Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Genelkurmay 2. Başkanı Org. Aslan Güner hakkında açılan soruşturma, iki gündür gazetelerin manşetlerinde dolaşıyor...
Sebep? “Taraf” gazetesinin bir haberi... İddiaya göre Aslan Paşa, 2007’de Genelkurmay İstihbarat Başkanı iken İsrail’den aldırdığı bir sistemle 2 bin kişiyi yasa dışı dinletmiş. Bu işi de Mercedes minibüse takılan bir cihazla yaptırmış.
Gerçi Genelkurmay, bizzat Aslan Güner’in istemi üzerine derhal soruşturma başlattı ama dinlendiği iddia edilen kişiler sabırsız! İddia kesinleşmiş gibi bir yaylım ateşini başlattılar... Askerleri ortada henüz kanıt olmadığı halde ağır sözcüklerle eleştirdiler.
Geçen hafta benzer bir suçlamayı Emniyet Müdürü Hanefi Avcı yaptı malumunuz... Cemaatin insanları yasa dışı dinlediğini, bu kayıtların daha sonra ihbar mektuplarına dönüştürüldüğünü kitabında yazdı.
CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de yıllardır, Başbakan’ın gizli örgüt kurduğunu, dinleme amacıyla 14 mobil cihaz ithal edildiğini söylüyor. Ne var ki bu ihbarlar nedense pek ciddiye alınmıyor!
Bu arada yandaş medya hemen her gün yasa dışı bir dinleme veya izlemeyi yayımlıyor.
Daha dün yandaş manşetler yeni bir yasa dışı dinlemeyle ilgiliydi. Devletin elindeki aygıtlar dinlemeyi yapanları da anında saptayabiliyor.
Ancak bugüne dek bu dinlemeleri yapanlardan bir kişi olsun yakalanıp mahkemeye çıkarılmış değil.
Anlaşılan o ki, iktidarın işine yarıyorsa yasa dışı dinlemeler suç sayılmıyor...
Sadece TSK’dan birileri yaparsa suç...
Org. Güner’le ilgili soruşturmanın sonucunu merakla bekliyoruz...

Haberin Devamı

Danıştay out...
Anayasa paketinde fazla tartışılmayan ama çok önemli bir tuzak da Danıştay’la ilgili...
Evet çıkarsa Danıştay ülkenin ve insanların zarara uğradığı birçok konuyu ele alamayacak..
Anayasa taslağında 125. maddenin 4. fıkrası diyor ki:
“Yargı yetkisi, idari işlem ve eylemlerin hukuka uygunluğunun denetimiyle sınırlı olup hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz.”
Yani...
Artık idari yargı önüne gelen davalarda kamu yararı, sosyal adalet, eşitlik, sosyal devletin görevleri, çevre, doğal kaynaklar ve kamusal mülkiyetin korunması gibi ilkelere dayalı karar veremeyecek... İtirazları sadece hukuk yönünden karara bağlayacak.
Başbakan yeni anayasa maddesini bakın nasıl savunuyor:
“Türkiye’de parlamentonun da, yürütmenin de üzerinde bir yargı gücü var. Seni engelliyor. Ben bugün vali ataması yapamıyorum. Seni engelliyor. Atadığım valiyi geri iade ediyor aynı anda. İstediğim valiyi istediğim yere atayamazsam, bu ülkede ben nasıl icrai faaliyet yapacağım?”
Anayasa değişince idari yargı haksız atamaları durduramayacağı gibi peşkeşe dönüşen özelleştirmeleri iptal edemeyecek, haksız zamları durduramayacak, orman talanını, kıyı yağmasını vb. önleyemeyecek, sömürüye dur diyemeyecek.
İktidarca hazırlanan kitapçığın 40. sayfasındaki gerekçeye bakalım:
“Kamu yararı gibi sübjektif bir kavramla birçok özelleştirme kararı iptal edilmiş, böylece küresel sermayenin Türkiye’de yatırım yapması ile ilgili birçok zorluk çıkarılmıştır.”
Maddenin Türkiye’yi sömürüye açtığı daha açık nasıl söylensin...

Haberin Devamı

Nobelli
Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk demiş ki:
- Anayasadan çok fazla anlamam, çünkü hukuki ve siyasi bir belgedir.
Oysa yapılacak değişiklikler ortaokul tahsili olan birinin anlayacağı kadar açık.
Ancak demek anlamamış ya da öyle görünmek daha işine geliyor:
Ali Sirmen, Orhan Pamuk için diyor ki:
“Yapılacak referandumda, anlamadığı anayasa konusunda vereceği oy, benim de yazgımı çizecek. Hiç değilse:
- Anayasadan çok fazla anlamam, onun için referandumda oy da kullanmayacağım demeliydi.”
O zaman da AKP’ye ayıp olurdu tabii!..
Peki, Pamuk neden mi evet verecekmiş?
Çünkü paketi “12 Eylül ile hesaplaşma belgesi” olarak değerlendiriyormuş.
Yalnızca “anlamamış” değil üstelik paketi “ters anlamış” üstat...

Haberin Devamı

Erdoğan ne demişti? “Bu anayasa paketini hap gibi yutturacağız.”
Son anketlere bakılırsa halkımızın yarısı hapı yutmuş görünüyor. Sandıktan “evet” çıkarsa diğer yarısı da hapı yutacak...
Haldun Ertem

Air force
Bülent Esinoğlu 30 Ağustos törenlerini gururla izlerken kamera Hava Kuvvetleri Merasim Taburu’nun davulu üzerine zum yapıyor. Orada şu ibare okunuyor:
“Turkish Air Force Band” yani “Hava Kuvvetleri Bandosu”...
Bandonun adı neden Türkçe değil de İngilizce yazılmış?
Elbet merak çekiyor.

Orhan Pamuk: “Yazar ülkesinde sevilmek ister.”
Anlaşılan arkadaş tek taraflı sevgi istiyor!
* * *
Yandaş medyaya göre yargı “hayır” için Apo’ya sığınmış.
Yargıyı bilemeyiz ama iktidarın “evet” için sığındığı kesin.
Fahrettin Fidan

Şeftali
CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen, Bursa’da pazar yerinde satıcılara anayasa paketini anlatıyordu:
- Biri size çok güzel bir şeftali uzatsa ve para - mara istemiyorum, al bunu ye, dese yer misin?
- Tabii yerim...
- Peki, aynı kişi, ama verdiğim şeftaliyi çekirdeğiyle yiyeceksin, dese...
- O zaman tabii ki yemem...
Onur Öymen sadede geldi:
- İşte anayasa değişikliği paketi de bu şeftali gibi bir şey. Dışı lezzetli içi tuzak dolu... Yargıyı iktidara bağlamak için vatandaşa tuzak kurdular... Tuzak maddeleri şeftalinin içine sakladılar. Sakın yemeyin. Hayır, deyin...