Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Dersim katliamını İsmet İnönü’nün başında bulunduğu CHP yaptı... Onur Öymen Dersim katliamını savundu... DTP’li Tunceli Belediyesi, Dersim isyanının elebaşısı Seyid Rıza’nın heykelini dikti, vs.”
Referandum öncesi ve sırasında CHP ile Tuncelili yurttaşları birbirine düşürmek için yapılan tahrikleri anımsamış olmalısınız.
Sonuç? Tunceli, yüzde 81 ile en yüksek “hayır”ın çıktığı il oldu.
Peki Tuncelililer neden bu yönde oy kullandı? Bunu bilse bile Tunceli Milletvekili Kamer Genç bilir dedik, sözü ona verdik:
- Tunceliler bilinçli insanlardır. Değişikliklerin ne olduğunu bildikleri ve ülkeyi tek kişi diktasına götüreceğini gördükleri için hayır oyu kullandılar. Tunceli’yi CHP’ye düşman edebileceklerini zannedenlere güzel bir ders verdiler. Bu güzel sonuçta Recep Bey’in katkısını da unutmamak lazım; ‘Artık yargıda dedeler tayin yapamayacak’ sözüyle bize en az birkaç puan kazandırdı.
- Katılım yüzde 67 oldu. Bu biraz düşük değil mi?
- Katılım 2009 yerel seçimlerinde yüzde 80 idi. 13 puanlık düşüşün önemli sebeplerinden biri tayinlerdir. Seçmen kayıtları Tunceli’de olan yüzlerce asker, polis, öğretmen ve diğer sivil memur referandumdan kısa süre önce başka illere tayin olup gittiler. Bir başka neden de güvenlik nedeniyle her 15 - 20 köyden sadece birine sandık konulması... Bu nedenle de sandığa gidemeyenler oldu...
- Ya boykot?
- Hozat dışında fazlaca bir etkisi olmadı.


Mimar Oktay Ekinci, “Okuyan iller
‘Hayır’ dedi” demiş.
O illerin canına
okunması muhtemeldir!
Fahrettin Fidan


Ekonomimizin tam gaz büyümeye devam etmesi harika bir şey ama orda da “Büyümeden faydalananlar, faydalanamayanlar” şeklinde
bir bölünme var...

H. Ertem



Şeffaf sandık...
Profesör Emin Niron yurtdışından yazıyor: “Bizde kullanılan seçim sandıklarından inanın dünyada hiçbir yerde kalmadı. Euronews, CNN, BBC’de özellikle takip ediyorum, son Afganistan seçimleri dahil, Afrika’da bile şeffaf, üstü mekanizmalı, kapaklı sandıklar kullanılmakta. Bizde hâlâ yer yer portakal sandığından daha kötüleri kullanılıyor maalesef. Böyle bir sandık görüntüsü referandumla ilgili haberlerde Euronews kanalında özellikle zumlanarak kullanıldı. Bize hiç yakışmıyor.

Haberin Devamı



Patolojik tahlil!
Sosyolojik tahlil tarafsız ve bağımsız ölçütlere göre yapılır.
Eğer sosyolojik tahlilleri siyasetçilerin meydanlarda halkı tavlamak veya kışkırtmak için kullandıkları deyimlerden hareketle yaparsanız hapı yuttuğunuzun resmidir.
O hesaba göre Ege - Akdeniz kıyıları darbeci, İç Anadolu başta olmak üzere ülkenin geri kalanı demokrat sayılacak...
Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy gibi Batılı yaşam tarzını seçmiş kıyılar darbeci ve muhafazakâr, Esenler, Bağcılar, Sultanbeyli gibi ilçeler demokrat, özgürlükçü, çağdaş diye nitelenecek.
Hiç mantığa sığıyor mu?

Minibüs terörü...
İstanbul’da birkaç gün önce kırmızı ışığa uymayan bir minibüs tankerle çarpıştı, 13 vatandaşın ölümüne neden oldu. Metin Yaykınlıoğlu soruyor:
- Merak ediyorum, minibüsçü ve şoförlerin meslek odaları ve dernekleri ne iş yapar? Bunların adlarını sadece oda veya dernek yönetimlerinin seçimlerinde yaşanan olaylar ve kavgalarla hatırlıyoruz. Bu kuruluşlar, üyelerini ciddi bir eğitimden geçirmeyi hiç akıllarına getirmez mi? Üyeleri üzerinde hiç denetimleri yok mudur? Mesleği uygarlaştırmaya çabalamazlar mı?
Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği Genel Başkanı İhsan Memiş ise bakınız neler söylüyor:
- 2010 yılında TBMM’de siyasi partiler, trafik ve yol güvenliği alanında sonucu çok kötü bir kanuna imza atmıştır. Kanunlarda minibüsün tarifi açıktır. Sürücü dahil en fazla 9 - 15 yolcu alabileceği belirtilmektedir. Bu sayının üzerinde yolcu alanlara verilen ceza da yolcu başına 63 TL iken, bu ceza TBMM’de geçen temmuz ayında minibüs başına 50 TL ye indirilmiştir. İstanbul’daki kazada minibüste 27 yolcu vardır. Bunun 15 tanesi yasal, geri kalanı yasal değildir. Minibüsler 50 kişiyi de bindirip hepsini ölüme de götürse ödeyeceği ceza toplam 50 TL’dir. Eski yasada her fazla yolcu başına ceza öngörülmekteydi. Biraz daha caydırıcıydı. İstanbul’da minibüs hatları trilyonluk hava paraları ile satılırken 50 TL ceza tabii ki kimseyi caydırmayacaktır. Hükümete önerimiz cezaların en azından eski düzeye çekilmesi ve denetimlerin sıklaştırılmasıdır.

Hokey...
Basketbol dışında dünya ikincisi olduğumuz bir başka takım sporu yok demiştik... Varmış...
Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Mali İşler Müdürü Arif Birdinç:
- Sualtı hokeyinde hem erkek, hem kadın takımımız dünya ikincisi oldu... Erkek takımımız Avrupa şampiyonluğunu, kadın takımımız Avrupa üçüncülüğünü kazandı, diyor...
Dünya ikinciliği ödülü olarak sporculara kişi başı 4500 TL ödenmiş.
Ülkemizde Sualtı hokeyi oynandığından haberimiz yoktu. Meğer 2008 yılı Avrupa şampiyonası da İstanbul’da yapılmış.
Bunları bilmemek ve duyurmamak da biz basının ayıbı tabii ki...