Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

- Bu konuda biz de çalışma yapıyoruz. Size söz, bir hafta sonra bu önerge görüşülecek, dedi.Tamaylıgil, aradan aylar geçmesine karşın verilen sözün tutulmadığını görünce geçenlerde, önergesinin öne alınması istemiyle bir önerge verdi. Önerge, önceki gün Genel Kurulda ele alındı ve AKPlilerin oylarıyla reddedildi. Peki neden mi? AKP Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz açıkladı:"Gündemimiz çok yoğun. Bu konuyu, günü, zamanı geldiğinde hep birlikte araştıracağız."AKPnin bu konunun araştırılmasından neden kaçtığını, bir CHP milletvekili şöyle açıklıyor:- Halkı hortumlayan, bu holdinglerle iç içeler de ondan. Örneğin halen kabinede bulunan üç bakan, Yimpaşın Almanyadaki şubelerinin açılışına katılarak halkın aldatılmasında rol oynamıştı...Hortumcular da malum ikiye ayrılıyor: "bizden olanlar", "bizden olmayanlar!.." CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, bundan 2 yıl önce Meclis Başkanlığına, "Halktan para topladıktan sonra batan İslami holdingler"le ilgili bir araştırma önergesi verdi. 2004 yılı Mayısında AKP Grup Başkan Vekili Faruk Çelik, Tamaylıgili arayarak, The Washington Times gazetesi, "Türk kamuoyundaki ABD taraftarı hava, Başbakan Erdoğan iktidara gelince bozulmaya başladı" demiş. Yani, "Hata yine ABDnin hatası" diyor. Basında son günlerde sahte içki ile birlikte sahte sigaranın da sağlığı tehdit ettiği yolunda haberler yayımlanıyor. Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Üyesi Prof. Elif Dağlı diyor ki:- Zaten öldürücü olan bir ürünün sahtesinin öldürücü olduğunu söylemek kara mizahtır. Sigara dumanında 81 adedi kanser yapıcı olmak üzere, 4000 kimyasal madde bulunmaktadır. Katran, karbonmonoksit, aseton, amonyak, arsenik, formaldehid, cadmiyum, benzen, siyanür bunlardan sadece birkaçıdır. Sigaranın sahtesi Adalet Bakanı Çiçek, Kadınlar Günündeki olaylar için, "Polisimizi anlayışla karşılamak gerekir" demiş. Demokratik hakkını kullanan insanları da anlayışla karşılamak gerekmez mi? CHP Milletvekili Emin Koç, önceki gün seçim bölgesi Yozgatta vatandaşlarla sohbet ediyordu. Karşısında "Fanatik AKPli" bir seçmeni görünce hafif alaylı ses tonuyla;- Naber arkadaş, dedi. Nasıl gidiyor senin parti? - Ben artık AKPli değilim, AKPyi bıraktım!- Yapma yahu, ne oldu ki? - Bunlarda heç iş yokmuş, baksana Amarika bile bıraktı onları. Yozgat havası... Hükümet yetkilileri var güçleriyle "Tahrik var" ,"Provokasyon var" diye 6 Martta kadınları döven emniyet güçlerini savunuyorlar. Düşünce Suçuna Karşı Girişim Grubu, bu konuda bilinmeyenleri veya unutulanları anımsatıyor. Diyor ki:- Başbakan Erdoğanın, Dışişleri Bakanı Gülün, Adalet Bakanı Çiçekin ve İstanbul Valisi Muammer Gülerin bu konuda söylediklerinin hiçbir anlamı ve değeri yoktur.1982 Anayasası şöyle diyor:"Herkes, önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir" (Madde: 34)Aynı hak, "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası"nda da aynen tekrarlanıyor. Ama hem devlet yetkilileri hem de medya, hâlâ "izinsiz gösteri" deyimini kullanmaya devam ediyor! Ne izinli gösteri, ne izinsiz gösteri olabilir. Çünkü Anayasaya ve yasaya göre izin zorunluluğu yoktur. "Haber verme" zorunluluğu vardır... Niye mi?Devlet durumu bilsin ve barışçıl bir gösteriye karşı bir saldırı olursa göstericileri koruyabilsin diye...Gösterici "haber verme" şartını yerine getirmezse ne olur?Polise, "Bu gösteri yasadışı" diye dağıtma hakkı mı doğar?Hayır. Eğer o gösteriye karşı olanlar saldırırsa zarar görenler devleti suçlayamazlar o kadar... Sayın Erdoğan, Gül, Çiçek bu gerçekleri öğrenip halka anlatacakları yerde polisi savunmaya çalışıyorlar. Türkiyenin mahcubiyetini artırıyorlar... m.asik@milliyet.com.tr İzinli gösteri!