Çoğaltılan aile!

Biz sürekli can alınan bir ülkede çoğaltılan bir aileyiz... Artık çoğalmak istemiyoruz...
Sabahattin Ali’den Uğur Mumcu’ya... Abdi İpekçi’den Hrant Dink’e.. Katledilen aydınların aileleri bütün Türkiye’ye yukarıdaki çığlıkla seslendiler...
İlk kez böyle bir toplu hareket oluştu...
Bu alçakça cinayetlerin tetikçileri beş aşağı beş yukarı biliniyor, tanınıyor.
Ancak tetikçilerin arkasındaki gerçek failler ve tertipçiler bilinmiyor.
Tek bilinen, onların devlet içinde yuvalandıkları...
Emniyet’in, MİT’in, TSK’nın, yargının içine uzanıyor çeteler...
Hükümetler yıllardır bu cinayetlerin faillerini arar gibi yapıyor... Ama asla tetikçilerin perdelediği alanın ötesine geçemiyor. O yüzden faili meçhuller hep meçhul ve hiç bitmiyor.
“Katledilen aydınların ailelerini” desteklemeli, onların sesine ortak olmalıyız.
Çünkü o çete her zaman ayakta.. Dün Uğur Mumcu’lar vardı. Bugün Hrant’lar var.
İktidar Hrant Dink cinayetini aydınlatmak bir yana, kararmasına destek oluyor.
Cinayetler kararmasın... Geleceğimiz de...

Hrant Caddesi...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin önceki günkü oturumunda CHP’li üye Özgen Nama, gazeteci Hrant Dink’in adının Şişli’deki Ergenekon Caddesi’ne verilmesini önerdi. Ancak AKP grubu, Meclis’teki oy çoğunluğu ile kararı reddetti. İlke olarak adı olan bir caddeye başka bir ad verilmediğini bildirdi. Hrant Dink adının yeni bir caddeye verilebileceğini söylediler. CHP’liler bu açıklamaya pek inanmış görünmediler. Önerileri geçerliğini koruyor.

Neden uyundu?
Halen Çalışma Bakanı olan eski Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, Bugün gazetesinde Seda Şimşek’in sorularını yanıtlıyor.. Soru:
- Sizin Başbakanlık Müsteşarı olduğunuz dönemde hazırlanmış darbe planları ortaya çıkıyor...
Yanıt:
- Biz o planların olduğu dönemde, onların hepsinden haberdar olmuştuk, onların bilgisini almıştık. Bizim birçok plandan zamanında haberimiz oldu. Balyoz hârekatında olduğu gibi ona benzer, ama farklı türde simülasyonların hepsinden haberimiz vardı.
* * *
Ömer Dinçer’e burada sorulması gereken sorular şunlardır:
- Balyoz harekâtından haberiniz olduğuna göre durumu herhalde Başbakan’a bildirdiniz. Peki Başbakan ne yaptı? Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ü uyardı mı? Neden onu görevden almadı? Bir araştırma istedi mi?
Hilmi Özkök’le ilgili olarak da şunlar sorulmalı:
- Özkök yardımcılarının darbe hazırlığı içinde olduğunu görmüşse onları uyardı mı? Cezalandırdı mı? Görevden el çektirdi mi? Adli makamlara haber verdi mi?
Bunların hiçbirinin olmadığı biliniyor. Ne Erdoğan, ne Özkök ne generaller kıllarını kıpırdattı o dönemde.
Peki neden?
Çetin Doğan’ın düzenlediği etkinlik bir darbe değil de plan çalışması olduğuna ilişkin inanç yüzünden mi?
O zaman öyle bir inanç var idiyse bugün ortalık neden darbe - darbe diye birbirine giriyor?

Asker
Gürol Fıçıcı yazıyor:
“Bir hafta önce ABD’den dönüyordum.
San Diego Havaalanı’nda kontuar önünde bekliyorduk.
Kimimiz ayakta, çoğunluk oturuyordu.
Uçağa bağlantı sağlayan körüklü yoldan kaptan pilot çıkageldi, kontuarın arkasına geçti. Mikrofonu eline aldı. Önce kendini tanıttı.
Uçuş hakkında kısa bilgi verdi.
Sonra yolcuları uçağa davet edeceğini söyledi.
Ve söze şöyle başladı: ‘Business class ve first class yolcularından önce Amerika’nın gururu, kahraman ordumuzun kahraman askerlerini izninizle uçağa davet ediyorum...’
4 alabros tıraşlı asker uçağa giderken herkes alkışlıyordu......
* * *
Van Havaalanı’nı göz önüne getirelim.
THY kaptan pilotunun mikrofonu eline alıp, terör ve bölücülere karşı kahramanca savaşan TSK’nın asker veya gazilerini övgüyle ve gururla uçağa davet ettiğini düşünelim.
Yer yerinden oynar.
Türkiye sevgisizliği ile maruf ne kadar entel varsa ortalığı yıkar.
Kaptan pilot ise kendini muhtemelen Ergenekon soruşturmasının içinde bulur...”

“Bugün git yarın gel” kalkacak, devlet artık dakik olacakmış.
Yani... “Bugün git, 1446 dakika sonra gel’ olacak...
Fahrettin Fidan

TRT
TRT spor kadrosu bir yaşına daha girdi... Bünyesinde en az 15 spor spikeri barındıran; Levent Özçelik’ten Kerem Öncel veya Güven Göktaş’a kadar ülkenin en iyi spor spikerlerini yetiştiren TRT’de adam kalmamış gibi... Galatasaray ile Antalya arasında bu akşam oynanacak Ziraat Türkiye Kupası maçını Kanal 24’ün Spor Müdürü ve Zaman gazetesi spor yazarı Okay Karacan anlatacak...
Ne alaka? Kimse bilmiyor. Spor servisine bir açıklama yapılmaması, bu serviste çalışan arkadaşların fena halde canını sıkıyor.

“Darbe dönemi bitti” dendiği zaman artık “darbelerin” değil “laik, ulusal, bağımsız devleti yıkma” önündeki ordu engelinin bittiğini anlıyoruz
Gülhan Elmas

Oliver
Darüşsafakalı genç oyuncular Haitili kardeşleri için İş Sanat’ta sahneye çıkıyor... Darüşşafaka öğrencileri, Oliver müzikalini 13 Şubat’ta Saat 15.00’te Haiti için sahneleyecek... Biletler:
İş Sanat Ana Gişesi: 0212 316 10 83 ve Biletix’te...

Adli Tıp, 4’e karşı 7 oyla “Islak imza”nın Dursun Çicek’e ait olduğuna karar vermiş.
Oy dökümüne bakılırsa imza “Yarı ıslak” oluyor...
Haldun Ertem