İncirliki bana bırak gerisine karışma!Aklına esen her ülkeyi ziyarete gitme!Gel Suriye ve İrana beraber saldıralım.Halkına söyle beni sevsin!Güney Kıbrısı tanı! Kuzey Kıbrıstan çık!Tezkereyi geçir. Askerime kucak aç!Apoyu yeniden yargıla! Yargılamakla kalma, akla! Soykırımı tanı! Federatif ol! IMFnin sözünden çıkma! Patrikhanenin ekümenikliğini kabul et!Papaz okulunu aç! Lozan Antlaşmasını unut!Sevr Antlaşmasını yürürlüğe sok!Ilımlı İslama modellik yap!Her bir şeyini özelleştir!Madenlerini bana devret!Hitlerin kitabını okuma!Misyonerlere karşı misafirperver ol!Tarım yapma, üretme, ben sana satarım!Başına çuval geçirirsem sus, ses etme!Aponun "demokratik konfederalizm" önerisini değerlendir!Dilini unut! Benim dilimde eğitim yap !Benim filmlerimi seyret, benim müziklerimi dinle!Binbir emekle yetiştirdiğin gençleri bana gönder!Vs... vs... vs... BİR tarih aldın diye hemen rehavete kapılma! Türk ekonomisinin 2004 yılında yüzde 9.9 oranında büyümeyle dünya birincisi olması büyük başarı... Bu büyümeyi vatandaşa çaktırmadan sağlamak ise tek kelimeyle mucize... Çatalcada, Çanakkale Zaferinin 90. yıl kutlamalarında açılış konuşmasını yapan İmam Hatip Lisesi Müdürü, Çanakkale Zaferi yerine Uhud Savaşını, Atatürk yerine ise Asım Bin Sabiti anlatmış.Bunu nasıl mı başarmış? Lafı oradan oraya nasıl mı getirmiş? Aydınlık dergisine göre müdür bey lafa şöyle başlamış:"...Çanakkale deyince aklıma Mehmet Akif Ersoyun Asımın nesli gelir. Ben de bu vesileyle araştırdım ve İslam Ansiklopedisinde Asım bin Sabiti buldum. İsterseniz Asım bin Sabiti hep birlikte öğrenelim..."Müdür bey lafı buraya getirdikten, sonra gerisi kolay olmuş. Çatalca zaferi Kavaklıdere Şaraplarının yöneticisi Ali Başmanla sohbet ediyoruz:- 1985 yılında Kavaklıderedeki bağlarımızı sattık, çok iyi paralar elde ettik, diyor, o günlerde faizden büyük paralar kazanılıyordu. Bize de parayı faize yatırmamız öğütlendi. Biz dinlemedik, yeniden bağcılığa ve şarapçılığa yatırım yaptık. Buna da pişman olmadık. Ama son ÖTV zamlarıyla ortaya çıkan tablo bizi kara kara düşündürüyor..Ve ilk kez " Acaba o gün yanlış mı yaptık?" diye düşünüyoruz. Şarap sanayii çok kritik bir noktada... Kavaklıdere bağı... Üsküdarlı okurumuz SSK emeklisi Şadıman Kolcuoğlu, akciğer hipertansiyonu adı verilen milyonda bir görülen hastalığa yakalanmış. Verilen ilacın kutusu 7 milyar TL. İlk kutu ilacı SSK getirtmiş. Birinci kutu biterken Şadıman Hanım ikinci kutu için başvurmuş. SSKnin bu defa verdiği yanıt:- İlacı siz getirin parasını biz ödeyelim.İlaç İngiltereden gelecek.. Zor değil. Ama işçi emeklisi Şadıman Hanım, 7 milyar lirayı nereden bulacak? Ayrıca bulup ilacı getirtti diyelim, acaba 7 milyar lira eline ne zaman geçecek? SSK Genel Müdürü ne der bu işe? SeSeKe Eğitim Kurumları Müdür Yardımcılığı sınav soruları, neden sınavdan sonra açıklanmadı? Sınava giren öğretmenler kuşku ile bu soruyu soruyor. Sınavdaki kimi sorulara da anlam verilememiş. Örneğin:- Muğlada yetişen parfüm yapımında kullanılan ağacın adı nedir?Yanıt "Sığla Ağacı" imiş. Ne alaka? Sınav Türkiyede her 4 kişiden 1i ruh hastasıymış. Tabii bir de durumunu belli etmeyenler var... Hükümet ÖTV zamlarıyla alkollü içki piyasasına peşpeşe darbe vurunca şarap sektörü sarsıldı. Üzüm üreticisinin ufkunda kara bulutlar oluştu. CHP konuyu incelemek üzere parti içinde bir araştırma komisyonu oluşturdu. Tokat Milletvekili Orhan Diren başkanlığında Yaşar Tüzün, Mustafa Gazalcı, Türkan Miçooğulları, Halil Tiryaki, Gürol Ergin ve Enis Tütüncüden oluşan komisyon bir rapor hazırladı. Bu rapor önceki akşam halen TBMM Misafirhanesi olarak kullanılan Atatürkün Floryadaki yazlık köşkünde verilen bir yemekte basına anlatıldı... Tarihi mekânda, Komisyon Başkanı Orhan Ziya Direni dinlerken hayli yararlı bilgiler edindik... Türkiye bağcılık alanı olarak dünyanın 6ncı, üzüm üretiminde 5inci büyük ülkesi... Ne var ki şarapta dünya üretiminin ancak binde 2sini gerçekleştiriyor ve sonlarda yer alıyoruz... Fransada yılda adam başına 58 litre şarap türekitilirken bizde bu rakam 0,1 litre (900 gram)... Onun da önemli bir bölümünü turistler içiyor. Kuruüzümde dünyanın ikinci büyük üreticisiyiz. Ne var ki kuruüzüm para getirmiyor. 60 yıldır fiyatı 1 doların üzerine çıkmıyor.Üzümü şarap yaparsanız karlı... Fransanın şarap ihracından elde ettiği gelir Türkiyenin toplam ihracatından daha fazla. Ne var ki Türkiye bu alanda pek ağır kalmış. Şimdi de korkunç ÖTV zamlarıyla gerileme devrine adım atıyor.Hükümetin son iki yılda yaptığı yüzde 225e ulaşan ÖTV zamlarıyla sofra şarapları yüzde yüz, kalite şarap yüzde 15 - 30 oranında pahalanmış.Şarap tüketimi düştüğü için bağcılığın geleceği kararıyor. Oysa üzüm bilindiği gibi kıraç alanlarda yetişebilen, Türkiye koşullarına çok uygun bir ürün. Ne olacak bu gidişle?Piyasaya yabancı şaraplar istila edecek. Korsan üretim artacak. Kaçak çoğalacak. Üretici mağdur olunca köyden şehre akın hızlanacak... vs.Şaraba yapılan ÖTV zammının Maliyeye anlamlı bir geliri yok. Ama şarap üretiminin düşmesinin ekonomiye zararı büyük..Bu yüzden CHP Araştırma Komisyonu bir konuda çok emin- İçkiye bindirilen ÖTV zamları tamamen ideolojiktir...Hükümet bu zamlarla kendi tabanına:- Halkı alkolün kötülüklerinden kurtarıyorum, mesajını veriyor belki...Ama hayati önemdeki şarap ve içki sektörünü üreticisi, işçisi, nakliyecisi, ambalajcısıyla öldürüyor.200 milyon dolarlık bir bira yatırımının durdurulduğu ve yabancı üreticilerinin ülkeyi terke hazırlandığı anlatılıyor...Birileri ahlakçılık gösterisi yapalım derken on binlerce insanı açlığa sürüklüyorlar.Ekonomik cehalet içki sarhoşluğundan da kötü birşey ne yazık ki... m.asik@milliyet.com.tr Şarabın günahı...