüyor...
Çağsav Başkanı Şefik Kahramankaptan, heykeltıraş Metin Yurdanur’un eseri bir Leyla Gencer büstünü yarın armağan etmek üzere Safranbolu’ya getiriyor. Büst, müze açıldığında Yörük Köyü’ne nakledilecek...
Projenin arka planında Safranbolu Kültür ve Sanat Derneği var. Başkan İbrahim Canbulat Safranbolu ve çevresini klasik müzikle sarıp sarmalamak için canla başla çalışan bir sanatsever aydın. Aynı zamanda ilçede küçük bir otel de işletiyor. Dernek önceki yıl “Hemşerimiz Leyla Gencer - La Diva Turca” anma etkinliği düzenlemişti. Önümüzdeki baharda 28 Mayıs - 4 Haziran arasında “Safranbolu Şan ve Oda Müziği Günleri”nin ilkini düzenleyecekler...
Yarın Safranbolu’da sözünü ettiğimiz bu etkinliklere yönelik bir sanatsever buluşması yaşanacak... Artık dünya çapında üne kavuşan Borusan Quartet’in konseri izlenecek. Leyla Gencer’in Yörük Köyü gezilecek... Köyde müze için kamulaştırılan konak görülecek. Leyla Hanım’ın babası Yörük Köyü’ndendi. Annesi malum; Polenezköy’den... Köyde Leyla Hanım’la ilgili anılar seslendirilecek.

Haberin Devamı

Stalin afişi
Türkiye’de yaşayan bir Rus hanımın gönderdiği posteri yayımlamış, bugünün Türkiyesi’yle paralellik kurarak, Stalin döneminde hazırlanan posterde “Konuşma başın derde girer” yazdığını kaydetmiştik.
SOL internet sitesinde bu afişleri açıklayan yazıda denildi ki:
“1941 yılında, yani Nazi Almanyası’nın Sovyetler Birliği’ne saldırdığı zamanlarda tasarlanan bu afişin üzerinde büyük harflerle ‘Gevezelik etme!’, daha küçük puntoyla ise ‘Uyanık ol. Böyle günlerde duvarları dinliyorlar. Gevezelik ve dedikodudan ihanete giden yol kısadır’ yazıyor. Bu afiş halkı, başta askeri birlik ve teçhizat sevkiyatları olmak üzere Sovyetler Birliği’nin durumuna dair bilgi toplamaya çalışan çok sayıdaki Nazi casusuna karşı uyarıyor.”

Devlet Bakanı Egemen Bağış, “AB yolunda kararlıyız, yolumuzda yürüyeceğiz” demiş.
Bu lafı duyan AB yetkilileri herhalde, “Yürrrüüü, anca gidersin!” demiştir.
Fahrettin Fidan

AKP İzmir il Örgütü Fazıl Say’ı senfoni konserine davet etmiş.
Bu İzmir’in AKP’lileri de bir başka oluyor vesselam...
Haldun Ertem