“Ya Rabbim, Bu referandum vesilesi ile geldik kapına...
‘EVET’leri çok eyle...
‘HAYIR’ları yok eyle...
Laik-Kemalistleri şok eyle ya Rabbim...
Ya Rabbim...
Geldik kapına, bu referandum vesilesiyle bizi kabul eyle...
Darbukamızı davul eyle, yoncamızı marul eyle.
Atatürkçü olmayı zül, vatandaşı kul, laik cumhuriyeti kül eyle ya Rabbim, geldik kapına..”
* * *
Bekir Coşkun’un referandum öncesi yazılarından biri böyle satırlarla başlayıp gidiyordu. Anlaşılan bu güzel yazılar mahvetti onu!
İktidar baskısı adı verilen korkunç hayalet çekip alıverdi elinden klavyesini...
Gazetecilere Özgürlük Platformu açıkladı:
“Bekir Coşkun’un işine son verilmesiyle tüm gazetecilere otosansür dönemine girdiğimiz tebliğ edilmiş olmaktadır.”
Fransızların sözü vardır;
Bir genç kız nesi varsa ancak onu verebilir...
Bir yazar da kafasında nesi varsa onu yazabilir... Başkasının dikte ettiğini yazana zabıt kâtibi denir.
Seçim yaklaştıkça daha neler olacak?
Kimler gidecek kimler kalacak?
Bülent Tanla diyor ki:
- Bugün yaşadıklarımız yaşayacaklarımızın yanında meltem esintisi gibi kalabilir.
Neyse ki ileri giden birinci sınıf bir demokraside yaşıyoruz... Ya bir de geriye giden demokraside yaşasaydık...
İsa bara girince...
Profesör Şehmuz Güzel Paris’ten bir fıkra göndermiş...
İsa Peygamber dünyaya geri dönmüş. Bir bara girmiş:
- Ben İsa’yım diye kendini tanıtmış. Tabii inanmamışlar. İspat et bakalım, demişler.
Köşede tekerlekli sandalyede bir adam içkisini yudumluyormuş. İsa ona yaklaşmış. Elini omzuna koymuş. Hooop, adam birden ayaklanmış...
Öteki köşede bir kör birasını yudumlarken İsa ona yaklaşmış. Elini adamın gözlerine sürmesiyle körün gözlerini açması bir olmuş. Körün yanındaki kişi bunu görünce ayağa fırlamış:
- Aman, demiş bana dokunma
- Neden, iyileştireceğim seni de...
- İstemem, ben memurum, hastalık iznindeyim sakın bana dokunma...
Çılgın projeler!
Başbakan Erdoğan’ın gazeteci Hıncal Uluç’a sözünü edip de içeriği hakkında hiçbir bilgi vermediği “çılgın proje”ler neler olabilir? “Çılgın gazeteci” Fahrettin Fidan, “örneğin mesela” diyor, bir düşünüşte aklına geliverenleri sıralıyor:
- Milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmak. Görev başındayken yargının önüne ilk çıkan iktidar olarak milletvekilleriyle birlikte hesap vermek.
- Her türlü şatafata son vermek. Başbakanlığa ait uçak ve helikopterleri satıp yurtiçi seyahatleri tarifeli uçaklarla yapmak. Tasarruf konusunda Ahmet Necdet Sezer’i kendisine örnek alacağı sözünü vermek.
- Fazıl Say’ın konserine gidip Nâzım Hikmet Oratoryosu’nu dinlemek
- Bedri Baykam’ın “Nü” ağırlıklı yapıtlarından oluşan sergisinin açılışına katılıp bu tablolardan birinin önünde poz vermek.
- Halkoylamasında “hayır” oyu veren sanatçılarla Arif’in “Çiçek Bar”ında bir araya gelip sanat üzerine sohbet etmek.
- Siyaseti bırakmak, hemen ardından top sakal bırakıp Tophane’de galeri açmak.
Teos
Seferihisar, küçük şirin bir Ege ilçesi... Geçen yıl Cittaslow zincirine eklenen Türkiye’nin ilk halkası oldu. Cittaslow, “Yaşamın Kolay Olduğu Kentler Uluslararası Ağı” demek.
Gelgelelim burası Türkiye... Güzel olan hiçbir şey ‘kolay’ olamaz. İlçenin başına bir bela sevk edildi. Orkinos çifliği kurma kararı veriliyor.
Dün Seferihisar’da deniz eylemi yapıldı. Belediye Başkanı Tunç Soyer, ülke çapında küçük bir seferberlik ilan etmiş. Tiyatrocular, oyuncular, sanatcılar, gazeteciler, politikacılar, ilçeye toplandı. Orkinos çiftliği kurulması planlanan bölgede hep birlikte yüzme eylemi yapıldı.
Eyleme damga vuran konuşma ise avukat Şehrazat Mercan’dan geldi:
- Biz bu çiftlikçileri Akdeniz’e dökeceğiz!
Sayın Başbakan’ın yüzde 42 hayır oyu veren vatandaşlara “darbeciler” demesi ne kadar yanlış ise; onların da, yüzde 58’in içindekilere “madımakçılar” demesi o kadar yanlıştır...
Ülkü Çetinkanat
Besni
Ülkemiz festival yönünden hayli zengindir: Karpuz festivali, şeftali festivali, üzüm festivali, antep fıstığı festivali, film festivali, caz festivali, sanat festivali vs...
Her yerde her türlü festival vardır ama eğitim festivali sadece bir ilçede yapılır: Adıyaman’a bağlı Besni’de.
Şu sırada devam eden festivali 12 yıldır Besnili işadamlarının kurduğu Besni Eğitim Vakfı düzenliyor...
Bayram kapsamında, panel, sergi, konser, söyleşi ve geziler yapılıyor. Vakıf ayrıca yıl içinde eğitim kurumlarının bakım onarım ve tadilatını yapıyor. Vakfı duyan Japon bir işadamı Besni’ye “AC Yamazaki” adlı okulu yaptırmış. Vakıf kendi imkanları ile bir engelli okulu yaptırmış olup 10 ayrı okulun yapımında görev üstlenmiş. Şimdi köydeki kız çocuklarının ilçede okula başlaması için çalışma yürütüyorlar. Bunun dışında çocuklara kitap kırtasiye ve araç-gereç desteğinde bulunuyorlar. İzmir Balçova Belediyesi de bu çabaya destek veriyor... Besni bütün ülkeye örnek olmalı...
Büst
Ankara’da Sıhhıye’deki Zübeyde Hanım Anadolu Kız Meslek Lisesi’nin bahçesindeki Zübeyde Hanım’ın büstü ortadan kayboldu. CHP’li Yılmaz Ateş durumu fark edip okul müdürüne büstü sordu: “20 Eylül gecesi kimliği bilinmeyen kişilerce çalındı” cevabını aldı. Müdür büstün yeniden yapılmasından ve yerine konulmasından söz etmemiş. Ancak Yılmaz Ateş hırsızlığın peşini bırakacak gibi görünmüyor...